Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/7551 E. 2023/1741 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7551
KARAR NO : 2023/1741
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/345 Esas, 2021/986 Karar
DAVA TARİHİ : 22.05.2018
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/254 E., 2018/728 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Kurum tarafından açılan öğrenci taşınması için servis aracı kiralanması ihalesini, 1., 2. ve 3. bölgeler için kısmen müvekkilinin kazandığını, davalı ile sözleme imzalandığını ve ihale konusu işin, tüm ihale dökümanlarına, mevzuata, teknik şartnameye ve sözleşmeye uygun şekilde tamamlandığını, bu süreçte aykırılığa dair hiçbir ihtarın ve uyarının olmadığını, bu yönde bir tutanak tutulmadığını, hiçbir sorun yaşanmaksızın hak edişlerin ödendiğini, fakat iş tamamlandıktan sonra idareden kalan hakedişler talep edildiyse de davalının ödeme yapmaktan kaçındığını, maarif müfettişlerinin raporu gerekçe gösterilerek ceza kesilip kesin teminat mektubunun bedelinin irat kaydettiğini, anılan raporun afaki olduğunu, iş artışı sebebiyle araç kapasitesinin artırıldığını, müvekkilinin iş artışı gereği kestiği fatura, irat kaydedilen teminat mektubu ve hakedişleri olmak üzere alacaklarının tahsili için ihtarda bulunup takip başlattığını, davalının yaptığı itiraz neticesinde takibin durduğunu, müvekkilinin alacaklarının tahsili ve mağduriyetin giderilmesi için eldeki iş bu alacak davasını açmak zorunda kaldığını ileri sürerek 130.866,48 TL’nin 28.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın doğru hasım olan Milli Eğitim Bakanlığına yöneltilmesinin gerektiğini, yapılan şikayet ve gazete haberi neticesinde maarif müfettişlerince davacının gerçekleştirdiği taşıma işi ile ilgili soruşturma başlatıldığını, bu soruşturma dosyasında davacının teknik şartnameye aykırı eylemlerde bulunduğunun anlaşıldığını, bu nedenle davacının verdiği teminat gelir kaydedilerek taşıma sözleşmesinin feshedildiğini, iş artışına ilişkin davacı iddialarının yerinde olmadığını, davacının eksik araçla taşıma yapması nedeniyle de hakkında sözleşme kapsamında cezai yaptırım uygulandığını, hakediş ödemelerinin ceza kesintileri yapıldıktan sonra bir belge ile kendilerine davacı tarafça iletilmediğinden yapılamadığını, maarif müfettişlerinin soruşturmasının sözleşme süresi içerisinde başlatıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Bakanlık adına cevap dilekçesi sunulmuş olduğundan husumet itirazının yerinde olmadığını, davalı idarenin davacı şirketin eksik araçla taşıma yaptığına ilişkin herhangi bir ihtarnamesine ya da yazısına dosya kapsamında rastlanmadığı gibi puantajlarda da eksik araçla taşıma yapıldığının gösterilmediği, davacının 2017 yılı Mayıs ayında 21 gün ve Haziran ayında 7 günlük taşıma ücretlerinin ödenmediği, davacı şirketin ödenmeyen bu ücretleri ile ilgili olarak 86.878,96 TL’lik fatura kestiği, davalı Kurumun ise kesilen faturalara istinaden hakedişleri ödeme emrine bağlayıp ödemediği, dolayısıyla davacı Şirketin işbu dönem için taşıma alacağının mevcut olduğu, davacının, … köyü için 18 öğrenci taşınması öngörülmüş iken 26 öğrenci taşıdığını, iş artışından dolayı 18.09.2016 tarihinden geçerli olmak üzere 166 gün taşıma işi yaptığını belirterek günlük 143 TL üzerinden KDV dahil 24.687,52 TL alacağı olduğunu iddia ederek 04.12.2017 tarih ve 030843 nolu fatura düzenleyip kuruma ibraz ettiği, Kurum