Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/6557 E. 2023/1777 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6557
KARAR NO : 2023/1777
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/3681 Esas, 2021/1341 Karar
HÜKÜM :Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2015/1177 E., 2018/788 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 21.03.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Av. …… ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirkette hesap sahibi olduğunu, 1 Mayıs 2015 tarihinde hesabına toplamda 11.600,00 usd depozito yatırdığını ve bu tarihte açtığı işlemler sonunda 183.807,77 usd kazanç elde ettiğini, müvekkilinin aynı günün sabahında mail adresine sistemde yaşanan sorun nedeniyle piyasa ile uyumlu fiyatlardan gerçekleştirilmeyen 3:56 ve sonrasındaki emirleriniz silinmiştir şeklinde mesaj geldiğini, müvekkilinin kazandığı paranın silinmesinin mevzuata aykırı olduğunu, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; forex işlemlerinde kaldıraç kullanıldığını, bu işlemlerde müşterilerin %80’inin bütün parasını kaybederek zarara uğradığını, ancak davacının kazandığını, sadece davacının işlemlerinin iptal edildiğini, işlemlerin Polonya para birimi Zloti üzerinden gerçekleştirildiğini, 208 adet işlem yapıldığını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında kaldıraçlı işlemler çerçeve sözleşmesi ve eki protokollerin imzalandığı, davacının bu sözleşme gereğince kaldıraçlı alım satım işlemleri yaptığı, davacının 01.05.2015 tarihinde saat 03:56-07:50 arasında gerçekleştirdiği yaklaşık 208 adet işlem sonucu 183.807,77 usd kazanç elde ettiği, davalının aynı tarihte saat 10:19:10’da davacıya gönderdiği e-postada “sistemde olmayan bir fiyatla gönderdiklerini ve sistem tarafından reddedildiklerini tespit ettik” şeklindeki açıklamaya dayalı olarak davacının yaptığı işlem kayıtlarını sildiği, III-37.1 sayılı Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’in (III-37.1 sayılı Tebliğ) 29 uncu maddesi gereğince gerçekleşmiş müşteri emirlerinin aracı kurumlarca iptal edilemeyeceği veya değiştirilemeyeceği, yapılan işlemin davacı aleyhine olduğu, incelenen sistem kayıtlarında sistem arızasına ilişkin delil bulunmadığı gibi davalı tarafça da bu konuda dosyaya sunulmuş belge ve bilginin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu olaya ilişkin olarak Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) yaptığı inceleme dosyası celbettirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, SPK tarafından davacının şikayet konusu işlem iptaline ilişkin mevzuata aykırılık nedeniyle müvekkiline cezai ya da idari bir yaptırım uygulandığına dair bir bildirim yapılmadığını, SPK mevzuatı ve taraflar arasındaki sözleşme gereğince müvekkili şirketin işlemleri iptal yetkisi bulunduğunu, konunun III-37.1 sayılı Tebliğ’in 29 uncu maddesinde düzenlendiğini, müvekkilinin de bu yetkisini kullandığını, davacının verdiği toplam 208 emrin hiçbirinin o anda uluslararası piyasalarda geçerli fiyatı içermediğini, bu nedenle mevzuatın ve sözleşmenin verdiği yetki çerçevesinde işlemin iptal edildiğini ve durumun davacıya derhal bildirildiğini, işlem kayıtlarının sistemden silinmesinin söz konusu olmayıp işlemin iptalinin söz konusu olduğunu, bu durumun log kayıtlarıyla da sabit olduğunu, dolayısıyla mahkemenin işlem kayıtlarının silindiğinin tartışmasız olduğu şeklinde tespitinin hatalı olduğunu, işlemin ve iptalin kayıtlarını içeren müvekkili şirketin log kayıtları incelenmeden karar tesis edildiğini, davacının kötüniyetli olduğunu ve haksız kazanç elde ettiğini, ayrıca icra inkar tazminatı koşullarının gerçekleşmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını, davanın reddini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile usul ve yasaya uygun olan mahkeme kararına yönelik davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalının müşterisi olan davacı tarafından yapılan forex işlemlerinin III-37.1 sayılı Tebliğ’e aykırı olup olmadığı ve gerçekleşen emirlerin davalı tarafından iptal edilmesinin mevzuata uygun olup olmadığının ilişkin olup, davacı tarafından alacaklarının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istenmiştir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 67 nci maddesi, III-37.1 sayılı Tebliğ’in 29 uncu maddesi, Seri:V No:125 Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri ve Bu İşlemleri Gerçekleştirebilecek Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’in 10 uncu maddesi.

