Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/7732 E. 2023/2427 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7732
KARAR NO : 2023/2427
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/716 Esas, 2021/977 Karar
YARGILAMANIN YENİLENMESİNİ
HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/1114 E., 2017/45 K.

Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince talebin reddine karar verilmiştir.

Kararın talep eden vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi karan talep eden vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Yargılamanın yenilenmesini talep eden davalı vekili talep dilekçesinde; davacı şirketin 1991 yapımı 7 kişilik uçağı Tatlıses Havacılık A.Ş.’ne sattığını, müvekkilinin satış sözleşmesinde taraf olmadığını, ayrıca satış sözleşmesine konu olan bu uçağın gizli ayıplı olduğunu, buna karşılık davacı tarafından satış bedelinin ve cezai şartın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine İstanbul 43. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2011/222 E., 2012/152 K. sayılı dosyasında müvekkili yönünden yeterli araştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verildiğini, müvekkilinin sözleşmeye taraf olmadığı halde hasım olarak kabul edildiğini, satış bedelinin ödenmesine rağmen bedelin ödenip ödenmediğinin araştırılmadığını, sözleşmeye konu olan uçakta gizli ayıp bulunup bulunmadığı yönünde inceleme yapılmadığını, davacı şirket sahibinin damadı ile birlikte hileli davranış ve söylemler ile müvekkilini aldatarak hurda niteliğindeki uçağı sağlam gibi sattığını, FETÖ/PYD kapsamında aranan ve tutuklanan şahısların davacı şirket sahibinin kızı ve damadı olduğunu, davacının terör faaliyeti gösteren şirket ve kişilerle yakın ve yoğun bir ilişki içerisinde olduğunu, icra takibine konu olan uçak satışının müvekkilinin kandırılması yolu ile yapıldığını, kanunda belirtilen yargılamanın iadesi nedenlerinin oluştuğunu, özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 357 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde ifade edilen lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, bu konuda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/106455 nolu dosyasında soruşturmanın devam ettiğini, davada iddia ve savunma hakkının da kısıtlanarak gerekli araştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verildiğini ileri sürerek yargılamanın yenilenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davacı vekili yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkin olarak cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karan ile davalı vekili tarafından yargılamanın iade talebine ilişkin belirtilen nedenlerin ve hususların temyiz dilekçesinde de belirtildiği ve temyiz nedeni yapıldığı, bu hususların yargılama sırasında incelendiği ve değerlendirildiği, ayrıca temyiz incelemesi sırasında da incelendiği ve mahkeme kararının onandığı, karar tashihi talebinin de reddedildiği, 6100 sayılı Kanun’un 375 inci maddesinde belirtilen yargılamanın iadesi nedenlerinin oluşmadığı gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde talep eden vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece, gerekli incelemeler yapılmadan yargılamanın iadesi talebinin reddedildiğini, satış sözleşmesinde müvekkilinin taraf olmadığını, ayrıca satış sözleşmesine konu olan bu uçağın gizli ayıplı olduğunu, müvekkilinin sözleşmeye taraf olmadığı halde hasım olarak kabul edildiğini, satış bedelinin ödenmesine rağmen bedelin ödenip ödenmediğinin araştırılmadığını, sözleşmeye konu olan uçakta gizli ayıp bulunup bulunmadığı yönünde inceleme yapılmadığını, davacı şirket sahibinin damadı ile birlikte hileli davranış ve söylemler ile müvekkilini aldatarak hurda niteliğindeki uçağı sağlam gibi sattığını, FETÖ/PYD kapsamında aranan ve tutuklanan şahısların davacı şirket sahibinin kızı ve damadı olduğunu, davacının terör faaliyeti gösteren şirket ve kişilerle yakın ve yoğun bir ilişki içerisinde olduğunu, icra takibine konu alacağın dayanağı olan uçak satış sözleşmesinin müvekkilinin kandırılması yolu ile yapıldığını, bu konuda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/106455 nolu dosyasında soruşturma açıldığını ve soruşturma sonucunda İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/434 Esas sayılı dosyasında Tarkim isimli şirketin sahibi aynı zamanda davacı şirketin sahibinin damadı olan İbrahim Faruk Bayındır hakkında bu olayla ilgili olarak TCK m.158/1-h bendi uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığını, davacı şirketin sahibinin kızı olan Betül Özbey Bayındır’ın her iki şirkette yönetim kurulu üyesi iken darbe girişiminden bir ay önce hisselerini kardeşine devrettiği, ayrıca yargılama sırasında iddia ve savunma hakkının da kısıtlanarak gerekli araştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verildiğini; Kanunda belirtilen yargılamanın iadesi nedenlerinin oluştuğunu, özellikle 6100 sayılı Kanun’un 375 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde ifade edilen, kararın verilmesinden sonra ortaya çıkan bir belgenin varlığı söz konusu olduğunu, bu şahısların yargılamanın yapıldığı dönemde yargılamaya veya yüksek mahkemeye de etki edebilecek bir takım kirli işlere taraf olabileceklerinin kuvvetle muhtemel olduğunu, ayrıca aynı Yasa hükmünün (h) bendinde ifade edilen lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, bahse konu hususun düzenlenen iddianame ile sabit olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde talep eden vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Talep eden vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirtilen hususlan tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yargılamanın yenilenmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 375 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (h) bentleri

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup talep eden vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.