Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/7851 E. 2023/2091 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7851
KARAR NO : 2023/2091
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/723 Esas, 2021/1218 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2008/257 E., 2020/24 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge adliye mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 04.04.2023 günü hazır bulunan davacılar vekili Avukat … ile davalı Avukat …dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; muris …’a ortak fidancılık yapmayı teklif eden davalının ve ilçe tarım müdürlüğüne başvuru için murisin taşınmazlarının fotokopilerini aldığını, davalının bu işler için devlet desteği alınacağını, bir kısım evrak ile birlikte bu işlerin değeri kadar senet düzenlenmesi gerektiğini söyleyerek muris …’a boş senet imzalattığını, …’ın o tarihte 75 yaşında olup akli meleklerinin tam olarak yerinde olmadığını, uzun süredir şeker hastalığı nedeniyle tedavi gördüğünü, saf, iyi niyetli ve karşısındakilere kolayca inanan yapıya sahip olduğunu, davalının hileli davranışları ile ikna etmesiyle hataya düşürerek imzalattığı boş senedi doldurarak takibe konu ettiğini, murisin iradesi sakatlanarak imzalatılan takip konusu senet nedeniyle borçlu olmadığını ileri sürerek 600.000,00 TL bedelli senedin iptali ile davalıya borçlu olunmadığının tespitini ve %40’dan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iddiaların yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini, davacılar murisi ile ortak iş yapmak üzere anlaştıklarını, müvekkili tarafından davacılar murisine 600.000,00 TL verildiğini, karşılığında senet alındığını savunarak davanın reddini ile %40’dan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurulu’nun 24.01.2013 tarihli raporu ile müteveffa …’ın akit tarihi olan 18.06.2008 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun mütalaa edildiği, Burdur Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/288 E., 2017/20 K. sayılı ilamı ile nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine karar verildiği ve anılan kararın kesinleştiği, ceza mahkemesince verilen kesinleşmiş mahkeme kararlarının fiilin hukuka aykırılığını saptayan maddi olgunun tespitine ilişkin hükümlerinin hukuk hakimini bağlayacağı, davacı vasisinin yemin deliline başvurmayacaklarını da beyan ettiği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve katılma yoluyla davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının beyanları ile senet metnini talil ettiğini ve ispat külfetini üzerine aldığını, davada hile iddiası da bulunduğu halde bu konudaki delillerin toplanmadığını, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.Katılma yoluyla davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddedilmiş olmasına göre müvekkili lehine %40’dan az olmamak üzere tazminata karar verilmesi gerekirken bu yöndeki talebin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bu yönüyle kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar murisine dava devam ederken Gölhisar Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı ile vasi atandığı, vasinin ibraz ettiği vekaletname ile yargılamaya devam edildiği, bononun nakden kaydı ile düzenlenmiş olması karşısında bono metninin talil edildiğinden ve ispat külfetinin yer değiştirdiğinden söz edilemeyeceği, dava dilekçesinde ileri sürülen hususların ceza dosyasında dolandırıcılık suçu unsurları yönünden değerlendirildiği ve davalı sanığın beraatine karar verildiği değerlendirildiğinde ceza mahkemesinin bu kararının hile iddiası yönünden delil niteliği taşıdığı, raporlar arası çelişkiyi gidermek için alınan rapor ile muris …’ın bononun düzenlenme tarihinde fiil ehliyetine sahip olduğunun tespit edildiği, müteveffa davacı tarafından 18.03.2010 tarihinde birden çok taşınmazın satışının gerçekleştirdiği, ehliyetsizlik iddiasının ileri sürülmesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, mahkemenin 16.09.2011 tarihli ihtiyati tedbir kararının uygulanmış olması karşısında davalı alacaklı lehine tazminata karar verilmesi gerekirken mahkemece davalının tazminat talebinin de reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, takip konusu alacağın %40’ı olan 240.000,00 TL tazminatın davacılardan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar etmiş, ayrıca karar başlığında vefat eden muris …’ın ismine yer verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, menfi tespit davasına konu bononun irade sakatlığı ve ehliyetsizlik nedeni ile geçersiz olup olmadığı, davada ispat yükünün hangi tarafa ait olduğuna ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, karar başlığında vefat eden muris …’ın ismine yer verilmesinin maddi hata olup düzeltilebilecek olmasına ve sonuca etkisinin bulunmamasına göre usul ve kanuna uygun olup, davacılar vekilince ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.