Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8039 E. 2023/2110 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8039
KARAR NO : 2023/2110
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1457 Esas, 2021/625 Karar
HÜKÜM : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mardin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
(Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2017/521 E., 2019/74 K.

Taraflar arasındaki markaya tecavüzün tespiti ve markanın hükümsüzlüğü ve terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı …şirketinin 1877 yılında İtalya’da kurulduğunu, makarnacılık ve makarna sosları sektöründe dünya lideri olduğunu, davacı şirketin dünya çapında İtalyan Know-how sembolu olarak tanındığını, Barilla markalı makarna ve makarna sosları ürünleri, Türkiye’de 1990’lı yılların başından beri tüketicilere sunulmakta olduğunu, davacı şirket tarafından, davalı şirkete tecavüz teşkil eden fiillerin sonlandırılması ve uyuşmazlığın sulhen çözülebilmesi amacıyla ihtarname gönderildiği, ancak davalı tarafından davacı şirkete olumlu bir cevap verilmediğini, davacı şirketin tescilli ve tanınmış “…” markaları, ambalaj komposizyonları ve ticari sunumları ile benzerlik ve iltibas yaratan davaya konu ürünlere ait mütecaviz kullanımlar, davalı tarafından davacı şirketin tescilli markaları ve ticari kullanımları aleyhine tecavüz ve haksız rekabet yaratılması sonucunu doğurduğunu, davacı şirketin tescilli ve gerçek hak sahibi olduğu “…” markası ile karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzer “…” markasını haksız surette ve kötüniyetli bir şekilde tescil ettiren davalının davacı şirket tarafından açılan işbu davadaki tecavüz taleplerine karşı, 2012/49981 sayılı “…” markasını savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceğinin düzenlendiği, davalının “…” kelime markası görsel, işitsel ve kavramsal açılardan davacı şirketin tescilli ve tanınmış ” …” markalarına karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzer olduğunu, yukarıda açıklanan sebeplerle, davalının işbu dava konusu “…” markalı ürünleri ile davacı şirketin tescilli ve tanınmış markalarına iltibas suretiyle yaratılan marka tecavüzü ve tescilli marka, ambalaj komposizyonları ve ticari sunumalarına yatarılan iltibas nedeniyle haksız rekabet durumunun tespitine, davalının “…” markasal kullanımlarının engellenmesini, … markalı ürün ve ürün ambalajlarının üretiminin, satış ve dağıtımının, ithal ve ihracatının, yurt içinde ve yurtdışında satışa sunulmasının önlenmesini, davalıya ait 2012/49981 sayılı “…” marka tescilinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin 29.06.2010 tarihinde Mardin ilinde kurulduğunu, makarna üretimi yapmak üzere faaliyete başladığını, davalı firmada üretilen Belilla makarnanın birçok Avrupa ülkelerine satışa sunulduğunu, davalı şirketin kendi başarı ve kalitesiyle ticari hacimi giderek büyüttüğünü, ve ürün pazarını genişlettiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde öne sürdüğü iddilaların hukuken korunmayacak temeli olmayan iddialar olduğunu, davalı şirketin markası davalı şirket ile doğmuş özgün bir marka olduğunu, davacı tarafın markasi ile benzerlik arz etmediğini, herhangi çağrışım da yaratmadığını, görsel anlamda davalı şirketin markası ile davacı tarafın markası arasında yazı tipi, rengi, kullanılan şekil, sembol vb. yönlerden bir benzerlik olmadığını, bu sebeple iltibasa, çağrışıma, tecavüze neden olmadığını, davalı şirketin ürün üzerinde bulunan markası kendine özgü sembolden (bağday başağından) oluştuğunu, bu sebeple davacı tarafça kötüniyetli bir şekilde talep edilen tüm ihtiyati tedbir taleplerinin reddini, haksız açılan davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının “…” bareli markaları ile davalının “…” ibaresi arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik olmadığı, iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ile “…” markaları arasında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; “…” markasının sahibi müvekkili şirketin yaptığı araştırmalar sonucunda, davalı şirkete ait ‘…’ markasının makarna ürünleri üzerinde kullanıldığından ve yine davalıya ait www.ilhanmakarna.com.tr isimli internet