Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/651 E. 2022/5281 K. 27.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/651
KARAR NO : 2022/5281
KARAR TARİHİ : 27.06.2022

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 07.10.2020 tarih ve 2019/230 E. – 2020/488 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Irak devletine yaptığı 2.544.083,00 USD’lik ihracat neticesi bu ihracat bedelini almaya hak kazandığını, ancak Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesi sonucu BM.’nin 09/08/1999 tarih 661 sayılı yaptırım kararları çerçevesinde Irak tarafından ABD’deki muhabir bankaya gönderilmiş olan ihracat bedelini tahsil edemediğini, savaş nedeniyle zarara uğrayan vatandaşların zararlarının temlik alınarak devletçe oluşturulan fondan karşılanması ve yapılan ödemelerin Irak’tan ve BM tazminat komisyonundan sağlanan savaş tazminatlarına mahsubu ile tasfiyesinin öngörüldüğünü, geliştirme ve destekleme fonu kaynaklı olarak yapılacak ödemelerde Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş.’nin aracı kılındığını, bu ödemeler için savaş mağduru müvekkili şirkete genel kredi sözleşmesi imzalatıldığını, görünüşte bir kredi olup aslen hiçbir kredi unsurunu içinde bulundurmayan ve düzenlemeler bakımından içeriğiyle uyuşmayan bu sözleşmenin kredi olarak kabulünün mümkün olmadığını, davalı bankaca … 17. Noterliği’nden 31/10/2011 tarih 23603 yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek hesabın kat edildiği ve muaccel hale geldiği belirtilerek 2.413.706,27 USD ana para, 1.723.138,72 USD faiz olmak üzere toplam 4.136.844,99 USD’nin ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, borcun kabul edilmediği yolunda cevabi ihtarname keşide edildiğini, davalıların alacak taleplerinin bu konudaki tüm yasal düzenlemelere, genel hukuk kurallarına ve uluslararası hukuk kurallarına aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek davalılara hiçbir borçları bulunmadığının tespitini, bu tespite bağlı olarak davalı banka tarafından borca konu edilen 26/08/2010 tanzim tarihli 500.000,00 USD’lik teminat senedinin iadesi ile iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, müvekkili banka tarafından yürütülen Irak Kredisi programı, körfez krizi nedeniyle Iraktan olan ihracat, müteahhitlik ve nakliye alacaklarını tahsil edemeyen Türk firmalarının o dönemdeki finansman ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla Yüksek Planlama Kurulunun kararları uyarınca 1991 yılında uygulamaya konulduğunu, bu bağlamda Yüksek Planlama Kurulu kararları çerçevesinde Irak ve Kuveyt’ten alacaklı olan firmalara belirli şartlarla kredi kullandırılmasının öngörüldüğünü, davacı firma ile genel kredi sözleşmesi akdedilip, davacıdan teminat senedi ve taahhütname alındığını, davacı şirketten kredi kullandırım aşamasında alınan ve 3 yılda bir yenilenen 500.000,00 USD tutarındaki senedin 26/08/2010 tarihinde yenilendiğini, müvekkili talebinin kanuna ve buna ilişkin Hazine Müsteşarlığının talimatlarına dayandığını, davacı iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir..
Davalı … Müşteşarlığı vekili, Eximbank tarafından davacı şirkete 2.544.083,00 ABD doları tutarında kredi kullandırıldığını, Eximbank’ca teminat alınmak suretiyle kredilendirileceğinin hiçbir tereddüte mahal vermeyecek şekilde açıkça belirtildiğini, anılan banka tarafından davacı firmaya yapılan ödemenin, davacının iddia ettiği üzere bir temlik işlemi olmadığını, temlik alınmak suretiyle bankacılık yetki ve usulleri çerçevesinde verilmiş bir kredi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, 21/10/1992 tarihli kredi onay formları ile 29/12/1992 tarihli kredi komitesi kararı birlikte değerlendirildiğinde dava konusu krediye 1. yıl Libor faiz oranı üzerinden, 2. yıl başından itibaren Libor+2 faiz oranı üzerinden faiz hesaplanması gerektiği, buna göre yapılan hesaplama sonucunda davacının 22/10/1992 yılında Irak kredisi programı kapsamında kullandığı 2.544.083,00 USD’lik krediden dolayı yapılan hesaplamalarda 2.431.650,40 USD ana para ve 1.661.889,20 USD faiz olmak üzere toplam 4.093.539,61 USD borçlu bulunduğu, ancak kat ihtarnamesinde 2.413.706,27 USD ana para talep edildiği, davacının borcunun 2.413.706,27 USD asıl alacak 1.661.889,20 USD faiz olmak üzere toplam 4.075.595,47 USD olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; davacının davalılara dava konusu kat ihtarında belirtilen toplam 4.136.844,99 USD’nin 61.249,52 USD faiz kısmı için borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, davalılardan harç alınmasına yer olmadığına, 27/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.