YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6517
KARAR NO : 2023/1762
KARAR TARİHİ : 22.03.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/899 Esas, 2021/884 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/706 E., 2020/670 K.
Taraflar arasındaki tazminat ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 21.03.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat ….. ile davalı vekilleri Avukat……ile Avukat …..dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile Jaguar Cars Exports Limited arasında imzalanan 25.06.1985 tarihli tek satıcılık sözleşmesi ile davacının Jaguar markalı araçların Türkiye Bölgesinde satışı hususunda münhasır yetkili kılındığını, 25.02.2013 tarihli sözleşme ile davalı …’in Jaguar Cars Exports Limited’in 25.06.1985 tarihli sözleşme ile üstlendiği borçları devraldığını, Jaguar grubunun 21.08.2012 tarihli fesih bildirimi ile tek satıcılık sözleşmesini 20.08.2014 tarihi itibariyle şeklen sona erdirmişse de müvekkille çalışmaya devam edeceği yönünde güven oluşturduğunu, ne var ki neticede tek satıcılık yetkisini dava dışı şirkete verdiğini, sulh görüşmelerinde müvekkilinin haklı taleplerinin kabul edilmediği gibi ICC nezdinde bir tahkim davası açılıp Türk Mahkemelerinde iki ayrı tedbir talep edildiğini, müvekkilinin denkleştirme tazminatına hak kazandığını, sözleşme ilişkisinin devamı esnasında satılan ürünlerdeki teknik aksaklıklar sebebiyle açılan davalarda müvekkilinin 425.338,58 TL ödemek zorunda kaldığını, sözleşmenin sona ermesi ile birlikte müvekkilinin stoklarında kalan ve artık bulundurulmaları müvekkilinin ekonomik çıkarlarına hizmet etmeyen toplam 5.594 kalem yedek parça/ stok ürünlerin davalı tarafından geri alınması gerektiğini ileri sürerek şimdilik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 122 nci maddesi uyarınca 100.000,00 TL’nin tahsilini, müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı ve halen yükümlülük tehlikesi altında bulunduğu tazminatlar sebebiyle rücuen ödenmesi gereken tazminat miktarının tespiti ile 100.000,00 TL’nin tahsilini, yedek parça stokunun davalı yanca geri alınması gerektiğinin tespiti ile 23.314,00 İngiliz Sterlininin tahsilini, anılan meblağlara 01.10.2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunda (3095 sayılı Kanun) öngörülen temerrüt faizi işletilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan 25.06.1985 tarihli sözleşmede dostane çözülemeyen her türlü ihtilafın Milletlerarası Ticaret Odası kurallarına uygun olarak tayin edilen bir ya da birkaç hakem tarafından çözümleneceğinin düzenlendiğini, tahkim yeri olarak Londra’nın seçildiğini savunarak tahkim itirazında bulunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların rızalarıyla 25.06.1985 tarihli sözleşme ile aralarındaki uyuşmazlığın çözümü için tahkime başvuruyu yazılı olarak açık ve net bir şekilde kararlaştırdıkları, geçerli bir tahkim şartının bulunduğu, davacı ile davalının aralarında çözümlenen tahkim ile ilgili sonuca göre İngiliz Mahkemelerinin gayri münhasır yetkilerini kabul ettikleri, bu hususun alternatif değil tahkim sonucuna göre başvurulabilecek bir kanuni yol olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmede tahkim şartının açık ve kesin olarak yer almadığı, İngiliz Mahkemelerinin de yetkili kılındığını, patalojik tahkim niteliği taşıdığını, davacı adına sözleşmeyi imzalayan ve İngilizce bilmeyen yetkilinin tahkim iradesinin bulunmadığı, 25.02.2013 tarihinde taraflar arasında bir yenileme sözleşmesi aktedildiğini, bu yenileme sözleşmesinde yargılama yetkisinin İngiliz Mahkemelerinin münhasır yetkisine girdiğinin kararlaştırıldığını, bu hüküm nedeniyle dahi artık tahkim şartının geçerliliğinden söz edilemeyeceğini, tahkim şartının denkleştirme tazminatı talep hakkının elde edilmesini engellemeyi amaçladığını, üreticiye rücu hakkı aynı zamanda doğrudan kanuna dayandığından bu talep bakımından da tahkim şartının ileri sürülemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu uyuşmazlığın açık ve net bir şekilde tahkim koşuluna bağıtlandığı, sözleşmedeki “Jaguar ve Distribütör İngiliz Mahkemelerinin gayri münhasır yetkilerini kabul ederler” düzenlemesinin tahkime ilişkin usul hükümlerinde İngiliz Mahkemelerinin yetkili olduğunun anlaşılması gerektiği, tahkim şartını ortadan kaldırmayacağı, sözleşmenin tarafı Jaguar Cars Export Limited’in unvanının, Jaguar Land Rover Exports Limited olarak değiştiği, sonrasında, Jaguar Land Rover grubunun iç yapısındaki değişiklik nedeniyle Jaguar Land Rover Exports Limited’in ihracat işini ana şirketi olan …’e devrettiği, davacı ve …’in 25.02.2013 tarihinde yazılı bir yenileme sözleşmesi akdettiği, söz konusu sözleşme