YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7742
KARAR NO : 2023/2040
KARAR TARİHİ : 03.04.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1573 Esas, 2021/850 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/243 E., 2019/324 K.
Taraflar arasındaki tasarım hakkına tecavüz, maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına 2014/00766 numarayla tescilli 19 adet çoklu tasarımları bulunduğunu, davalının bunlardan 1.1 ve 2.1’de yer alan tasarımlardan doğan haklara tecavüz niteliğinde ürünleri ürettiğini ve satışa arz ettiğini, davalının imalathanesinde üretim ve satışa arz yapıldığına ilişkin aldıkları duyum üzerine İnegöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/266 D. İş sayılı dosyası ile delil tespiti yapıldığını ileri sürerek müvekkilinin 2014/00766-1 ve 2 sayılı tasarımlardan doğan haklarına tecavüzün önlenmesine, tecavüz oluşturan ürünler ve bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz makine gibi araçların, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde imhasına, şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın 06.04.2018 tespit tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 16.06.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat miktarını 20.900,72 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tespit dosyasında üretim yapılmadığının belirtildiğini, davaya konu ürünlerin tespit mahallinde olmadığını, benzer olduğu iddia edilen komodinlerin üzerinde tasarım olarak oynama yapılması mümkün olmayan mobilya olduklarını, davacı ürünleri ile müvekkili iş yerinde tespit edilen komodin arasında ciddi farklılıklar olduğunu, davacıya tarafa ait 2014/0076-1 numaralı tasarımın harcı alem olduğunu, davacının tazminat taleplerinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalıya ait ürün ile davacıya ait 2014/00766-2 nolu tasarımın benzer olmadığı, davalıya ait ürün ile 2014/00766-3 nolu tasarımın benzer olmadığı, davalıya ait ürünün davacıya ait 2014/00766-1 tasarım ile belirgin bir benzerlik içerisinde olduğu, davalının davacı tasarımının koruma kapsamındaki bir ürünün benzerini piyasaya sunduğu, ticaret alanına çıkardığı ve satışını yaptığı ve davalı komodininin davacıya ait 2014/00766-1 sayılı tasarımdan doğan haklara tecavüz teşkil ettiği, davalının eylemlerinin davacının tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabette bulunduğu, incelenen ticari defter ve kayıtlardan davalının komodin ürününün satışını gerçekleştirilmiş olduğu tespit edilmiş ise de davalı tarafça kesilen fatura ve diğer ticari bilgi ve belgelerden bu komodin ürününün tasarım tesciline konu ürün olup olmadığının anlaşılamadığı, böyle bir durumda hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 51 inci maddesinin birinci fıkrası ve 50 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre hakkaniyete uygun olarak belirlemesi gerektiği, davalının satışını gerçekleştirdiği orijinal ürünlerin satışında tasarımın ekonomik bakımından katkısı da dahil edilerek dava tarihine kadar gerçekleşen eylemler karşılığı yoksun kalınan kâr olarak davacının seçtiği 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 151 inci maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendine göre davalının tasarımı davacıdan izin ve lisans alarak kullanması halinde yıllık ödemek zorunda kalacağı maddi tazminatın 10.000,00 TL olarak belirlenmesinin hakkaniyete uygun olduğu, haksız eylem niteliği taşıyan davalının tasarıma tecavüzü sonucu davacı tasarım sahibinin piyasada edindiği imaj ve güvenden oluşan manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp ve zararlar ile uzun süren çabalarla yaratılan imajının zedelenmesi nedeniyle somut olayda 10.000,00 TL manevi tazminatın uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, tespit dosyasında el konulan ürünlerin imhasına, 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın 06.