YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7244
KARAR NO : 2022/7839
KARAR TARİHİ : 07.11.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.06.2021 tarih ve 2021/738 E. – 2021/725 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanunun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ile aralarındaki alım-satım ilişkisi nedeniyle 22 parti mantar kompostu satın alındığını, satın ve teslim alınan mal karşılığı 14 adet avans çeki verildiğini, verilen çeklerden 9 adet çek bedelinin 96.250.- TL olarak ödendiğini,teslim edilen komposttan olması gereken yeterli verimin alınmadığını, Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/56 D.iş sayılı dosyası ile yapılan tespitte kompostların tamamının ayıplı olduğunun tespit edildiğini, ayıp durumunun ve henüz ödenmemiş 5 adet çekin iade edilmesinin davalıya ihtar edilmesine rağmen iade edilmediği gerekçesiyle davalıya verilen ve bedelsiz kalan 5 adet çekten sorumlu olunmadığının tespiti, ödenen 9 adet çek bedelinin istirdadı ile ayıplı maldan kaynaklı zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 113.000.- TL’sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 24.9.2012-28.11.2012 tarihleri arasında teslim edilen kompostlara dair ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını zira ilk alınan kompostun üretim odasına alınmasına müteakip en geç 35-40 gün sonunda ilk hasat edilen mantarlar ile birlikte kompostun verimsizliğinin ortaya çıkacağını, davacının ise devamında mal almaya devam ettiğini, zararın tek başına davalının sattığı komposttan kaynaklanmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Bölge adliye mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda, dava konusu gizli ayıba ilişkin ihbarın süresinde yöneltildiği, değişik iş dosyasında ve dava dosyasında alınan bilirkişi kök ve ek raporlarına göre davacı tarafından davalıdan satın alınan ürünlerin faturalarına göre miktarları belirlendiği, bu miktarlar üzerinden %25 oranındaki elde edilmesi gereken ortalama ürün miktarı ile davacının üretim tesisindeki gözlem ve incelemelere göre elde edilebilecek olan %15,25 verimlilik dikkate alınarak davacının ürün kaybının 32.458 kg olduğu hesaplandığı, raporların birbirini doğrular nitelikte olduğu, ürün piyasa rayicine yönelik somut bir itirazın da ileri sürülmediği, bu nedenle davacının 113.603,00 TL zararının olduğuna dair teknik tespitlerin hükme esas alındığı gerekçeleriyle davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülerek, bozma ilamına uyulmasıyla birlikte ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda davanın kısmen kabulüne, davacının taraflar arasındaki satışa konu komposttaki ayıp nedeniyle yeterli verim alamamasından kaynaklı zararı karşılığı 113.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalıya kompost satışı nedeniyle verilen çeklerden dava tarihi itibariyle henüz ödemeleri yapılmayanların bedelsiz kaldığı iddiası ile bu çekler nedeniyle borçlu olunmadığı yönündeki talebin ve ödemesi yapılanlara ilişkin istirdat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nın 373/3. maddesi uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 5.789,27 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 07/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.