YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7553
KARAR NO : 2023/2080
KARAR TARİHİ : 05.04.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1663 Esas, 2021/921 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
(Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2017/54 E., 2019/181 K.
Taraflar arasındaki marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin kurucu ortaklarından …’nın 10.08.1987 tarihinde “IŞIKOĞULLARI BAKLAVACISI” adı altında ticari faaliyetlerine başladığını, davalının ise 1990 yılının 2 nci ayında müvekkili Şirketin kurucu ortaklarından …’na ait işletmede sigortalı işçi olarak çalışmaya başlayan …’ın eşi olduğunu, davalının Işıkoğulları markası ile alakalı hükümsüzlük davası olmasına rağmen, hükümsüzlüğü talep edilen 2015/33005 numara ile tescilli “… geleneksel tatlar 1989” ibareli markayı adına tescil ettirdiğini, “Işıkoğulları” markasının kendisine ait olmadığını bile bile markayı adına tescil ettiren davalı tarafın kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin söz konusu ibare üzerinde 6769 sayılı Sınai Mülkiye Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin üçüncü ve altıncı fıkraları uyarınca hak sahibi bulunduğunu ve bu nedenlerle de dava konusu markanın hükümsüzlüğünün gerektiğini ileri sürerek, 2015/33005 numaralı “… Geleneksel Tatlar 1989” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin eşinin Karaman ilinde asıl adı olan … olarak değil, … olarak bilindiğini, kendisinin davacı şirket ortaklığından ayrılmasıyla birlikte de bu tanınmışlığın devam ettiğini, Işıkoğulları ibaresinin tanınmışlığında eşinin payı olduğunu, kötü niyet iddiasının kabul edilemez olduğunu, davacı yanın “Işıkoğulları” markasının yaratıcısı olduğu yönündeki iddialarının gerçeklikten uzak bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının markasının tanınmışlığını ve yıllardır kullanımında olduğunu kanıtladığı, tescilsiz marka ve işletme adı kullanımından doğan öncelik hakkı bulunduğu, davalının, 2015/33005 sayılı markayı kötü niyetli olarak tescil ettirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 2015/33005 sayılı markanın kapsadığı tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kötü niyet iddiasını kanıtlayamadığını, müvekkilinin kötü niyetli olduğuna ilişkin dosyada hiç bir delil bulunmadığını, yine davacının üstün hak sahibi olduğu iddiasının da ispatlanamadığını, müvekkilinin eşinin Karaman’da … olarak değil, … olarak bilindiğini, bu maddi gerçeğe rağmen, müvekkilin kötü niyetli olarak addedilmesi ve Karaman’da “…” olarak bilinme olgusunun hiç araştırılmamasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının eşi …’ın davacı Şirketin ortağı ve çalışanı iken bu görevlerinden ayrıldıktan sonra 2012/28565 sayılı “IŞIKOĞULLARI PASTANELERİ” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, davacı tarafından bu başvuruya yapılan itirazın reddine ilişkin Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemi ile açılan davada, marka tescilinin kötü niyetli olduğu gerekçesi ile de davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08.04.2019 tarih, 2018/743 E. ve 2019/2717 K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, buna göre davalının eşinin marka tescilinin kötü niyetli olduğunun sübut bulduğu, bu defa davalının “IŞIKOĞULLARI” ibaresini de içerir markayı adına tescil ettirdiği, davalının bu süreçlerden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olacağı gibi esasen cevap dilekçesi ile yargılama sürecindeki davalı tarafın beyan dilekçelerinden de bu sürecin davalı yanca bilindiğinin görüldüğü, zaten başvurunun da davalının eşinin adı olan “Nuri” ile “Işıkoğulları” ibaresinden oluştuğu, buna göre “IŞIKOĞULLARI” ibaresi üzerindeki öncelik hakkının davacı şirkete ait bulunduğu ve davalının da bu durumu bilmesine rağmen dava konusu markayı adına tescil ettirdiği, marka tescilinin kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6769 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.