Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/7755 E. 2023/1545 K. 14.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7755
KARAR NO : 2023/1545
KARAR TARİHİ : 14.03.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1299 Esas, 2021/1564 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/983 E., 2021/520 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili aleyhine 1.000.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak icra takibi başlattığını, müvekkilinin takip dayanağı bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığını, bononun davalı ile imzalanan sözleşmenin teminatı olarak vadesi boş bir şekilde davalıya verildiğini, davalının müvekkili şirketin ciro ettiği çeklere ilişkin olarak faktoring hizmeti sunduğunu, davalının bu çeklerin ödenmeyeceği ihtimaline bağlı olarak kendisinden teminat olarak verilen vadesi boş bononun vade tarihini doldurmak suretiyle takibe konu ettiğini, bononun davalının gönderdiği ihtarname ekinde cari hesap ekstresinde görünmediğini, davalının faktoring hizmeti sunduğu çeklerin davalı tarafından tahsil edildiğini ileri sürerek müvekkilinin İstanbul 36. İcra Müdürlüğünün 2018/18694 E. sayılı dosyasında takibe konu edilen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın takibe konu bonodan dolayı davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, takibe konu bononun 1.000.000,00 TL bedelli olduğu, olup davacılar vekilince dava dilekçesinde açıklanan ve yargılamaya konu edilen talep sonucuna göre harcın eksik yatırıldığı, 06.11.2020 tarihli ara karar ile eksik kalan 15.877,53 TL harcın yatırılmasının, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılacağının davacılar vekiline ihtar edildiği, verilen kesin süre içinde harcın tamamlanmadığı, Mahkemenin 22.11.2020 tarihli ara karar ile eksik harcın tamamlanmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verdiği, üç aylık süre içinde de harca ilişkin eksikliğin tamamlanmadığı gerekçesiyle 492 sayılı Harçlar Kanunu (492 sayılı Kanun) 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada eksik harç bulunmadığını, davalının 70.266,10 TL üzerinden takip başlattığını, dava açılır iken bu takibin esas alınarak takipte istenen tutar üzerinden harç yatırıldığını, takibe konu edilen miktar yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını, davalının sunduğu 04.12.2020 tarihli dilekçe ile takibe konu edilen miktar haricinde bir alacaklarının bulunmadığını beyan ettiğini, buna rağmen takibe konu miktar haricinde ihtilaf bulunmadığından icra takibi haricinde kalan miktar üzerinden dava ikame edildiği kabul edilerek harç tamamlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hukuki yararın dava şartı olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın takip miktarı ile sınırlı olduğundan davacının uyuşmazlık konusu olmayan bir konuda dava açmasında hukuki yararın olmadığını, dolayısıyla 1.000.000,00 TL üzerinden dava açılmasında müvekkillerinin hukuki yararı ve gereklilğinin olmadığı, mahkemenin değerlendirmesinin hatalı ve 6100 sayılı Kanun’un amacına ters olduğunu, uyuşmazlık konusu olmayan bir konuda harç tamamlanması şeklinde bir ara karar vererek dava açmaya dayanmanın hak arama hürriyetinin ve mahkemeye erişim hakkının ihlali olduğunu, mahkemenin uyuşmazlığı çözmekten kaçınmaması gerektiğini, davanın kısmi dava olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın 17.08.2018 tarihinde açıldığı ve dava dilekçesinde harca esas değerin 70.266,10 TL olarak gösterildiği, ancak dilekçenin istem ve sonuç bölümünde takibe konu edilen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitinin istendiği, takibe konu bono ise 1.000.000,00 TL bedelli olduğu, mahkemece harcın tamamlanması yönünden davacı tarafa süre verildiği, davacı vekilinin ise davalı tarafın alacak miktarı bakımından açıklama yapması gerektiğini ileri sürdüğü ve verilen süre içerisinde harcı yatırmadığı, davacı vekilinin dava dilekçesinin istem ve sonuç bölümündeki talebi açıkça bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitini istediği, öte yandan dosya içeriğinde fotokopisi bulunan ödeme emrinin incelenmesinde; takibin dayanağı olarak “25.05.2018 vadeli, 12.02.2018 tanzim tarihli, 1.000.000,00 TL bedelli senedin şimdilik ödenmemiş 70.000,00 TL’lik kısmı” nın gösterildiği, birlikte değerlendirildiğinde ve davacı tarafça da açıkça takip nedeniyle borçlu bulunulmadığı şeklinde bir talepte bulunulmayıp takibe konu bono nedeniyle borçlu bulunulmadığı talep edildiğinden mahkemece yazılı şekilde ara karar verilip ve bu ara karara bağlı olarak dosyanın işlemden kaldırılması sonucunda davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, dava harcının takibe konu edilen değer üzerinden mi yoksa bono bedeli esas alınmak suretiyle alınması gerektiği hususu uyuşmazlık konusudur.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 331, 370, 371 ve 150 nci maddeleri, 492 sayılı Harçlar Kanunu (492 sayılı Kanun) 30 uncu maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

K A R Ş I O Y

Dava, İİK 72 maddesine dayalı icra takibi üzerine açılan menfi tespit istemine ilişkindir.

Somut uyuşmazlıkta, davalı alacaklı tarafından, davacı borçlular aleyhine Beyoğlu 20. Noterliğinin 28.05.2018 tarih ve 09667 yevmiye numaralı bakiye borcun 70.000,00 TL olduğu, hesabın kat edildiği iddiası ile ihtarname keşide edilmiş,

İstanbul 36. İcra Müdürlüğünün 2018/18694 sayılı dosyasında da aynı gün, aynı alacak miktarı için kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibi yapılmış, takip talebinde 25.05.2018 vadeli 12.02.2018 tanzim tarihli 1.000.000,00 TL bedelli senedin ödenmemiş 70.000,00 TL kısmı takibe mesnet alınmıştır.

Davacılar, icra takibi üzerine, takipte talep edilen bedeli dava değeri olarak göstermek ve peşin harcını yatırmak suretiyle icra takibi ve bono nedeniyle menfi tespit istemiyle 15.08.2018 tarihinde eldeki davayı açmışlardır.

Takip dayanağı kambiyo senedinin (bono) davalı alacaklıya teminat amacıyla verildiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Taraflar arasındaki temel ilişki nedeniyle davacı borçluların, davalı alacaklıya hesap kat tarihi itibariyle 70.000,00 TL borçlu oldukları davalının kabulündedir.

Dayanak kambiyo senedinin 70.000,00 TL üzerinde kalan kısmı için taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan konuda, harç ikmali yönünde ara karar verilerek, davacıyı dava açmaya zorlamak hak arama hürriyeti ve mahkemeye erişim hakkının ihlalidir.

Takibe dayanak bononun teminat niteliğine, davalı alacaklının temel ilişkiden kaynaklanan alacağının 70.000,00 TL bulunmasına ve alacaklının alacağını teminat bonosundan tahsil etmek istemesine, takibin bu miktar üzerinden başlatılmasına göre davacıların uyuşmazlık konusu olan 70.000,00 TL değere göre harç yatırarak dava açmalarında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.

İlk Derece Mahkemesince, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan bono bedelinden bakiyesinin de nizalı olduğunu kabul ederek yazılı şekilde işlem yapılması ve sonucunda yazılı gerekçe ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir.

Davacıların İlk Derece Mahkemesi kararına vaki istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmesi açıklanan nedenlerle hukuka aykırı olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması yerine yazılı gerekçe ile onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.