YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7959
KARAR NO : 2023/1863
KARAR TARİHİ : 27.03.2023
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/1737 Esas, 2021/990 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/37 E., 2018/416 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin keşideci olduğu 750.000,00 TL bedelli çekin davalı bankaya ibraz edildiğini, davacı şirket yetkilisi … iken vefatıyla şirket yetkilisinin eşi olan davalı olduğunu, merhum … sağ iken 50.000,00 TL olarak doldurulan bedelin önüne 7 rakamının sonradan eklenerek çekte tahrifat yapıldığını, çekteki keşideci imzasının da davacı şirket yetkilisi olan davacı …’in elinden çıkmadığını, imzanın sahte olduğunu, buna ilişkin çekin lehtarına yönelik şikayet başvurusunda bulunulduğunu, çekteki bu tahrifatın çıplak gözle dahi fark edildiğini, buna rağmen davalı bankanın çeke karşılıksız kaşesi vurmasının mevzuata aykırı olduğunu, keşideci davacılar ile lehtar arasında ticari ilişkinin de olmadığını, davalının karşılıksız kaşesi vurması sonrasında davacılara yönelik icra takibi başlatıldığını ve haciz kararına istinaden ihtiyati haciz işleminin gerçekleştirildiğini, davacıların maddi ve manevi zarara uğradığını, itibarının zedelendiğini, davalı şahısta psikolojik rahatsızlıkların zuhur ettiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 724 üncü maddesine göre şimdilik 100.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminatının 01.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; çekin yasal unsurları ihtiva ettiğini, çekin kayıtsız şartsız bir ödeme vaadi olduğunu, temel borç ilişkisinden bağımsız olduğunu, bankanın keşideci imzası ile çekteki imzayı karşılaştırarak inceleme yaptığını, ancak bu incelemenin kriminal bir boyutta olmadığını, olması gerekmediğini, davacıların kusurunun bankaya yüklenemeyeceğini, bankanın kusurunun bulunmadığını, maddi ve manevi tazminat şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çek üzerindeki bedel ve yazı kısımlarında bir tahrifatın tespit edilmediği, çekin bu hali ile iğfal kabiliyetinin bulunduğunun tespit edildiği, davacı şirketin salt bu işlem nedeni ile maddi zarara uğradığı iddiası yönünden yapılan işlem ile oluşan zarar arasında doğrudan bir illiyet bağının dosyadaki mevcut kayıtlara göre tespit edilemediği, davalı bankanın bu yönde bir kusuru veya hukuka aykırı bir fiilinin tespit edilemediği, manevi tazminat istemi yönünden ise davalı bankanın yaptığı işlemin kişinin kişilik haklarını zedeleyecek nitelikte bir kasıt ile yerine getirildiğini gösterir her hangi bir delilin dosyada bulunmadığı, davacı şirketin ticari şirket olduğu ve davalı banka nezdinde bulunan hesabı nedeni ile teslim aldığı çeklerin kullanılması ve tedavül görmesinin ticari hayat içinde bir gereklilik ve yapılan ticari işin doğal sonucu olduğu, davacı tarafça bu şekilde oluştuğu iddia edilen zarar yönünden davalı bankanın sorumluluğunun doğrudan doğduğunu ispatlar şekilde her hangi bir delilin dosyada tespit edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirket yetkilisi …’in dava konusu çeki keşide etmediğini, çekteki keşideci imzasının sahte atıldığını, çekin lehtarına yönelik devam eden ağır ceza yargılamasının bekletici mesele yapılmasının gerektiğini, davalı bankaya böyle bir çekin keşide edilmediğinin öncesinde de bildirildiğini, merhum …’in vefatından önce 50.000,00 TL yazılarak doldurulan bedel hanesinin başına 7 rakamının eklendiğini, çekteki tahrifatın çıplak gözle dahi fark edilebildiğini, davacının maddi ve manevi zarara uğradığını, 6102 sayılı Kanun’un 724 üncü maddesine göre çeke karşılıksız kaşesi vuran ve icra takibi başlatılmasına sebep olan davalı bankanın sorumluluğunun bulunduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmadığı, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tahrifat yapıldığı ve imzanın sahte olduğu iddia olunan çeke karşılıksızdır işlemi yapılmasından dolayı davalı bankanın sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6102 sayılı Kanun’un 724 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.