YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7238
KARAR NO : 2023/2811
KARAR TARİHİ : 09.05.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/22 Esas, 2021/897 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/370 E., 2019/422 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının Ürdün’de yerleşik Siniora Food Company firmasına 14.03.2016 tarih ve 015841 numaralı fatura ile dondurulmuş tavuk ve hindi emtiası sattığını, emtianın nakliyesinin Aliaağa Limanı’ndan Aqaba Limanı’na davalı tarafından üstlenilerek M/V AGIOS D1M1TR0S isimli gemi ile yapıldığını, navlunun davalı tarafından kendi nam ve hesabına tahsil edildiğini, gıda emtiasının -18°C’da taşınması gerektiğini ve yükle birlikte konteynere casus termometre yerleştirildiğinin davalıya bildirildiğini, bildirilen ısıda yükün taşınmaması nedeniyle yükün zayi olduğunun tespit edildiğinin tutanakla belirlendiğini, ekspertiz çalışması sonucunda yükün 28 gün boyunca 0 ila -10°C arasında taşınması sebebiyle zayi olduğunun tespit edildiğini, durumun 14.04.2016 tarihinde davalıya bildirildiğini ileri sürerek toplam 30.819,50 USD tutarında zararın ve zararın ihbar edildiğini 14.04.2016 tarihinden faiziyle birlikte davalıdan tahsile karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu emtianın TRIZM021336 nolu konşimento ile taşındığını, davalının konşimentonun tarafı olmaması nedeniyle davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, konşimento gereğince davalının sorumluluğu bulunmaması nedeniyle davanın husumetten reddi gerektiğini, konşimentoyu Unıted Arab Shıppıng Company S.A.G (UASC S.A.G.) adına acente sıfatıyla imzalandığını, taşımayı fiilen gerçekleştiren şirketin UASC S.A.G. Şirketi olduğunu, acenteye doğrudan husumet yöneltilemeyeceğini, konişmentonun 19 uncu maddesinde bu konşimentodan doğacak davaların taşıyanın tercihine göre her iki seçenekte de İngiliz Hukuku uygulanması kaydıyla İngiltere veya Kuveyt’de karara bağlanacağını, konşimentodaki şarta göre İngiliz mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı tarafından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 1185 inci maddesi gereğince usulüne uygun bir ihbar yapılmadığını, taşınan emtianın zayi olduğuna ilişkin 30.04.2016 tarihli ekspertiz raporunun gösterildiğini, dava dilekçesinde hasarın 14.04.2016 tarihinde davalıya bildirildiğinin iddia edildiğini, ancak 26.04.2016 tarihinden önce yapılan bir bildirimin bulunmadığını, ekspertiz raporunun 6102 sayılı Kanun’un 1184 üncü maddesinin birinci fıkrasına aykırı olarak davalının katılımı olmadan yapılan bir inceleme neticesinde hazırlandığını, bu durumda emtianın taşıyan tarafından teslim alındığı gibi hasarsız olarak teslim edildiğinin kabulü gerektiğini, ekspertiz raporunda ürünlerin vakumlanmadan ambalajlandığını ve siparişin de bu şekilde verildiğinin belirtildiğini, bu cins gıdanın belli bir sıcaklıkta taşınması ve bozulmalardan korunması için vakum ambalajının da yapılmasının gerektiğini, usulüne uygun ambalajlanmayan ürünler nedeniyle davalının 6102 sayılı Kanun’un 1182 nci maddesinin birinci fıkrası (g) bendi gereğince sorumlu olmadığını, oksitlenme ile oluşan hasarın standartlara uygun olmayan ambalajdan kaynaklandığını savunarak, davanın yetkisizlik, pasif husumet yokluğu ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu olan emtiaların taşındığı konteynerın davalı tarafça temin edildiği ve hasara ise konteyner elverişsizliğinin neden olduğu, davalının hasar nedeniyle kusur ve sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 30.819,50 USD’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilmesine rağmen faize hükmedilmediğini, dava dilekçesinde 30.819,20 USD tutarındaki zararın 14.04.2016 tarihinden itibaren kamu bankalarınca bir yıl vadeli USD mevzuatına uygulanan en yüksek orandaki faiziyle birlikte tahsilinin istenildiğini, ayrıca mahkemece hükmedilen miktarın karar tarihindeki TC Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden yabancı paranın Türk Lirası karşılığının bulunarak vekalet ücretine 15.10.2019 karar tarihi itibariyle 182.069,27 TL üzerinden hesaplanarak hükmedilmesi gerekirken eksik vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu, bu konulara ilişkin tavzih talebinin mahkemece reddedildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının faiz ve vekalet ücreti yönünden düzeltilerek 30.819,20 USD tutarındaki alacağa 14.04.2016 tarihinden itibaren kamu bankalarınca bir yıl vadeli USD mevzuatına uygulanan en yüksek orandaki faiz uygulanmasına, vekalet ücretinin karar tarihindeki kura göre belirlenen 182.069,27 TL üzerinden hesaplanarak karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin taşıyanın acentesi olduğunu ve acenteye karşı doğrudan dava açılamayacağını, husumet itirazlarının değerlendirilmediğini, taşımanın dayanağı konşimento klozları uyarınca davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dosyadaki bilirkişi raporlarından konteynerdeki sıcaklık değişimlerinin, konteynerin gemiden tahliye edilmesinden sonra başladığının dolayısıyla emtianın deniz taşıması sırasında bozulmadığını, zarara neden olan olayın taşıyanın sorumluluk süresi sona erdikten sonra meydana geldiğinin bu nedenle davalının zarardan sorumlu tutulamayacağının tespit edildiğini, emtiaların davacı tarafından konteynere yüklendiğinin konşimentoyla sabit olduğunu, davacının dayandığı ekspertiz raporunda da yükün usulüne uygun şekilde vakumlanmadan ambalajlandığının belirtildiğini, ambalajın taşımaya uygun olmadığını, davacının yükü yetersiz, standartlara ve taşımaya uygun olmayan bir şekilde ambalajlanarak konteynere yüklendiğinin, bizzat davacı tarafından sunulan ekspertiz raporuyla belirlenmesi nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davacının usulüne uygun şekilde hasarı tespit ederek ihbarda bulunmadığını, hükmedilen tazminatın fahiş ve afaki olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporlarında hasara uğrayan gıda emtiasının ağırlığına göre tazminat miktarı belirlenmiş olup taşıyıcının sorumlu olduğu navlun sözleşmesinde gönderilene atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı, ilk derece mahkemesince, dava dilekçesindeki dava değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı ancak mahkemece davacı talebi gibi hüküm altına alınan alacağa faiz yürütülmesi gerekirken bu konuda bir karar verilmemesinin yerinde olmadığı, gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulü ile 30.819,50 USD’nin, dava tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte ve tahsil tarihindeki TCBM efektif satış kuru TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; faizin başlangıcına ilişkin fazla istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; lehlerine hükmedilecek vekalet ücretinin karar tarihinde kur üzerinden hesaplanması ve döviz alacağına faizin 14.04.2016 tarihinden itibaren kamu bankalarınca bir yıl vadeli USD mevduatına uygulanacak en yüksek orandaki faizin işletilmesi gerektiğini belirterek kararın bu nedenlerle düzeltilerek onanmasını istemiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebepleriyle temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, deniz yolu ile taşınan gıda emtiasında oluşan hasar bedelinin taşıyandan tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6102 sayılı Kanun’un 1182 ve 1185 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.