Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/7514 E. 2023/1745 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7514
KARAR NO : 2023/1745
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ :… Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2017/4052 E. sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığını, mezkur takipte müvekkili tarafından sözde keşide edilmiş 175.000,00 TL bedelli bir senedin dayanak gösterildiğini, müvekkilinin davalı tarafa böyle bir borcu olmadığı gibi böyle bir senedi düzenleyip karşı yana teslim etmesinin de söz konusu olmadığını, hiçbir işte çalışmayan ve babasının yanında ikamet eden davalının müvekkilden bu miktarda alacaklı olmasını gerektiren bir durum da bulunmadığını, dava dışı … ‘ün icradan uygun fiyatlı araç alacağı vaadi ile müvekkiliyle senet ve para alışverişine girdiğini, ancak taahhütlerini yerine getirmediğini, anılan olayla ilgili savcılık soruşturması da bulunduğunu, bu kişinin önceden aldığı bedellere karşılık 50.000,00 TL’lik senet verdiğini, sonradan aracı 57.500,00 TL’ye aldığından bahisle kalan 7.500,00 TL için müvekkilinden senet aldığını, başkaca senet ilişkileri olmadığını, oğlu adına takibe giriştiğini, senedin bedelinde tahrifat yapıldığını, imzanın da müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek davacının İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2017/4052 E. sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitiyle, icra dosyasının davacı yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının İcra Hukuk Mahkemesi ve savcılık dosyasına verdiği dilekçeler ile borcunu ikrar ettiğini, itirazının asılsız olduğunu, davacının müvekkilinin babasından sağlık kabini almak için borç aldığını, davacı ile müvekkilinin babasının yıllarca para alışverişi yaptığını, 50.000,00 TL’lik senedin borcunun ödendiğini, aracın babası için alındığını ve borcun da buna istinaden alındığını, savcılık dosyasının takipsizlik ile kesinleştiğini, 7.500,00 TL’lik bir senet ilişkisi olmadığını, bu bedelin 175.000,00 TL haline getirilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin babası hakkında açık bir soruşturma bulunmadığını, icra dosyasında kısmi ödeme de yaptığını savunarak davanın reddi ile davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Adli Tıp Kurumundan (ATK) gelen rapora göre inceleme konusu senette, atılı borçlu imzaları ile davacının mevcut mukayese imzaları arasında biçimsel benzerlik görülmekle birlikte davacı eli ürünü olup olmadığı yönünde, daha ileri bir tespite gidilemediği, yapılan incelemede senette tahrifat yapıldığını gösterir yeterli ve nitelikte bulgu saptanamadığı, ayrıca İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/50854 sayılı soruşturma dosyasındaki bilirkişi raporunda senette sahteliğin bulunmadığının tespit edildiği, davacının sanık olarak yargılandığı İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/760 E. ve 2018/1032 K. sayılı dosyasında senedi kendisinin imzaladığını bu senetten dolayı borçlu olduğunu açıkça kabul ettiği ve bu davada iftiradan dolayı cezalandırıldığı, ihtiyati tedbir kararı uygulanmadığı için tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ceza dosyasında bir ikrarın bulunmadığını, müvekkilinin beyanlarının yanlış yorumlandığını, kaldı ki karara gerekçe olan ceza dosyasının tarafının davalı olmadığını, işbu davada ispat yükünün davalıda olduğunu, davalının senedi anlaşmaya aykırı doldurduğunu, hamil olmadığını savcılık dosyasında ikrar ettiğini, bu nedenle tarafın isticvap edilmesi gerektiğini, davalının mali durumunun böyle bir borç vermeye uygun olmadığını, davalının babasının birçok kişiyi icradan ucuz araba aldığı beyanı ile aynı şekilde kandırdığını, imzanın müvekkiline ait olup olmadığının kesinleştirilmediğini, tanıklarının dinlenmediğini, ceza dosyasındaki yetersiz rapora dayanılmasının hatalı olduğunu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, bonoya dayalı menfi tespit davasıdır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.