YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7480
KARAR NO : 2022/8543
KARAR TARİHİ : 30.11.2022
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06.05.2021 tarih ve 2020/89 E. – 2021/323 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 17.04.2009 keşide tarihli 30.05.2009 vade tarihli … tarafından keşide edilen bononun lehtarının davalı olduğu, 150.000,00.- TL bedelli bono nedeniyle davalıdan temel ilişki sebebiyle alacaklı olduğunu, davalı hakkında daha önce Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2009/14604 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, alacağın cebri icra yoluyla tahsil edildiğini, ancak davalı tarafça Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20013/374 esas sayılı dosyasında açılan davada süresinde keşideciye protesto çekilmemesi gerekçesiyle takibin davalı ciranta … yönünden iptali ile yapılan ödemenin de istirdatına karar verildiğini, verilen kararın müvekkilinin asıl alacağı ispat yönünden haklarını ortadan kaldıracak nitelikte olmadığını, müvekkili tarafından davalı aleyhine alacak davası açılması gerekliliğinin doğduğunu, müvekkilinin davalıya verdiği 150.000,00 TL borç nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu, bononun teslimini gerektiren asıl ilişkinin borç verme ve alma ilişkisi olduğunu ileri sürerek davalı tarafça takip hukuku nedeniyle şeklen istirdatına karar verilen Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2014/13930 esas sayılı dosyası nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, müvekkilinin davalıdan 256.809,95. TL alacaklı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2014/13930 esas sayılı takip dosyasına konu alacağın açılan menfi tespit davasına dayandığını, dava devam ederken müvekkilinin malları satıldığından davanın istirdat davasına dönüştüğünü, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen hükmün onandığını, maddi anlamda kesinleşmiş bir hüküm bulunduğunu, bu nedenle de tekrar menfi tespit davası açılamayacağını savunarak davacının kötüniyetli olması sebebiyle %20 kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Mahkemece bozmaya ilamına uyularak yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı anlatımlarını destekleyen tanık beyanları ve bizzat davalı asilin ikrara yönelik açıklamaları itibariyle davacının davalıya 150.000,00 TL borç para verdiği, karşılığında bono düzenlendiği ve fakat davalının bonoda lehtar ve ciranta olarak yer alması ve davacının protesto çekmemesi sebepleriyle davacının bonodan dolayı davalıya başvuru hakkını kaybettiği, bu durumun davalının davacıya bono bedeli kadar borçlu olduğu hususunu değiştirmeyeceği, davacının temel ilişkiye dayalı olarak alacağını davalıdan talep edebileceği, dava her ne kadar 256.809,95 TL üzerinden açılmış ise de bu tutarın kambiyo takibi sonucu davalıdan tahsil edilen ve mahkeme kararı ile davalıya iadesine karar verilen tutar olduğu, yani davacının davalıya karşı kambiyo senedine dayalı başvuru hakkı olmaması sebebiyle tamamen takip hukuku ilkelerine göre iadesine karar verilen tutar olduğu, mahkeme kararının da doğru olup kesinleştiği, davacının eldeki davada bu tutarı istemeyeceği, davalıdan alacaklı olduğu miktarın sadece temel ilişkiden kaynaklı verdiği 150.000,00 TL kadar olduğu gerekçesiyle davanın bu tutar yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle dava dilekçesinde faiz isteminin olmamasına göre taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 7.684,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 30.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.