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararda komidinler arasındaki benzerliklerin ‘harcıalem unsurlar ve harcıalem olmayan unsurlar şeklinde ikiye ayrılarak incelendiğini, davacının tasarımı ile davalı müvekkilin komidini arasındaki bazı benzerlikleri harcıalem unsur olarak değerlendirildiğini, davacının tasarımı ile müvekkilinin komodini arasında ciddi farklılıklar bulunduğunu, benzeşen bazı unsurların tasarım koruması kapsamında değerlendirilemeyecek harcıalem unsurlar olmasına rağmen davacının tasarımı ile müvekkilinin komodini arasındaki benzerliklere dayanarak davacının tasarımına tecavüz edildiği sonucuna ulaşılmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı müvekkilinin satışını yaptığı komodinin davacının tasarımının benzeri olduğu varsayımından hareket edildiğini ve bu konuda sübuta ermenin söz konusu olmadığını, gerek delil tespiti dosyasında gerekse yargılama sırasında ticari defterlerin incelenmesi neticesinde aldırılan bilirkişi raporunda dava konusu 2014/00766-1 nolu tasarıma konu ürünün üretilip satıldığına ilişkin herhangi bir tespitin bulunmadığını, bu durumda yerel mahkemece davacı lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, komodin eşyasının üzerinde çok fazla yenilik yapılabilecek bir ürün olmadığını, tarafların tasarımlarının benzeşmesinin tecavüzün gerçekleştiği anlamına gelmediğini, bu nedenle bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, delil tespiti dosyasında aldırılan bilirkişilerin iki kişiden ibaret olduğunu ancak tek sayıda 3 ya da 5 kişiden oluşması gerektiğini, Mahkemece davacının 2014/0766-2 tasarımına tecavüz edilmediğine ilişkin olarak ‘…Tüm bu belirlemeler ışığında değerlendirme yapıldığında, piyasada aynalı şifonyer tipolojisinin zaten yaklaşık olarak bu şekilde olduğu görülmektedir…” gerekçesine yer verilmekle piyasadaki aynalı şifonyerlerin genellikle benzer tasarımlara sahip olduğu tespitini yapmışken komidin açısından bu değerlendirmeyi yapmamasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafça Modef Fuar Merkezi Kültürpark Fuar Alanı İnegöl/Bursa adresindeki teşhir alanında sergilenen ve İnegöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/266 D.iş sayılı dosyasında tespiti yapılan ürünün davacıya ait 2014/00766-1 numaralı tasarım ile belirgin bir benzerlik içerisinde olduğunun, davalının bu ürünü anılan şekilde piyasaya sunduğunun, ticaret alanına çıkardığının ve satışını yaptığının, dolayısıyla davalı komodininin davacıya ait 2014/00766-1 sayılı tasarımdan doğan haklara tecavüz teşkil ettiğinin mahkemece görüşüne başvurulan uzman bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığı, her ne kadar 25.04.2018 tarihli tespit bilirkişisi raporunda tespit konusu ürünlerin üretiminin yapılmadığının görüldüğü bildirilmişse de tespite gidilen adresin davalının mobilya fuarındaki teşhir alanı olması sebebiyle bu yerde üretim yapılmamasının doğal olduğu, buna karşılık anılan tespit zaptında dinlenen, davalının oğlu Rasim Coşkun tarafından tespite konu ürünleri üretmediklerinin, kendilerinin ürettiği ürünlerin teşhir alanında görülen ürünler olduğunun, bu ürünlere de Hanedan ismini verdiklerinin bildirildiği, üstelik tespit konusu ürünlerin kendileri tarafından üretilmediyse nereden satın alındığı da bildirilmeyip yargılama boyunca bu yönde hiçbir savunmanın yapılmadığı ve delilin de sunulmadığı, teşhir alanında sergilenen ürünlerin davacının 2014/00766-1 sayılı tasarım hakkına tecavüz teşkil ettiğinin gerek tespit bilirkişisi gerekse de İlk Derece Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi ile belirlendiği, dolayısıyla Mahkemece davalının ürününün anılan şekilde piyasaya sunulduğunun, ticaret alanına çıkarıldığının ve satışının yapıldığının ve sonuçta da davacıya ait 2014/00766-1 sayılı tasarımdan doğan haklara tecavüz teşkil ettiğinin kabul edilmesinde ve davacı yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, davalı tarafça kesilen fatura ve diğer ticari bilgi ve belgelerden bu komodin ürününün tasarım tesciline konu ürün olup olmadığının anlaşılamaması karşısında Mahkemece bilirkişi raporundaki tespitlerinden yararlanılsa da bilirkişi raporunda varsayıma dayalı olarak belirlenen zarar tutarına itibar edilmeyip durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak 6098 sayılı Kanun’un 50 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca takdiren belirlenen zararın miktarının ve manevi tazminat tutarının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği itirazlarını yineleyerek istinaf mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tasarım hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6769 sayılı Kanun’un 56, 58, 59, 81 ve 151 inci maddeleri.
2. 6098 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin ikinci fıkrası, 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.