Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/6495 E. 2023/1788 K. 23.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6495
KARAR NO : 2023/1788
KARAR TARİHİ : 23.03.2023

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1002 Esas, 2021/1234 Karar
DAVA TARİHİ : 19.06.2020
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şarkışla Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/147 E., 2021/127 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 21.03.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı

işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; takip dayanağı 12.10.2018 düzenleme tarihli ve 22.03.2019 vade tarihli bonoda ödememe protestosu gönderilmediğinden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve davalının takipte kötü niyetli bulunduğundan davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kötü niyetli olduğunu, protesto eksikliğinin temel borç ilişkisini ortadan kaldırmayacağını, usule ilişkin bir eksiklik olduğunu menfi tespit davası gibi temel borç ilişkisi üzerine kurulan ve taraflar arasındaki borcun varlığı ve yokluğunun tartışıldığı bir davanın konusunu oluşturamayacağını, menfi tespit davalı taraflar arasındaki gerçek borç ilişkisi üzerine kurulu olduğunu, takibini sürüncemede bırakmak ve müvekkilin alacağını tahsil etmesini engellemek adına yapılmış bir işlem olduğunu, işbu nedenlerle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı hamil tarafından takip konusu kambiyo senedinin keşidecisinin protesto edilmediği, protesto edilmeyen kambiyo senetlerinden dolayı cirantaya müracaat hakkı bulunmadığı anlaşılmış ve davanın kabülüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil davacının ticari olarak iflasına neden olan davalının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına çarptırılması gerektiğini belirterek Mahkeme kararının kötüniyet tazminatı yönünden ortadan kaldırılmasını ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına çarptırılmasını istemiştir.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda davacının senet lehtarı olduğunu, müvekkil firma ise senet lehtarından hemen sonraki ciranta hamili olduğunu, takip borçlusu davacı firma ile müvekkil firma arasında doğrudan ticari ilişki kurulduğunu, ciro zincirinde arada başkaca cirantalar bulunmadığını, bu temel ticari ilişkiden dolayı davacı takip borçlusu müvekkil firmaya takibe konu bono senedini düzenleyerek verdiğini, senet keşidecisi firma ile lehtar firma arasında da organik bağ bulunduğunu, davanın tamamen kötü niyet üzerine kurulduğunu, davacının müvekkil firmadan hayvan yemi satın aldığını ve bedelini ödemediğini, bu hususun ticari defter ve kayıtlar ile sabit olduğunu, taraf ticari kayıtlarının incelenmesi halinde temel borç ilişkisinin ortaya çıkacağını, alacağın tahsili hakkın haklıya teslimi için işbu haksız menfi tespit davasında taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin incelenmesi ve irdelenmesi zorunlu olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle tarafların istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar etmiş, ayrıca istinaf itirazlarının reddine ilişkin verilen karara istinaden Mahkemece tahsiline karar verilen miktar kadar harca tekrar karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus icra takibinden kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin bir diğerinden alınarak yek diğerine verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.