Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/6552 E. 2023/1705 K. 20.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6552
KARAR NO : 2023/1705
KARAR TARİHİ : 20.03.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliyesi Mahkemesi20. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 18.06.2021
SAYISI : 2019/1632 Esas, 2021/905Karar
DAVA TARİHİ : 06.03.2017
HÜKÜM : Dava ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03.01.2018
SAYISI : 2017/102 E., 2018/54 K.

Taraflar arasındaki marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 20 ilde cafe, restoran işletmeciliği yaptığını, 2005/26609 ve 2012/34742 numaralı markalarının 43. sınıfta tescilli olduğunu, “… GASOLİNE ve BENZİN” markalarının cafe, restoran, bar işletmeciliği ve benzeri hizmetlerde kullanma hakkının münhasıran müvekkiline ait olduğunu, 29.06.2016 tarihinde önceki kazanılmış haklarına dayanarak seri marka oluşturmak ve tescilli markalarına çeşitlilik kazandırmak amacıyla “…” ibareli markasının tescili istemiyle başvuruda bulunduğunu, 2016/56652 numarası ile kaydedilen başvurunun davalı Kurumun Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından mülga 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (mülga 556 sayılı KHK) 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereği kısmen reddedilerek başvuru kapsamından “yiyecek ve içecek sağlanması, geçici konaklama hizmetleri, gündüz bakımı kreş hizmetleri, hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri”nin çıkarıldığını, Yeniden İnceleme Değerledirme Kurulu (YİDK) nezdinde yaptıkları itirazlarının 2016-M-12787 sayılı karar ile nihai olarak reddedildiğini, ancak redde mesnet 2016/36204 “…” markası ile davacı markasının bütünsellik açısından birbirinden farklı olduğunu, iltibas oluşturabilecek düzeyde benzer olmadığını ileri sürerek davalı TPMK YİDK’in 28.12.2016 tarihli ve 12787 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı TPMK vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru markası ile kısmi redde gerekçe gösterilen markanın esas unsurlarının “…” ibaresi olduğunu, bu ibarenin markalara ayırt edicilik özelliğini sağlayan, markaların çekirdeğini oluşturan işaretler olduğunu, başvuru markası bakımından, markada yer alan araba biçimindeki figüratif unsurun “…” kelime unsuru ile verilen anlamsal içeriği desteklemekte olduğundan markaya herhangi bir ayırt edicilik katmadığını ve markanın bütünüyle bıraktığı izlenimi “…” ibaresinden farklılaştırmadığını, “…” ibaresinin baskın ve ayırt edici şekilde hem başvuru markasında hem de redde mesnet markada aynı şekilde yer aldığını, markalarda yer alan önemsiz farklılıkların ortalama tüketici tarafından fark edilemeyeceğinden, ortalama tüketici ve yararlanıcılar nazarıyla bakıldığında hiçbir araştırma ve inceleme yapılmasını gerektirmeyecek kadar açık ve net bir biçimde iltibasın ortaya çıkacağının kesin olarak görüldüğünü, başvuru markasının 43 üncü sınıftaki hizmetler için tescil edilmek istendiğini, redde mesnet markanın kapsamında aynı/aynı tür hizmetlerin bulunduğunu, bu bakımdan başvurudan 43.sınıf “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri”nin başvuru kapsamından çıkarıldığını, mülga 556 sayılı KHK’nın 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında ayırt edilemeyecek derecede benzerliğin yer aldığını ve Kurum tarafından re’sen uygulanacak bir ret sebebi olarak kabul edildiğini, kısmi ret gerekçesinin marka ile ilgili bir tescil engeli olduğuna karar verilmediği ya da marka hükümsüz kılınmadığından söz konusu hizmetler bakımından yasal korumasının devam ettiğini, bu bakımdan kısmi ret kararının hukuka uygun olduğunu, ayrıca davacı tarafından 2016/56652 kodlu marka başvurusunun tesciline karar verilmesinin talep edildiği, bu talebin tescil işlemlerinin mahkemenin yetkisinde olmaması nedeniyle reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 29.06.2016 tarihinde “…” ibarelerinin 25, 32, 33, 39. sınıftaki mal ve hizmetlerde marka olarak tescili istemiyle davalı TPMK’ya başvurduğu, davalı TPMK’nın 2016/36204 kod numaralı ve “…” ibareli markayı dayanak göstererek mülga 556 sayılı KHK’nın 7 nci maddesi birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca başvurunun kısmen reddine karar verdiği, karara itirazen yeniden inceleyen dava konusu YİDK kararında, her iki markanın da asli ayırt edici unsurunun “…” ibaresi olduğu, bu nedenle başvuru ile kısmi ret gerekçesi markanın görsel, işitsel ve kavramsal yönden bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzer oldukları ayrıca kısmi ret kararına konu hizmetlerin, 2016/36204 sayılı