Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8017 E. 2023/2109 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8017
KARAR NO : 2023/2109
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1467 Esas, 2021/1506 Karar
HÜKÜM : Yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/155 E., 2021/48 K.

Taraflar arasındaki marka hakkına tecavüzün tespitine, markaya tecavüzün men’ine ve ref’i ile maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 7 nci maddesinin ikinci bendinin (c) fıkrası uyarınca “KARACA” markasının tanınmış marka sıfatını haiz olduğunu, taraflar arasındaki franchise sözleşmesi feshedilmiş olmasına rağmen, davalı şirket tarafından davacı şirketlere ait tabela ve tanıtım evrakının halen izinsiz bir şekilde kullanılmaya devam edildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 12.1.a maddesinin “Karaca Home tabelası Karaca Home tarafından iş ortağına ücretsiz olarak verilir. Tabelaya ait vergi ve harçlar iş ortağına aittir. Sözleşmenin sona ermesinden sonra iş ortağı bu tabelayı sağlam ve kullanılabilir halde Karaca Home’a teslim etmek yükümlüğündedir. İş ortağı mağazaya herhangi başka bir tabela asamaz ve Karaca Home tabelasını indiremez.” şeklinde olduğunu, karşı tarafa ihtarname keşide edilmek suretiyle sözleşmenin feshedildiğinin bildirilmiş olmasına rağmen, davalı tarafından davacı şirketlere herhangi bir ürün gönderilmediğini, tabela ve diğer tüm tanıtım malzemelerinin ise kullanılmaya devam edildiğini, haksız kazanç elde edildiğini, İstanbul Anadolu Fikrî Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/138 Değişik İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da “..karşı tarafa ait adreste yapılan tespitte Alışveriş Merkezinin (AVM) dış cephesinde mağazanın kapısında ve iç tarafında ‘KARACA’ markasının, mağaza içerisinde bulunan ev tekstil ürünlerinde ‘KARACA HOME’ markasının kullanıldığı görülmüştür.” tespiti yapıldığını, davalının davacıya ait markaları haksız olarak kullandığının tespiti ile bu tecavüzün refi ile menine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 5.000,00 TL manevi tazminatın ve sözleşmenin feshinden itibaren davalının elde ettiği net kazanç üzerinden hesaplama yapılarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla belirsiz alacak davası olarak 500,00 TL maddi tazminatın 24.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacılar vekili 22.10.2019 tarihli talep arttırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini bilirkişi raporu doğrultusunda 155.487,44 TL arttırarak, neticei talebini 155.987,44 TL’ya yükseltmiş ve nispi harcı tamamlamıştır.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında belli bir müddet cari hesaba dayalı ticari ilişki tesis ettiklerini, ticari ilişkiye istinaden taraflar arasında mevcut ticari ilişkinin para anlamında hacmi büyüdüğünden davacı tarafın öncelikle ticari anlamda davalı tarafı elde tutmak için franchise sözleşmesi konulu” KARACA HOME SHOP SÖZLEŞMESİ” akdetmeyi davalı şirkete önerdiğini, davalı şirketin öneriyi kabul etmemesi üzerine, yine aynı mantıkla bu sefer de kendi markasını ihtiva eden kendi yaptırdığı tabelayı reklam ve daha fazla ürünün satılması amaçlı davalı şirkete önerdiğini, taraflar arasında mevcut cari hesap ilişkisinin yavaş yavaş bitmesine mukabil davalı şirket tarafından defaatle sözlü olarak davacı şirkete tabelanın sökümü ve alınması konusunda ricada bulunmuşsa da, davacı tarafça geçiştirilip tabelanın kaldırılmadığını, davacı şirketin marka ve marka haklarına ait herhangi bir imitasyon mal veya ürün satmadığı ortadayken, davalı şirketin haksız bir kullanımından söz edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiğinin aksine taraflar arasında imzalanmış bir sözleşmenin bulunmadığını, davacı tarafça davalıya keşide edilen fesih ihtarnamesinin de bağlayıcılığının bulunmadığı ve davacı lehine delil teşkil etmesinin de mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının maddi tazminat talebi bakımından bilirkişi incelemesi yapılmışsa da, davalı tarafın kesin süreye rağmen ticari defter, belge ve delillerini sunmaması nedeniyle elde ettiği gelirin tespit edilemediği, her ne kadar davalının elde ettiği gelire göre tazminat hesaplanması gerekirken, mali bilirkişi tarafından lisans bedeline göre hesaplama yapıldığı ancak davalının davaya konu markayı kullanmak suretiyle elde ettiği gelirinin tespit edilememesi nedeniyle, tazminatın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci maddesi uyarınca davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalının davacıların hak sahibi oldukları “KARACA” markasını iş yeri tabelasında kullanmak suretiyle marka haklarına tecavüz ettiğinin tespitine, markaya tecavüzün men’ine ve ref’ine, 5.000,00 TL manevi ve 50.000,00 TL maddi tazminatın 24.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 105.987,44 TL’lik maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının marka tecavüzü nedeniyle elde ettiği gelirin dosya kapsamında hesaplanmasının mümkün olmadığından bahisle 6098 sayılı Kanun’un 50 nci maddesi uyarınca tazminata hükmettiğini, maddi tazminata ilişkin olarak takdir hakkı kullanılmak suretiyle verilen karar nedeniyle, müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararda müvekkilleri aleyhine 14.018,80 TL red vekâlet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkesine de aykırılık teşkil ettiğini, takdir edilen tazminat tutarına itirazlarının bulunmadığını ancak hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın kaldırılarak, müvekkilleri aleyhine hükmedilen 14.018,80 TL red vekâlet ücretinin karardan çıkartılmasına, 740,15 TL yargılama giderinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddedilen kısmın mahkemece takdir hakkının kullanılması nedeniyle ortaya çıktığı, davalı yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin kısmen davacı üzerinde bırakılmasının yerinde görülmediği, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, hükmün istinaf başvurusu dışında kalan diğer kısımlarının aynen tekrarı ile yargılama giderlerinin tamamının davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf mahkemesince lehlerine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinde hataya düşülerek 6098 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin yanlış yorumlandığını, kısmen reddin hakkaniyet ve takdiri indirimden kaynaklansa da lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini bu hususta örnek içtihatların mevcut olduğundan kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, markaya tecavüzün tespiti,meni, refi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6098 sayılı Kanun’un 50 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.6098 sayılı Kanun’un 50 inci maddesi; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilmiyorsa hakim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü uyarınca zararın ispat yükü davacıya aittir. Mahkemece tazminat miktarının hakkaniyete uygun olarak anılan hüküm uyarınca belirlenmiş olması, davacının ispat edemediği ret edilen miktar yönünden davalı yararına vekalet ücreti hükmedilmesine engel değildir. Davacı zarara uğradığı miktarı ispat edemediğinden, ret edilen miktar yönünden davalı yararına nispi vekalet ücreti verilmesi gerekir. Bu nedenlerle istinaf başvurusunun esastan reddi gerekirken ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yazılı gerekçeyle maddi tazminat talebinin takdiri olarak belirlendiği anlaşıldığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığı kararı doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.