3. Değerlendirme
1. Davalı şirket müşterisi olan davacı tarafından yapılan kaldıraçlı işlemler davalı tarafından III-37.1 sayılı Tebliğ’in 29 uncu maddesi, taraflar arasındaki Kaldıraçlı Alım Satıma Aracılık Sözleşmesi’nin 8 ve 11 inci maddelerine dayanarak iptal edilmiştir. Davalı, davacının sisteme ilettiği emirlerin tamamının gerçek kur değerlerinden farklı olduğunu, veri sağlayıcısının ekranındaki değerlerin teknik nedenlerle gerçeğe aykırı olduğunu ve davacının bu durumu bilerek kötüniyetli işlem yaptığını iddia etmektedir. III-37.1 sayılı Tebliğ’in 29 uncu maddesi, Seri:V No:125 Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri ve Bu İşlemleri Gerçekleştirebilecek Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’in 10 uncu maddesi ve taraflar arasındaki sözleşmenin 8 ve 11 inci maddesi aynı doğrultuda olup, belirtilen koşullar gerçekleştiğinde aracı kuruma emirleri iptal yetkisi vermekte ise de, aynı zamanda gerçekleşmiş müşteri emirlerinin aracı kurumlarca iptal edilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği de belirtilmiştir.

Dosya kapsamında bulunan bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporda; gerçekleşmiş müşteri emirlerinin iptal edilemeyeceği, davacının emirleri doğrultusunda yapılan işlemlerin iptal edilmesini haklı gösterecek bir sebep bulunmadığı ifade edilmiş, İlk derece mahkemesince de işbu raporlar doğrultusunda benzer gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

Ancak, davalı tarafından, konuya ilişkin olarak SPK’ya yapılan şikayet nedeniyle Kurul nezdinde de inceleme yapıldığı, bu sebeple inceleme dosyasının SPK’dan celbedilmesi istenmiş ise de mahkemece bu talebinin kabul görmediği, davalının bilgi istemesi üzerine SPK tarafından işlemlerin III-37.1 sayılı Tebliğ’in 29 uncu maddesine uygun olduğu ve yapılabilecek herhangi bir işlemin olmadığı bildirilmiştir. Ayrıca, yine davalı tarafından dosyaya sunulan sermeye piyasası alanında çalışmış uzmanlarca hazırlanan 12.12.2016 tarihli raporda, bilirkişi raporunun aksine, uyuşmazlık konusu iptal işlemlerinin III-37.1 sayılı Tebliğ’in 29 uncu maddesinin birinci fırkasının (c) bendi ile ikinci fıkrası hükümleri çerçevesinde davalının sahip olduğu hukuka uygun bir hakkın kullanımı olduğu, davalı tarafından koruma amaçlı açmış olduğu işlemlerin likidite sağlayıcı tarafından iptal edilmesi üzerine, ilgili pozisyonların alınmasına gerekçe olan davacı pozisyonlarının iptalinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

2. Bu durumda mahkemece öncelikle konuya ilişkin şikayet üzerine inceleme yapan SPK’dan inceleme dosyasının celbedilerek dosyaya kazandırılması, sonrasında SPK’nın inceleme dosyası da değerledirilerek hükme esas alınan bilirkişi raporu ile uzman görüşü içeren bilimsel mütalaa arasındaki çelişkinin giderilmesi için konunun uzmanı olan bilirkişilerden oluşacak yeni bir heyetten rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, eksik inceleme ile davanın reddine dair verilen kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.