YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7218
KARAR NO : 2023/2833
KARAR TARİHİ : 09.05.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1260 Esas, 2021/729 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/409 E., 2017/246K.
BİRLEŞEN DAVA : Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/445 E.
Taraflar arasındaki TPMK Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve tasarım hükümsüzlüğü davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl ve birleşen davalara ilişkin dava dilekçesinde; müvekkilinin temsilcisi olduğu Libya menşeeli Summa libya C. JSB isimli firmanın Ağustos 2009 tarihinde Libya’da bulunan Burj Al-Baher Projesinin (BABP) anahtar teslimi yapımını üstlendiğini, anılan projenin dış kaplama işlerinin yapımı için müvekili ile Summa Libya arasında sözleşme yapıldığını, müvekkilinin de davalı … ile 17.02.2010 tarihinde sözleşme yaptığını, Libya’daki iç savaş nedeniyle projenin durduğunu, sonradan devamı yönünde yeniden karar alındığını, fakat davalı ile ihtilafa düşüldüğünü, sözleşmenin 19.02.2013 tarihinde feshedildiğini, hakedişlerden kaynaklanan alacakların tahsili istemiyle Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/374 E. sayılı dosyasında dava açıldığını, sözleşmenin feshine ilişkin davanın anılan dosya ile birleştiğini, sözleşmenin yürürlükte olduğu dönemde davalının sözleşme gereği olan işleri bir bölümünü tamamlamadığını, oysa ücreti aldığını beyan ettiğini, sözleşmenin feshinden sonra davalının anılan projede kullanılmış ve kamuya sunulmuş olan tasarımları kötü niyetle adına tasarım olarak tescil ettirdiğini, müvekkiline ve taşeronlarına anılan tasarımların kullanılmaması konusunda ihtarnameler gönderdiğini, tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmadığını, çünkü zaten kamuya sunulmuş olduğunu, davalının sözleşme konusu olup kamuya sunulan ürünlerin biçiminin aynısını içeren profil ürünlerinin tasarım tescili için 26.07.2013 ve 03.07.2013 tarihlerinde 2013/5510.1-13 ve 2013/5015/.1-10 sayılı tasarım başvurularında bulunduğunu, başvuru konusu tasarımların daha önce kamuya sunulmaları nedeniyle yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini taşımadığını, tasarım tescil başvurularının ilanı üzerine tescillerin iptali istemiyle Türk Patent nezdinde itiraz ettiklerini, ancak YİDK’nın 2014/T-412 ve 2014/T-411 sayılı kararlarıyla itirazlarını haksız ve hukuka aykırı olarak reddettiğini ileri sürerek, anılan YİDK kararlarının iptaline, davalı adına tescil olunan tasarımların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; davacı iddialarının yerinde olmadığını, müvekkilinin başvurusuna konu tasarımların yeni ve ayırt edici olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılama konusu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik niteliğini haiz oldukları, ancak başvurulardaki ürünlerin profil olduğu ve bunların iç kesitlerinin koruma altına alınmak istendiği, yargılama konusu profiller tek başına kullanılmamakta, diğer bağlantı elemanları ile bina dış cephe, pencere ve kapının görünen dış yüzeyinin iç kısmında birbirlerine bağlanarak bir sistem hâline getirilmekte ve bu şekilde birbirleri ile sökülüp takılabilecek konuma getirildikleri için birden çok bileşenden oluşan bileşik bir ürünün parçaları konumunda bulundukları, 2013/5510-1-11,13 ile 2013/5015/1-10 sayılı tasarımlar bakımından 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye (554 sayılı KHK) göre korunabilecek görünebilir bir tasarım bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, YİDK’in 2014/T-412 sayılı kararının 2013/5510-12 sayılı tasarım haricinde kalan 2013/5510.1-11,13 sayılı tasarımlar bakımından davacı itirazlarının reddi bakımından iptaline, 2013/5510-12 sayılı tasarım bakımından iptal isteminin reddine, davalı adına tescil olunan 2013/5510.1-11,13 sayılı tasarımların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, 2013/5510-12 sayılı tasarımın hükümsüzlüğü isteminin reddine, birleşen davanın kabulüne, YİDK’nın 2014/T-411 sayılı kararının davacı itirazlarının reddi bakımından iptaline, davalı adına tescil olunan 2013/5015.1-10 sayılı tasarımların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu başvuruları oluşturan pencere profilinin bileşik ürünün bir parçası olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, ürünlerin nihai tüketici tarafından görünen ürünler olduklarını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
2.Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; bir tasarımın tescil edilebilir olması için nihai kullanıcı tarafından görünmesi gerektiği hususunun, davacı tarafından ne başvuruya itiraz aşamasında ne de dava sırasında hiç ileri sürülmediğini, bu hususun davalı Kurum tarafından resen değerlendirilebilecek bir husus da olmadığını, ayrıca müvekkili tasarımlarının son kullanıcı tarafından görünür tasarımlar olduklarını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
3. Davacı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığını, davalı Şirket tarafından bu tasarımların daha önceden kamuya sunulduğunu, bu hususun davalı yanca çeşitli dilekçelerde ikrar edildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, asıl davaya konu 2013/5510-12 sayılı tasarım hariç olmak üzere asıl ve birleşen dava konusu tüm tasarımların, nihai tüketici tarafından görünebilir olmayan profil tasarımları oldukları, bu nedenle tescillerinin mümkün olmadığı, bu hususun Kurum’ca ve dava açılması halinde mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği, 2013/5510-12 sayılı tasarımın ise nihai tüketici tarafından görülebildiği gibi yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini de taşıdığı gerekçesiyle başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı şirket vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Davacı şirket vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davaya konu YİDK kararlarının isabetli olup olup olmadığı ve başvuruya konu tasarımların hükümsüzlüğü koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 554 sayılı KHK’nın 5 inci ve 6 ncı maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davalılara yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.