markanın kapsamında aynen yer aldığından başvuru hakkında Markalar Dairesi Başkanlığınca verilen kararın yerinde görüldüğünün belirtildiği, mülga 556 sayılı KHK’nın 7 nci maddesi birinci fıkrasının (b) bendine göre aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer markaların tescilinin mümkün olmadığı, bu durumum mutlak ret sebeplerinden biri olduğu, dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 25, 32, 33, 39, 43. sınıftaki -kararda sayılan- mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamnda 29, 30, 43. sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, buna göre dava konusunu oluşturan başvuru kapsamından çıkartılan 43. sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri”nin itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür olduğu, marka görselinin incelenmesine gelindiğinde, ilke olarak kelime ve şekil unsurlarını birlikte içeren markaların ayırt edici karakterinin tespitinde “kelime unsuru” ayırt edici karakter olarak tayin edildiği, işbu davaya konu marka görselinin tertip tarzı itibariyle de bu markanın ayırt edici karakterinin, esas unsurunun “…” kelime öbeği olduğu, markalarının her ikisinde de ayırt edici karakterin esas unsur olarak yer aldığı, ancak davacı markasında itiraza mesnet markadan farklı şekil ve yan unsurlar kullanarak birebir aynılık durumunun ortadan kaldırıldığı, markalar aynı değil ise bakılması gereken ikinci hususun markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olup olmadığı olduğu, buna göre davaya konu “…” markası ile redde gerekçe gösterilen “…” markasının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, markada kullanılan renk ve şekil unsurlarının markaya ayırt edicilik katmadığı, kelime unsurunu destekler şekilde yer aldığı, markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak ayırt edilemeyecek derecede benzerlik teşkil ettiği, özellikle işitsel ve kavramsal olarak aynı oldukları, tüketiciler nezdinde işletmeler arasında bir bağlantı olduğu kanaati uyandıracağı, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda da markalar arasında ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunduğundan YİDK kararının iptali şartlarının oluşmadığı görüşüne yer verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bütünsel açıdan bakıldığında, tarafların markaları arasında mülga 556 sayılı KHK’nın 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin 2005/26609 tescil sayılı “…” ibareli markasına dayalı kazanılmış hakkının bulunduğunu, müvekkilinin seri marka yaratmak amacıyla marka başvurularına ve yatırımlar yapmaya devam ettiğini, mahkemece müvekkilinin kazanılmış hak iddialarına yönelik herhangi bir incelemenin yapılmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu 2016/56652 sayılı “…” ibareli davacı başvurusunun kapsamındaki 43. sınıf: “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması” hizmetleri ile redde mesnet 2016/36204 sayılı “…” ibareli markanın kapsamındaki 43. sınıf hizmetlerin aynı tür olduğu, davaya konu markalar arasında ibareler yönünden de mülga 556 sayılı KHK’nın 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu, zira redde mesnet “….” ibaresinin özel bir yaratım ürünü olup ayırt ediciliği yüksek bir ibare olduğu, davacının başvurusunda yer alan kelime ve şekil unsurlarının ise başvuruya herhangi bir ayırt edicilik katmadığı gibi taksi kavramını desteklediği, taraflar arasında açılan tecavüzün tespiti ve önlenmesi davaları ile suç duyurularının gerçek hak sahibi iddialarına dayalı olup, bu türden iddiaların 556 sayılı KHK 7/1 maddesi (b) bendine dayalı YİDK kararının iptaline ilişkin davada dinlenebilmesinin mümkün olmadığı, her ne kadar mahkemece zikredilen maddeye dayalı bu davada, redde mesnet marka sahibine husumetin yöneltilemeyeceği gözden kaçırılıp, davalı şirket hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmemesi doğru değilse de istinaf kanun yoluna başvuranın sadece davacı olması karşısında bu yanlışlığın kararın kaldırılması nedeni yapılamadığı, davacı vekilinin sair istinaf başvurularının esastan reddi gerektiği ancak davacının diğer iddialarının yanında kazanılmış hak iddiasının da bulunduğu, mahkemece bu iddia konusunda herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı, davacının bu iddiasının doğru olması halinde, davacının marka tescil başvurusunun reddedilmemesi gerektiği, kazanılmış hakkın varlığının kabulü için kazanılmış hak iddia edilen tescilli marka ile dava konusu markadaki ibarelerde asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markanın en azından hükümsüzlük davası açılabilecek kadar belli bir sürede