Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/6407 E. 2023/1196 K. 28.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6407
KARAR NO : 2023/1196
KARAR TARİHİ : 28.02.2023

MAHKEMESİ :… Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
HÜKÜM :Esastan Ret

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, China Shipping’in Türkiye acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete sağlanmakta olan nezaret (gözetim) hizmetini konu edinen ve ihtilafsız şekilde yıllardır devam eden cari hesap ilişkisi kapsamında en son olarak davalıya 2015 yılının Mart ayına kadar gönderilen faturaların tahsil edildiğini, bu tarihten sonra davalının aniden ödemeleri durdurması nedeniyle müvekkili şirketin alacaklarının tahsil edilemediğini, davacı şirketin vermiş olduğu nezaret hizmetini konu edinen faturaları ve ilgili alacağı gösterir cari hesap ekstrelerini, iki ayrı ihtarname ekinde usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ ettiğini, faturaların ödenmemesi üzerine İstanbul 32. İcra Müdürlüğünün 2015/22719 E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve imzaya itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı müvekkilinin, yabancı donatan PIL Pacific International Lines Şirketi’nin acentesi olduğunu, davacının ise yabancı donatan China Shipping Container Lines şirketinin Türkiye’deki acentesi olduğunu, donatanlar/gemi işletme müteahhitleri arasında zaman zaman slot charter anlaşmalarının yapıldığını, slot charter anlaşmalarının bir geminin taşıma kapasitesini paylaşma konusunda yapılan nispeten son yıllarda gelişen bir uygulama olduğunu, esasen birbirlerine rakip olan okyanus nakliyecileri tarafından donatan veya gemi işletme müteahhidi olarak işlettikleri gemilerdeki yerlerin paylaşılması şeklinde yapıldığını, müvekkilinin acente olarak temsil ettiği donatan PIL Pacific International Lines Şirketi’nin davacının acente olarak temsil ettiği China Shipping Container Lines Şirketi ile onun lokasyonundan yararlanma konusunda anlaştığını ve davacının acentelik nezaret ücreti talep ettiğini, oysa ki taraflar arasında ABX konsorsiyumu için nezaret ücreti ödenmesine ilişkin bir anlaşma olmadığını, bu nedenle davacı faturalarına Beyoğlu 19. Noterliği eliyle keşide ettikleri 18.06.2015 tarih, 72798 yevmiye nolu ve aynı Noterliğin 14.07.2015 tarih, 9023 yevmiye nolu ihtarnameleri ile itiraz edilerek fatura asıllarının davacıya iade edildiğini, davacı faturalarının yasal dayanağının olmadığını müvekkilinin acente olup, slot charter anlaşmasına taraf olmadığını, kendi donatanına ait gemiye verdiği hizmetlerin bedelini kötü niyetle, haksız ve hukuka aykırı olarak slot charter anlaşmasına katılan donatanlardan birisinin acentesi olan müvekkilinden talep ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporuyla uygulamada hiç bir denizcilik acentesinin özel liman işletmelerinde konteynerlerin sahaya indirilmesi elleçlenmesi veya gemiye yüklenmesi esnasında konteynerin veya geminin yanına gelerek bu işlemlere nezaret etmedikleri, bu hizmetin uygulamada fiilen liman işletmesi tarafından verilen bir hizmet olduğu, taraflar arasındaki slot anlaşmasında FIOS kaydı olduğu, bu nedenle konteynerin gemiden tahliyesi ve nezaret dahil liman hizmetleri ile ilgili ödemeleri davalının liman işletmesine yapması gerektiği, yine taraflar arasındaki slot anlaşması gereği lashing, unlashing, twistlock ve mesai hizmetleri ücretleri ile ordino bedellerinin davalı tarafından donatana/acentesi davacıya ödenmesi gerektiği, bu kalemlere davalının bir itirazının bulunmadığı, davacı vekilinin iddiasının aksine slot sözleşmesinin taraflarının davanın davacısı ve davalısı