tarafından faturanın iade edildiği, davalı Kurumun 04.12.2018 tarihli yazısı ve eklerinden Toklumen köyündeki öğrencilerin 2 araç ile taşıma yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, dosyada mevcut delillerden de taraflar arasında iş artışından dolayı ek servis aracı için düzenlenmiş bir sözleşmenin bulunmadığı, davacının vekaletsiz iş görme hükümlerine göre iddiasının subütü halinde bahse konu bedeli talep etmeye hakkı mevcut olsa da iddiasını destekleyecek dosya kapsamına bilgi belge sunamadığı, sözleşmeye devam ederken davalı kurumun davacı şirketin sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, eksik araç ile taşıma işi yaptığına ilişkin herhangi bir yazı ve ihtarının bulunmadığı, denetleme yetkisi bulunduğu halde bu hususu tutanak altına almadığı, okul müdürlüklerinin bu hususa ilişkin herhangi bir tutanağının da bulunmadığı, eksik araçla taşıma iddiasının subutü halinde bu durumun tespit edilerek yükleniciye bildirilmesi ve eksikliğin giderilmesinin istenmesi gerektiği halde sözleşme süresinin sona erdiği 09.06.2017 tarihinden sonra 21.06.2017 tarihinde somut delile dayanmayan müfettiş raporuna dayalı olarak sözleşmeyi feshetmesinin yerinde olmadığı ve davacı şirket tarafından yatırılan 19.300,00 TL’lik teminatı da irad kaydetmesinin yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 106.178,96 TL’nin 28.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ihale kapsamındaki … köyünde 18 öğrencinin olduğu varsayılarak ihaleye çıkılmış ise de fiilen 26 öğrencinin olduğunun anlaşıldığını, gerekli iş artışının 18.09.2016 tarihinden itibaren yapılması hususunda sözlü olarak talepte bulunulduğunu ve davalı idare ile görüşülerek öğrencilerin mağdur edilmemesi için taşımanın sürdürüldüğünü, 28.10.2016 tarihli ve ekinde 26 öğrencinin isim listesinin bulunduğu talebin davalıya sunulduğunu, yine iş artışına ilişkin 15.02.2017 tarihli dilekçe ile davalıya müracaat edildiğini, buna ilişkin delillerin dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, buna göre … köyü taşıma işindeki iş artışından kaynaklanan ücret taleplerinin kabulünün gerektiğini, esasen davalının da, ihalede belirtilen öğrenciden daha fazla öğrenci taşındığını kabul ettiğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, ticari faize hükmedilmemesinin de doğru olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının sözleşmede belirtilen sayıdan eksik araçla taşıma yaptığının anlaşılması üzerine sözleşmenin feshedildiğini ve kesin teminatın gelir kaydedildiğini, somut olaydaki teftişin geç bittiğini, davacının belge sunmaması nedeniyle hak edişlerinin emanet hesabına aktarıldığını, sözleşmenin feshinin ve kesin teminatın gelir kaydedilmesinin hukuka uygun bulunduğunu, davacının gerekli belgeleri sunmaması nedeniyle ödemeler yapılmadığından müvekkili aleyhine faize hükmedilemeyeceğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya bakma görevi asliye ticaret mahkemelerine ait olup asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olmasının görevsizlik kararı verilmesini gerektirmediği, dava dilekçesinde Milli Eğitim Bakanlığının da taraf olarak gösterildiği, davaya cevabın da Bakanlık adına verildiği, ilk derece mahkemesince de bu durumun tespit edilerek husumetin Bakanlığa yöneltildiğinin kabulü ile Bakanlık hakkında hüküm kurulduğu, davanın il milli eğitim müdürlüğüne yöneltildiğinin kabulü halinde dahi bu durumun temsilcide hata niteliğinde