YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7990
KARAR NO : 2023/1804
KARAR TARİHİ : 23.03.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Esastan ret
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin eşinin yurt dışında olduğu sırada davalının kardeşi …’ın … Mah. 14.Sk No:8/1 Antakya/Hatay adresine gelerek çocuklarının eğitim kurumları olarak yoğun ve başarılı bölgede bulunan … mahallesinde okula kayıt yaptıracağını bu sebeple … mahallesinde sakin olan kişinin imzasının gerektiğini belirterek birkaç evraktan oluşan A4 kağıdına imza atmasını istediğini, müvekkilinin kağıda imza attığını, daha sonra hile ve iğfal sonucu oluşturulan ve alacağı olmadığı halde A4 kağıdına imzaların kullanılması suretiyle 300.000,00 TL meblağlı bono görüntüsü verilerek doldurulan ve icra dosyasında ödeme emrinin tebliğ edilmesi sonucu hile ve iğfale maruz kaldığını fark ettiğini ileri sürerek müvekkilinin Hatay İcra Müdürlüğünün 2015/33485 sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile … arasında ne tür bir sözleşme yapıldığı, aralarında nasıl bir ilişki olduğunun müvekkilince bilinmediğini, kambiyo senetlerinin illi olmayan kıymetli evraklardan olduğunu, takibe konu senedin bono vasfını taşıdığını, davacının senede konu 300.000,00 TL’nin tamamını müvekkilinden aldığını savunarak davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ile davacının uzaktan akraba oldukları davalının kardeşi … Albak’ın davacının yanına gelerek çocuklarının eğitim kurumları olarak başarılı bölgede bulunan … mahallesindeki okula kayıt yaptırması gerektiğini bu sebeple de o mahallede oturan birisinin imzasının gerektiğini söyleyerek davacıya hile yoluyla imzalatılan A4 kağıdındaki imzanın kullanılması suretiyle ilgili icra dosyasına konu 300.000,00 TL meblağlı bononun oluşturulduğu, bono sebebiyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiş ise de davaya konu olay sebebiyle davacının yaptığı şikayet ile ilgili Hatay Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/12899 sayılı soruşturma dosyası ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, verilen kararın kesinleştiği, davacı tarafça dosyaya sunulan diğer ceza dosyalarının dava konusu olay ile ilgisinin olmadığı Hatay Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/12899 sayılı dosyasında Adana Polis Kriminalden alınan 03.11.2017 tarihli raporda davaya konu senetteki imzanın davacının elinden çıktığının bildirildiği, mahkemece imza incelemesine dair İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı’ndan alınan 25.05.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda bahse konu imzanın davacının elinden çıktığı, taraflarına sorulan mürekkep yaşına dair hususta ise ülkemizde bu yönde yapılan bir analiz bulunmadığından cevap verilemediğinin bildirildiği, davacı vekilinin itirazı üzerine itirazlarını karşılar şekilde İstanbul 1.Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla 3’lü grafolog bilirkişiden alınan 18.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda davaya konu senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğu, belgedeki imza ile yazının hangisinin önce hangisinin sonra yazıldığı hususunda bu alanda kullanılan teknik yöntem bulunmadığından görüş bildirilemeyeceği, incelemeye konu belge aslında yazı üzerinde yapılan incelemede yazı ve imzanın iki kerede çıkarıldığını gösterir herhangi bir durumun saptanmadığı bildirildiğinden bilirkişi raporları ile savcılık soruşturma dosya içeriği soyut tanık beyanlarından üstün tutularak davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2012 yıllarında bankalardaki mevduatının yüklü olduğu bankalardan gelen cevabi yazı ile de görüldüğünü, davalının malvarlığı olmadığını, raporların iddialarını karşılayacak bir incelemede bulunmadığını sadece imza yönünden inceleme yapıldığını, sahtecilik ve iğfal kabiliyeti olup olmadığı yönünde inceleme yapılmadığını , tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda, dava konusu bono, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776 ncı maddesinde belirtilen yasal unsurları taşıdığı ve temel ilişkiden mücerret borç ikrarını içerdiği, bonodaki imzanın davacıya ait olduğunun sabit olduğu, bononun anlaşmaya aykırı olarak sahtecilik yoluyla düzenlendiğinin ispat yükünün davacıda olduğu, davacının yazılı bir delil göstermediği, davalı hakkında sahte belge düzenlemekten dolayı yapılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, senedin yalnızca imzalanarak boş bir şekilde tedavüle çıkartılması mümkün olup, diğer kısımlarının sonradan doldurulmuş olmasının kıymetli evrak vasfını etkilemediği, dava konusu bononun hile ve sahtecilik yoluyla oluşturulduğunun davacı tarafından ispatlanamadığı ve yemin deliline de dayanılmadığı, dava konusu bononun bedelsiz olmadığı, davacının borçlanma iradesi taşıdığı ve borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile alacak borç ilişkisi bulunmadığını , müvekkilinin davalı tarafa borçlanacak bir durumu olmadığını, maddi durumunun iyi olduğunu, davalı tarafın ispat yükünü yerine getiremediğini, dosyada yer alan bilirkişi raporlarının davacı müvekkilinin beyanlarının aksini kanıtlar nitelikte olmadığını, müvekkilinin iradesinin sakatlandığını, araştırılması gereken hususunun imza attırılan A4 kağıdının aldatma vasfında olup olmadığı hususu olduğunu ,davacının imzasının bulunduğu kısım üzerinde yer alan bilgisayar yazısının imzadan önce mi, sonra mı çıkarıldığı hususunu taşıdığını bu yöndeki taleplerinin mahkemece değerlendirilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bono nedeniyle borçlu bulunup bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.