sitesinden bu ürünlerin yurt dışına ihraç edildiğinden haberdar olduğunu belirterek işbu davayı açtıklarını, yerel mahkemenin alınan bilirkişi raporunun tamamen aksine gerekçelerle davanın reddine karar verdiğini, davaya konu ‘…’ markasının, müvekkilinin tescilli ve tanınmış “…” markaları ile görsel, işitsel ve anlamsal bakımdan benzer olup, markalar kapsamında yer alan malların da birebir aynı olması karşısında markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunun açık olduğunu, ilk derece mahkemesinin öncelikli olarak davaya konu markalar arasında benzerlik bulunup bulunmadığı yönünde bir inceleme yaptığını ve son derece öznel (sübjektif) gerekçelerle markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal yönden benzerlik bulunmadığı yönünde açıklamalara yer verdiğini ve akabinde tek cümle ile “davaya konu markalar aynı tür sınıfa ait olsalar da, fonetik, sessel ve görünüş açısından birbiriyle benzer olmadığı kanaati oluşmuştur” denildiğini belirterek yerel mahkemenin kararının kaldırılarak, davalıya ait ‘…’ marka tescilinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalının tespit edilecek marka tecavüzü ve haksız rekabet durumlarının önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından dava konusu edilen, davalı adına Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) nezdinde 2012/49981 no ile tescilli “…” markasının 30 uncu sınıfta yer aldığı, davacı adına TPMK nezdinde 2004/00747 no ile 29, 30, 35, 43 üncü sınıflarda tescilli “Barilla” ve TPMK nezdinde 2011/50501 no ile 29, 30, 31, 32, 33, 35, 41, 42, 43 üncü sınıflarda tescilli “…” markaları ile aynı hizmet sınıfında bulundukları, her iki markanın yedi harften oluştuğu, davalı markasında e harfi dışındaki tüm harflerin, yerleri de benzer olarak davacının markasında da bulunduğu, her iki markanın B ile başlayıp LA ile bittiği, üçer hece oldukları, bu nedenle çifte benzerlik kuralının gerçekleştiği, hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, öte yandan davalının markasını tescil edildiği şeklin dışında, davacının markasına benzer şekilde kırmızı, beyaz renklerle ve davacının markasında yer alan çatal ve makarna figürlerini bir arada kullanarak davacının markasına yakınlaştırdığı, bu nedenle gerek tescilli markası, gerekse tescilli markasından farklılaştırarak gerçekleştirdiği kullanımların davacının marka haklarına tecavüz ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un (6102 sayılı Kanun) 55 inci maddesi anlamında haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin uluslararası alanda kendi markası ile tanınan bilinen bir şirket olduğunu, TPMK tarafından marka başvurusuna itirazlar da değerlendirilerek, müvekkil şirketin marka olarak kullanacağı ‘…’ sözcüğünün bu ana kadar tescil edilmiş markalar ile benzerliğinin olup olmadığı, tescil edilen markalara tecavüz niteliği oluşturup oluşturmayacağı, haksız kazanç sağlayıp sağlamayacağı, diğer markalarla karıştırılma ihtimali, iltibas teşkil edip etmeyeceği araştırılmış araştırma sonucu olumsuz bir durum tespit edilmediğini, müvekkil şirketin markasının müvekkil şirket ile doğmuş özgün bir marka olduğunu, markasına özgünlük katmak amacıyla ‘…’ sözcüğündeki ‘i’ harfinin şapkası olarak buğday başağı şeklini verdiğini ve davacı tarafın markası ile benzerlik arz etmediğini, gerek ambalajların türü gerekse ambalajın şekli ve rengi bu iki farklı özellikte olan markalar bakımından iltibasının olmadığını, malın doğası gereği ortaya çıkan şeklini ya da başka bir özelliğini veya teknik bir sonucu elde etmek için zorunlu olan veya mala asli değerini veren şekli ya da başka bir özelliğini münhasıran içeren işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceğinden tüketilecek aşamaya gelmiş halini ürün ambalajı üzerinde kullanmasının da haksız kazanç elde etmek amacını taşımadığından haksız rekabet oluşturmayacağını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, markaya dayalı tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, markanın hükümsüzlüğü ve terkini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6769 sayılı Sınai ve Mülkiyet Kanun’un (6769 sayılı Kanun) 6 ıncı maddesi

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.