olduğu, taraflar arasında üç ayrı taşıma bölgesi için 30.12.2016 tarihinde taşıma sözleşmeleri imzalandığı, sözleşmelerin 09.06.2017 tarihinde sona erdiği, davalı tarafça bu sözleşmelerin 21.06.2017 tarihinde feshedilmiş ise de fesih, taşıma sözleşmeleri ifa ile sonlandığından, artık davalının fesih beyanının hukuki sonuç doğurmadığı, davalının temerrüde düştüğü ispatlanmadığından sözleşmeden dönme olarak da kabul edilemeyeceğini, teknik şartnamede, eksik araç çalıştırılmasının tespiti ve 5 iş günü içinde bu eksikliğin tamamlanmaması fesih sebebi olarak düzenlendiği ve davalının bu durumu ispat edemedği, davalının fesih beyanının hukuki sonuç doğurmayacağı, taraflar arasındaki sözleşme ifa olarak sonlandıktan ve sözleşme süresince davacıya hiçbir ihtar ve bildirimde bulunulmaksızın, sözleşmenin sona ermesinden sonra davalının kendi personeli olan müfettiş tespitlerine dayalı olarak, sözleşme ile üstlendiği edimleri yerine getirmekten kaçınamayacağı, davacının Mayıs ve Haziran aylarına ilişkin taşıma ücreti alacağının bulunduğu ve bu ücretin davalı tarafından ödenmesi gerektiği, ayrıca davacı tarafça verilen teminatın, gelir kaydedilmesinin de bir dayanağı olmadığı ve davacının bu talebinin de haklı bulunduğu, davacı taraf sözleşmede belirtilen sayıdan fazla sayıda öğrenci taşıdığını ileri sürerek, fazladan yapılan taşımaya ilişkin ücreti talep ettiği, tüm dosya kapsamından davacının sözleşmede belirtildiği gibi 18 öğrenci değil, toplam 22 öğrenci taşıdığının anlaşıldığı, sözleşmenin imzalandığı 30.12.2016 tarihinden önce de fazla taşıma yaptığını ileri sürmüş ise de bu tarihten önce davalının taşıma hizmetini doğrudan temin usulüyle aldığı, bu döneme ilişkin olarak davacının fiilen taşıdığı öğrenci ve tahsis ettiği araç sayısına göre taşıma ücretini aldığının kabulü gerektiği, dolayısıyla bu döneme ilişkin talebin iş artışı kapsamında değerlendirilemeyeceği, sözleşme süresi içinde ise 15.02.2017 tarihli dilekçesi ile davalıya iş artışı talebinde bulunduğu ancak davalı tarafça cevap verilmediği, iş artışı için ihale dokumanı ve davacı tarafça düzenlenen faturalar gözetildiğinde, davacının fatura düzenlediği 102 gün için ücret isteyebileceği, ihalede ücretin araç sayısı esas alınarak belirlendiği, ihalede belirlenen günlük araç ücretine göre davacının toplam 14.415,21 TL talep etmekte haklı bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlık taşıma sözleşmesinden kaynaklandığından, hüküm altına alınan alacağa talep doğrultusunda avans faizi işletildiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırımasına, davanın kısmen kabulüne, 120.594,17 TL’nin 28.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; somut olayda avans faizi değil kanuni faizin uygulanması gerektiğini, davacının teknik şartnameye aykırı davranışının müfettişlerce tespitinin yapıldığını, şirkete bildirim yapılmadan fesih yapıldığı tespitinin hatalı olduğunu, idarenin hak edişleri ödemek için davacı şirketten bazı belgeler istediğini ancak davacı şirketin bunları sağlamadığı için ödeme yapamadığını, bu kalemlerin ödenmemesi noktasında kusurlu olmaması nedeniyle faize hükmedilmemesi gerektiğinin, irat kaydı ve emanet hesabına aktarımın yönetmeliğe dayandığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 850 nci madde ve devam hükümleri

3. Değerlendirme ve Sonuç
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalının harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.