Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8050 E. 2022/9368 K. 22.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8050
KARAR NO : 2022/9368
KARAR TARİHİ : 22.12.2022

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 31.05.2021 tarih ve 2019/159 E. – 2021/357 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili şirket ile davalı… Sigorta A.Ş. arasında 29.02.2008 tarihli Acentelik Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin… Sigorta A.Ş. adına poliçe tanzim etme ve primleri tahsil etmeye yetkili kılındığını, aralarındaki cari hesap ilişkisinin 15.04.2009 tarihi itibariyle kat edildiğini, neticede müvekkili şirketin borcunun 1.211.000,00 TL olduğu hususunda mutabık kalındığını, borcun 611.778,00 TL’lik kısmının dava dışı … Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından üstlenildiğini, alacaklı şirketin bu duruma muvafakat ederek 15.04.2009 tarihli sözleşmeyi imzaladığını, böylece bu miktar bakımından borcun nakledilmiş olduğunu, buna rağmen davalının bu tutarı borçtan düşmediğini, davalı şirkete teminat olarak verilen bonoların haksız olarak icra takibine konu yapıldığını ileri sürerek müvekkilleri aleyhinde başlatılan takipler nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, takiplerin iptallerine, %40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı şirket arasında 29.02.2008 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme gereğince davacının tahsil ettiği primlerin bir kısmını müvekkili şirkete teslim etmesi gerektiğini, ancak davacı şirketin sorumluluğunu yerine getirmediğini, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre 18.02.2011 tarihi itibariyle 889.055,28 TL cari hesap borcunun oluştuğunu, bu borcun kısmen tasfiyesi için müvekkili şirkete 21.10.2009 tarihinde 3 adet toplam 300.000,00 TL’lik senet verildiğini, ancak senetlerin vadesinde ödenmemesi üzerine uyuşmazlığa konu icra takiplerinin başlatıldığını, dava konusu yapılan senetlerin teminat senedi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, 141.413,99 TL borcun ödemesinin kaynağı davalı tarafın kendi ticari defter ve kayıtları olup, davacı lehine alacak kaydı yapılmasından ötürü bu borcun artık ödendiğinin davalı kayıtları nedeniyle kabulü zorunlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8.125,01 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 22.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.