Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/7748 E. 2023/2191 K. 10.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7748
KARAR NO : 2023/2191
KARAR TARİHİ : 10.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/250 Esas, 2021/154 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından istirdat davasına dönüşen davanın bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 28.03.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat … ile davalılar vekili Avukat…… dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili aleyhine davalı … tarafından iki adet bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, icra takibine konu bonoların müvekkili ile davalılardan … ve dava dışı …….’in kullanmış olduğu üretici kredi sözleşmesine kefil olmaları sebebi ile verildiğini, dava dışı asıl borçlunun borcunu ödemediğini, bunun üzerine davalı …’in borcu ödeyerek bonoları bankadan teslim aldığını, babası olan davalı takip alacaklısı …’e ciro ettiğini, bonolarda müvekkili ile davalı …’in hukuken aval veren durumunda olduğunu, bu nedenle müvekkilinin borcun 1/3’ünden sorumlu olduğunu ileri sürerek icra takibine konu borcun 2/3 oranına isabet eden 3.455.000.000,00 TL (3.455,00 TL)’lik kısmından borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının hakkında yapılan takibe itiraz ettiğini, mahkemece itirazın kaldırılmasına karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, davacının talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının üretici kredi sözleşmesinde kefil sıfatı ile borçlu olduğunu, müvekkilinin bu borcu ödediğini, böylece davacıdan alacaklı olduğunu, alacağını diğer davalı …’e temlik ettiğini, davacı talebinin hukuki olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen İlk Karar
Mahkemece 18.09.2013 2003/512 E., 2013/517 K. sayılı kararı ile hukuki yarar şartı olmadığından davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

B. Birinci Bozma Kararı
Dairemizin (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi) 19.11.2014 tarih, 2014/12431 E. ve 2014/16558 K. sayılı kararıyla menfi tespit davası devam ederken takip konusu borcun icra tehdidi altında ödenmesi halinde menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü gözetilerek işin esasına girilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 14.05.2015 tarih, 2015/78 Esas ve 2015/186 Karar sayılı kararı ile davalı …,…… ve … tarafından bono düzenlendiği ve bononun teminat altına aldığı kredinin … tarafından ödendiği, bononun banka tarafından davalı … …..e verildiği, davalı …’in, diğer davalı …’e söz konusu senetleri, alacağın temliki hükümlerince teslim ettiği, alacağın temlikinin yazılı olarak temlik eden ve temlik alan arasında kurulabileceği, borçlunun bundan haberdar olmasının zorunlu olmadığı ancak iyi niyetle yapılan ödemeyle borcundan kurtulacağı, takibin usulune uygun şekilde yapıldığı gerekçesiyle açılan istirdat davasının reddine karar verilmiş, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

D. İkinci Bozma Kararı
Dairemizin (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi) 29.11.2016 tarih 2016/12590 E., 2016/15289 K. sayılı kararıyla icra takibine konu olan senetlerde dava dışı T.Emlakbank A.Ş.’nin lehdar konumunda olduğu, davalı … ve …’in senet arkasında imzaları varsa da davalı …’e senet lehdarı banka tarafından usulüne uygun olarak yapılmış bir ciro veya alacağın temliki olmadığı, davalı … ve …’in yetkili hamil olarak kabulünün doğru olmayacağı, bu suretle davanın kabulüne karar verilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuştur.

E. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece 26.03.2018
tarih, 2017/218 E. ve 2018/131 K. sayılı kararı ile bozma ilamında benimsenen gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

F. Üçüncü Bozma Kararı
Dairemizin (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi) 25.02.2020 tarih 2018/3572 E., 2020/592 K. sayılı kararıyla davalı … tarafından yapılmış bir takip olmadığı halde istirdat davasının kabulünün sadece davalı … yönünden verilmesi gerekirken her iki davalı yönünden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kabule göre de icra dosyasında haricen yapılan ödemenin bilirkişilerce hesaplanması gereğine işaret edilerek bozulmuştur.

E. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece 12.03.2021 tarih, 2020/250 E. ve 2021/154 K. sayılı kararı ile davalı …’e yönelen davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı …’e yönelen menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasının kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya uygun olmadığını, vekalet ücretinin de yanlış hesaplandığını ileri sürerek kararın düzeltilerek onanmasını istemiştir.

2. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın açıldığı tarih itibari ile hukuki yarar olmadığını ve bu sebepten reddedilmesi gerektiği, bono ilişkisinin hatalı yorumlandığını, mahkemece talepten fazlaya hükmedildiğini ve hatalı hesaplama yapıldığını, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, başlatılan icra takibi dolayısıyla açılan menfi tespit davası devam ederken takip konusu borcun icra tehdidi altında ödenmesi sebebiyle istirdat davasına dönüşmesine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesi altıncı fıkrası

3. Değerlendirme
1.Mahkemenin 14.05.2015 tarih, 2015/78 E. ve 2015/186 K. sayılı davanın reddine dair karar Dairemizin (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi) 29.11.2016 tarih 2016/12590 E., 2016/15289 K. sayılı kararıyla, davanın kabul edilmesi gerekliliğine işaret edilerek bozulmuştur. Bozma sonrası yapılan yargılamada Mahkemece 26.03.2018 tarih, 2017/218 E. ve 2018/131 K. sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki bu kez de Dairemizin (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi) 25.02.2020 tarih 2018/3572 E., 2020/592 K. sayılı kararı ile davalılardan … hakkında verilen kabul kararının doğru olmadığı ve diğer davalı yönünden ise araştırma yapılması gereğine işaret edilerek yerek mahkeme kararı bozulmuştur.

2. 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesi altıncı fıkrası “Davanın esastan reddi veya kabulünü içeren bozmaya uyularak tesis olunan kararın önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden bozulması üzerine alt mahkemece verilen kararın temyiz incelemesi, her hâlde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır.” hükmüne haiz olup, yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davanın kabulüne yönelik Dairemiz kararına uyularak verilen kararın bu kez bozulmasına karar verilmiştir. Hal böyle olunca, mahkeme kararına yönelik davacı ve davalı … vekilleri temyiz istemlerini inceleme görevi Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na ait olmakla dosyanın gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeple;

Davacı ve davalı … vekilleri temyiz istemlerinin incelenmesi için dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULU’na GÖNDERİLMESİNE,
10.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.