YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8051
KARAR NO : 2023/2134
KARAR TARİHİ : 06.04.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/288 Esas, 2021/286 Karar
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 04.04.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Av…… ile davalı vekili Av. …… dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin davalı şirkette ayrı ayrı %16,67 oranında payları bulunduğunu, 29.08.2012 tarihinde genel kurulun toplanması için karar alındığını, genel kurul çağrısının posta yoluyla yapılmadığını, toplantıdan sonra rüçhan haklarını kullanıp kullanmayacaklarına dair gönderilen ihtarname ile haberdar olduklarını, genel kurulda sermayenin 17.500.000 TL’den 58.500.000 TL’ye çıkartılmasına karar verildiğini, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullandıklarını, sermayenin artırılmasının objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, şirketin sermaye artırımına ihtiyacı bulunmadığını ileri sürerek genel kurulda alınan tüm kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, toplantıya çağrının usulüne uygun olarak yapıldığını, sicil ve yerel gazetede ilanla beraber davacılara iadeli taahütlü mektup gönderildiğini, çağrının usulsüz olmasının tek başına iptal sebebi sayılamayacağını, şirketin ihtiyaçları doğrultusunda sermayenin artırıldığını, davacıların sermaye artırımına katılacaklarını bildirdiklerini, ibranın usulüne uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen İlk Karar
Mahkemece 09.12.2014 tarih, 2014/353 E. ve 2014/401 K. sayılı kararı ile davacılara genel kurul çağrısına ilişkin iadeli taahütlü bildirimlerin toplantıdan sonra tebliğ edildiği, şirketin sermaye artırımına gerekçe gösterdiği inşaat projesinin büyük kısmının bittiği, inşaatın tamamlanmasına yönelik giderin çok üzerinde sermaye artırıldığı, alınan kararın dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, diğer taleplerin yerinde bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, genel kurulun sermaye artırımına ilişkin hükmünün iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B. Birinci Bozma Kararı
Dairenin 09.02.2016 tarih, 2015/3161 E. ve 2016/1198 K. sayılı ilamıyla,mahkemece içinde vergi ve finans konularında uzman kişinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden rapor alınarak, Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca sermeye artırımı gerekip gerekmediği üzerinde durularak, inşaat projesi kalan maliyeti ile birlikte sermaye artırım gereksiniminin ne kadar olduğu incelenerek, alınan kararın yasaya, anasözleşmeye, objektif iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği işaret edilerek bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 21.02.2019 tarih, 2017/1037 E. ve 2019/143 K. sayılı kararı ile; sermaye artışının şirket özkaynak yapısının güçlendirilmesi açısından gerekli olduğu ancak, davalı şirketin 29.08.2012 tarihli genel kurulunda yapılan sermaye artış oranının yüksek olduğu, hissedarların şirketten alacaklı olduğu tutarın, sermaye artışı ile taahhüt edilen tutarı karşılamadığı, hissedarların şirketten alacaklı oldukları bedel üzeri sermaye artışı sebebiyle nakden ödeme zorunluluğunda kaldıkları, oysa ki hissedarların nakden ödeme zorunda bırakılmadan ve mevcut katılım oranlarını koruyarak yapılacak sermaye artışının şirket özkaynak yapısını güçlendireceği, diğer yandan %234 oranındaki sermaye arttırımının rapordaki tablolara göre davacıların şirketteki paylarında önemli oranda düşmeye neden olacağı ve davacıları azlık haklarından mahrum kılacağı, mevcut verilere göre %115 oranında yapılacak bir sermaye arttırımının gerekli ve yeterli olacağı, bu nedenle gereğinden fazla yapılan sermaye artışına yönelik alınan kararının dürüstlük kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle davalı şirketin 29.08.2012 tarihli Genel Kurul Toplantısında sermaye arttırımına ilişkin alınan kararın iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
D. İkinci Bozma Kararı
Dairenin 13.02.2020 tarih, 2019/2509 E. ve 2020/1384 K. sayılı ilamıyla, bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gereğine işaret edilerek bozulmasına karar verilmiştir.
E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 15.04.2021 tarih 2020/288 esas 2020/286 karar sayılı kararı ile; davalı şirketin yürüttüğü inşaat projesinin tamamlanması için kalan maliyetin 15.000.000 TL olarak hesaplandığı, sermaye artışı sonrası şirket kasasına girecek nakit tutarın ise 11.276.028,15 TL olduğu, bu halde inşaat projesinin tamamlanması için sermaye artışının gerekli ve yerinde olduğu, dolayısıyla davalı şirket 29.08.2012 tarihli genel kurul toplantısında sermaye artışına ilişkin alınan kararın yasaya, anasözleşmeye, objektif iyiniyet kurallarına aykırılığından bahsedilemeyeceği; genel kurulda alınan ve dava konusu yapılan diğer kararların ise, mahkememizce verilen 09.12.2014 tarihli kararda tartışılıp değerlendirildiği üzere iptal koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun maddi gerçeğe dayanmayan, eksik ve varsayımsal tespitler içerdiğini, rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi heyetinde ayrık görüş bulunduğunu, davalı şirketin almış olduğu tespit raporunun kesin delil gibi değerlendirildiğini, tespit raporunun tek taraflı beyan ve iddialarla hazırlandığını, davalı şirket ve inşaatı üstlenen dava dışı şirket arasındaki tazminat davasında inşaatın tamamlanma oranının %95 olduğunun tespit edildiğini, işbu davada ise inşaat tamamlanma oranının %75 olarak kabul edildiğini, sermaye artırımının dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı yapıldığını, ortaklıkta ekonomik gücü olmayan pay sahiplerinin sermaye ve pay oranlarını düşürmek amacıyla karar alındığını, dava konusu genel kurul toplantısından önce yapılan 02.12.2010 tarihli genel kurul toplantısında projenin tamamlanması için ihtiyaç duyulan 5 milyon euronun ortaklardan borçlanma yoluyla, 5 milyon euronun da banka kredisi kullanılarak temin edilmesine karar verildiğini, bilirkişilerin 2013,2014 ve 2015 yıllarına ait bilanço hesaplarını da incelemesi gerektiğini, sermaye artırımı sonrasında %16,67’şer olan hisselerinin %4,9 a düştüğünü, sermaye artırımına ilişkin ödemelerin 1/4 ünün hemen 3/4 ünün 90 gün içinde ödenmesine karar verilmesinin dahi sermaye artırımının iyiniyetli olmadığını gösterdiğini, hakların sakınılarak kullanılması ilkesine aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 445 inci maddesi
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.