çekişmesiz şekilde kullanılmasının, karşı taraf markalarına yanaşma niyeti olmadan ve iltibas tehlikesi yaratmayacak şekilde, eski ve yeni markalar arasında işletme ile bağlantının ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunmuş bulunmasının, yeni markada kazanılmış hak iddia edilen markaya nazaran emtia kapsamının genişletilmemiş olmasının gerektiği, somut uyuşmazlıkta davacı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde 2005/26609 tescil sayılı “…” ibareli markasına dayalı kazanılmış hakkının bulunduğunun ileri sürüldüğü, davacı tarafça bu markaya dayalı kazanılmış hak iddiasına ne YİDK aşamasında ne de dava dilekçesinde dayanılmadığı, o halde mahkemece bu markanın incelenmemesinin yerinde olduğu, ancak aksinin kabulü halinde dahi anılan markanın münhasıran “…” ibaresinden oluşması nedeniyle yukarıda açıklanan birinci maddede belirtilen, asli unsurların muhafaza edilmiş olması koşulunu sağlamadığı ve işbu dava konusu başvuru yönünden davacıya kazanılmış hak sağlamayacağı, davacının YİDK kararına itiraz ve dava aşamasında dayandığı 2012/34742 numaralı markasının tescil tarihinin ise 08.04.2013 olup anılan markanın 29.06.2016 tarihli işbu dava konusu başvuru yönünden yukarıda belirtilen eski markanın en azından hükümsüzlük davası açılabilecek kadar belli bir sürede çekişmesiz şekilde kullanılması koşulunu sağlamadığı, davacının 2016/22316, 2016/33017 ve 2016/95719 sayılı markalarının da aynı nedenle davacı yararına kazanılmış hak yaratmasının mümkün olmadığı, Mahkemenin kararında, başvuru markası ile redde mesnet marka arasında 556 sayılı KHK’nın 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu gerekçesi yanında, davacının işbu dava konusu başvuru yönünden kazanılmış hakkının bulunmadığı gerekçesine de yer verilerek davayı reddi gerekirken davacının kazanılmış hak iddiasının incelenip değerlendirilmemesi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeninden hüküm tesisine, buna göre davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin başvuru yaptığı marka ile davalının redde mesnet gösterdiği markanın logolarının ortalama tüketiciyi yanıltacak düzeyde olmadığını, ayırt ediciliğin tespitinin bütüncül yaklaşım ile ele alınması gerektiğini, müvekkilinin daha önce tescil edilmiş … markasından dolayı kazanılmış hakkının olduğunu, istinaf mahkemesinin yalnız …. ibaresinden dolayı kazanılmış hak unsurunun gerçekleşmediğine dair gerekçesinin yerinde olmadığını, müvekkilinin davalı Kurum nezdinde tescilli “…, …, .., …” şeklinde muhtelif sınıflarda markalarının olduğunu, … ibaresinin de müvekkili şirkete ait uzun yıllardan bu yana tescil edilmek suretiyle marka korumasından faydalanan markalar ile seri izlenimi verdiğinin kabulü gerektiğini, seri markaların ortak markalarda mevcut olan bir grupta yer alan işletmelerin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerden ayırt edilmesi fonksiyonu, teknik yönetmelik gibi özelliklere sahip olması gerekmeyen ve esasen ortak asli unsuru taşımakla birlikte her biri diğerinden bağımsız nitelikteki ticaret ve hizmet markaları olduğunu, istinaf mahkemesince kazanılmış hak iddialarına ilişkin eksik inceleme yapıldığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı marka başvurusu ile ilgili olarak davalı Kurum tarafından mülga 556 sayılı KHK’nın 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca yapılan değerledirme sonucu başvuru kapsamından çıkarılan mal ve hizmetlerle ilgili olarak davacı tarafça yapılan itirazın reddine dair YİDK kararının iptali talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.556 sayılı KHK’nın 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi

3. Değerlendirme
1.Dava, mülga 556 sayılı KHK’nın 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca davacı marka başvurusunun mutlak nedenlerle reddine dair davalı TÜRKPATENT Kurumu YİDK kararının iptali talebine ilişkindir. Davacının marka başvurusuna konu ibareler ile red gerekçesindeki markaya konu ibareler birebir aynı olmakla birlikte her iki markadaki şekil unsurlarının tamamen farklı olduğu bu nedenle markalar arasında “ilk bakışta ayırt edilemeyecek kadar benzerlik” bulunmadığı halde davanın kabulü gerekirken hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

2. Ayrıca, başvurunun mutlak nedenlerle reddine dair davalarda ret gerekçesi yapılan markanın sahibine husumet yöneltilemeyecek olup davalı şirket yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken bu husus göz ardı edilerek esas yönünden karar verilmesi doğru olmamış hükmün bu nedenle de re’sen bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.