ile Jaguar Land Rover Exports Limited’in bayilik sözleşmesinden doğan tüm hak, borç ve yükümlülüklerini olduğu gibi …’e devrettiği, bu sözleşmenin önceki sözleşmenin tarafının değiştiğine dair sözleşme olduğu, 25.06.1985 tarihli sözleşmenin maddelerinin değiştirilmediği, tahkim şartının da geçerli olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; önceden vazgeçilemeyecek nitelikteki ve hakkında emredici düzenleme bulunan denkleştirme tazminatı talebi hakkında denkleştirme talebine imkan tanımayan veya önceden feragatı kabul eden yabancı hukukun yetkili kılınamayacağını, mahkemenin bu konuda değerlendirme yapmadığını, oysa Türk Hukukunu uygulaması gerektiğini, en azından bu talebin Türk Mahkemeleri önünde ileri sürülmesine imkan tanınması gerektiğini, aksi halin 6102 sayılı Kanun’un 122 nci maddesinin dolanılmasına yol açacağını, üreticiye rücu hakkı aynı zamanda doğrudan kanuna dayandığından bu talep bakımından da tahkim şartının ileri sürülemeyeceğini, üç ayrı talebin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, sözleşmede tahkim şartının açık ve kesin olarak yer almadığı, İngiliz Mahkemelerinin de yetkisinin belirtildiğini, böylece çelişkili biçimde hem tahkimin hem de İngiliz Mahkemelerinin yetkili kılındığını, davacı adına sözleşmeyi imzalayan ve İngilizce bilmeyen yetkilinin tahkim iradesinin bulunmadığı, 25.02.2013 tarihinde taraflar arasında bir yenileme sözleşmesi aktedildiğini, bu yenileme sözleşmesinde yargılama yetkisinin İngiliz Mahkemelerinin münhasır yetkisine girdiğinin kararlaştırıldığını, bu hüküm nedeniyle dahi artık tahkim şartının geçerliliğinden söz edilemeyeceğini, yenileme sözleşmesi ile tahkim kaydının kaldırıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tazminat ve alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun (4686 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası, 5 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.4686 sayılı Kanun’un 4 üncü madddesinin üçüncü fıkrasına göre tahkim anlaşması, tarafların tahkim anlaşmasına uygulanmak üzere seçtiği hukuka veya böyle bir hukuk seçimi yoksa Türk hukukuna uygun olduğu takdirde geçerlidir.
3.Bir davanın hakemde görüleceğine dair hakem sözleşmesinin ya da bir sözleşmeye eklenen tahkim şartının geçerli olabilmesi için ortaya konan tahkim iradesinin hiçbir tereddüde yer vermeyecek kesinlikte açık olması gerekmektedir. Buna göre geçerli bir tahkim şartının varlığından söz edebilmek için taraflarca imzalanmış yazılı bir anlaşma, karşılıklı mektup teatisi ya da telgraf ile üzerinde mutabakata varılmış ve bu şekilde ortaya çıkmış kesin ve açık bir tahkim iradesi bulunmalıdır. Aksi taktirde tahkim sözleşmesinin geçerliliğinden söz edilemeyecektir.
4.25.06.1985 tarihli sözleşmeni K(i) maddesinde Jaguar ve Distribütörün işbu anlaşma ile ilgili olarak aralarındaki her türlü anlaşmazlığı görüşme yoluyla ya da başka bir şekilde dostane biçimde çözmek üzere daima çaba gösterecekleri kararlaştırıldıktan sonra K (ii) maddesi “Bu şekilde çözümlenemeyen her türlü ihtilaf, bu kapsamda İngiltere Uluslararası Ticaret Odası Ulusal Komitesi olan Başkanın kurallarına uygun olarak tayin edilen bir ya da birkaç hakem tarafından Uluslararası Ticaret Odası kuralları kapsamında kesin olarak çözümlenecektir. Tahkim Londra’da yapılacaktır” şeklinde düzenlenmiş, L (i) maddesinde işbu anlaşmanın, tüm hususta İngiliz Hukukuna tabi olacağı ve bu hukuka uygun olarak tefsir edileceği belirtildikten sonra L (ii) maddesinde Jaguar ve Distribütörün İngiliz Mahkemelerinin gayri münhasır yetkilerini kabul ettikleri ifade edilmiştir.
5.Sözü edilen sözleşmede ihtilafın İngiltere Uluslararası Ticaret Odası Ulusal Komitesi olan Başkanın kurallarına uygun olarak tayin edilen bir ya da birkaç hakem tarafından Uluslararası Ticaret Odası kuralları kapsamında kesin olarak çözümleneceği belirtildikten sonra tarafların İngiliz Mahkemelerinin gayri münhasır yetkilerini kabul ettiklerine yer vermeleri nazara alındığında tahkim hususunda açık ve kesin bir iradenin varlığından söz edilemeyecek, bu durumda Türk Hukuku uyarınca geçerli bir tahkim anlaşmasının bulunduğu sonucuna varılamayacaktır.
6.Ancak sözleşmede açıkça anlaşmanın tüm hususlarda İngiliz Hukukuna tabi olacağı ve bu hukuka uygun olarak tefsir edileceği kararlaştırıldığından tahkim şartının geçerli olup olmadığının da İngiliz Hukukuna göre değerlendirilmesi gerekir. Bu bakımdan mahkemece, İngiliz Hukukunun konu ile ilgili mevzuatının yeminli mütercim tarafından tercüme edilmiş bir çevirisinin de dosya içine alınmasından sonra sözleşmede öngörülen tahkim şartının İngiliz Hukukuna göre geçerli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.