olmadığı, slot anlaşmasının taraflarının yüke özen borcunu vurguladığı, davalı vekili, slot charter anlaşmalarıyla oluşturulan konsorsiyumların şartlarının birbirinden farklı olup bir serviste acenteler arasında ücret alınması ve verilmesi konusunda anlaşmaya varılırken bir diğerinde böyle bir anlaşma bulunmadığından nezaret ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, Stella Gemi Acenteliği ile ilgili örneği dava dosyasına sunduğu, Stella Gemi Acentalığı’ndan gelen cevapta nezaret ücretinin fatura edilmediğinin anlaşıldığı, arada bir slot sözleşmesi olması kayıtsız şartsız nezaret ücreti alınacağı anlamını taşımadığı, uygulamada yapılan slot anlaşmalarda örneğin navlun ücreti daha düşük tutulurken ilave olarak konteyner nezaret ücreti konulmuş olabileceği, her anlaşmanın kendi taraflarını bağlayacağı, somut olayda taraflar arasındaki slot anlaşmasında konteyner nezaret ücretine yer verilmediği gibi uygulamada bu hizmet özel liman işletmelerinde dava konusu olayda bizzat liman işletmesi (Kumport Liman Hizmetleri ve Loj. San. ve Tic. A.Ş.) tarafından verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediği,müvekkili şirketin hem kök hem de ek rapora itirazı giderilmeden hüküm kurulduğu, müvekkili şirketin delil listesinde yer alan deniz yolu beyan formları, ihtarnameler, yazışmalar, Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği Mütalaasının Eki Hizmet Tarifesi, davalı tarafından kesilen faturaların değerlendirilmeksizin alınan rapora istinaden hüküm kurulamayacağı, bilirkişi heyetinin donatanı temsilen acentenin yapması gereken hizmetler ile SLOT CARTER sözleşmelerine özgü gemi operasyonundan sorumlu acentenin diğer acentelere uygulamada verdiği hizmetleri ayırt edemediği, gemi acentesinin, kendi acentelik faaliyetleri neticesi veya atayanı tarafından bağlanan yüke ait hizmet bedeli doğrudan yük alıcısı veya yükleyicisine rücu edildiği gibi, Konsorsiyum veya Slot Charter anlaşması gereği taşıdığı yüke ait hizmet bedellerinin de o konsorsiyumun ülkemizdeki acentelerine, yani yük acentelerine rücu edildiği, dosyaya sunulan 15 Mayıs 2015 tarihli davalı imzasını havi yazıda belirtildiği üzere, davalının 2015’e kadar ödemekte olduğu nezaret ücretinin bundan böyle serviste kendi gemileri kalmadığı için karşı nezaret ücreti kesemeyeceği gerekçesiyle armatöründen bu bedelleri istemeyeceği için keyfi şekilde durdurduğu, cari hesap detayında davalının müvekkili şirkete ödettiği karşı nezaret ücretlerine bakılmadan, eksik şekilde rapor tanzim edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki sözleşmenin 13 üncü maddesinin göz ardı edildiği, bu madde uyarınca davacı acentenin müvekkili, slot sağlayıcı olarak nezaret hizmeti vermeyi, davalı acentenin müvekkili de slot sağlayıcı olarak sorumlu tutmayı kabul ve taahhüt ettiği, deniz yolu beyan formlarına bilirkişilerce göz atılmış olsaydı müvekkili şirketin gemi sorumlusu acente olduğunun anlaşılacağı, bilirkişi heyetinin ek raporda akdi düzenlemeleri hiçe sayarak müvekkilinin slot sözleşmesine taraf olmadığı yorumuyla itirazları dahi incelemeden rapor tanzim ettiği, 6102 sayılı Kanun’un 105 inci maddesi kapsamında acente sıfatını haiz müvekkili şirketin anılan slot sözleşmesi kapsamındaki hizmetle ilgili olarak sözleşmenin tarafı olmadığı yorumuyla hukuki korumada yoksun bırakılmasının düşünülemeyeceği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın acentelik hizmetinden değil, davalıya sağlanan “nezaret hizmetinden” doğan alacakları konu edindiği, müvekkili şirket ile davalı arasında davalıya verilen nezaret hizmetinin ifasına ilişkin yazışmaların hizmetin kabul edildiğini tevsik ettiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, donatanlar arasında imzalanan sözleşme gereği, geminin işletilmesi hakkı gemi sahibi donatanda olmakla birlikte diğer donatanların da bir kira ilişkisi içinde hatta yük taşıtma hakkı elde ettiği, slot hakkı alanın da slot karşılığı bedel ödemekle yükümlü olduğu, gemide, gemi işletenine ait konteynerlerin yanında slot hakkı sahibinin konteynerlerının da taşındığı, slot sahibi donatanın bu kısımda faaliyetini kendi nam ve hesabına yaptığı, bu kısmı tahsis hakkı dairesinde pazarladığı ve konşimentolarını da kendisinin düzenlediği, dava dışı donatan tarafından getirilen ithal veya ihraç yüklerin konşimentosu davacının donatanı tarafından düzenlenmediğinden davacının bu konteynerle ilgili bir hizmet verdiğinin kabul edilemeyeceği, davacının gemide slotu olan donatana ait getirilen yüklerin tahliyesi için geminin varış ihbarını donatanın acentesine bildirdiği,ihraç yüklerde ise yük ile ilgili bilgilerin verildiğinin davalının da kabulünde olduğu, bu durumda davacı acentenin bağlı olduğu donatanın yükleri için verdiği hizmet yanında slot hakkı bulunan diğer donatanların acentelerine bildirdiği varış ihbarı ve ihraç yük bilgilerinin alınması, yolculuk sırasında konteynırlara nezaret etmenin acentelik hizmeti sayılmayacağı, bu yükümlülüğün gemi işleteni tarafından imzalanan slot charter sözleşmesi gereği olduğu ve slot veren donatanın acentesinin verdiği hizmetin davacının bağlı olduğu donatana verilen bir hizmet olduğu, yer tahsisinden sonra slot hakkı elde eden donatanların kendilerinin bu yerin pazarlamasını yaptığı, konşimento düzenlediği ve gelen yüklerin takibi, tahliyesi ve sair işlemlerin konşimentoyu düzenleyen donatanın acentesi tarafından yapılması gerektiği, davacının temsil etmediği donatanın konteynerlerine verebileceği başka bir hizmet bulunmadığı, yükleme ve tahliye işlemlerinin fiilen liman idareleri tarafından yapıldığı gözetildiğinde davalının temsil ettiği donatanın konteynırları slot sözleşmesi kapsamında taşındığı, davacının davalıya ücret talep edebileceği bir hizmet vermediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hem kök hem de ek rapora itirazı giderilmeden hüküm kurulduğu, müvekkili şirketin delil listesinde yer alan deniz yolu beyan formları, ihtarnameler, yazışmalar, Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği Mütalaasının Eki Hizmet Tarifesi, davalı tarafından kesilen faturaların değerlendirilmeksizin alınan rapora istinaden hüküm kurulamayacağı, bilirkişi heyetinin donatanı temsilen acentenin yapması gereken hizmetler ile SLOT CARTER sözleşmelerine özgü gemi operasyonundan sorumlu acentenin diğer acentelere uygulamada verdiği hizmetleri ayırt edemediği, gemi acentesinin, kendi acentelik faaliyetleri neticesi veya atayanı tarafından bağlanan yüke ait hizmet bedeli doğrudan yük alıcısı veya yükleyicisine rücu edildiği gibi, Konsorsiyum veya Slot Charter anlaşması gereği taşıdığı yüke ait hizmet bedellerinin de o konsorsiyumun ülkemizdeki acentelerine, yani yük acentelerine rücu edildiği, dosyaya sunulan 15 Mayıs 2015 tarihli davalı imzasını havi yazıda belirtildiği üzere, davalının 2015’e kadar ödemekte olduğu nezaret ücretinin bundan böyle serviste kendi gemileri kalmadığı için karşı nezaret ücreti kesemeyeceği gerekçesiyle armatöründen bu bedelleri istemeyeceği için keyfi şekilde durdurduğu, cari hesap detayında davalının müvekkili şirkete ödettiği karşı nezaret ücretlerine bakılmadan, eksik şekilde rapor tanzim edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki sözleşmenin 13 üncü maddesinin göz ardı edildiği, bu madde uyarınca davacı acentenin müvekkili, slot sağlayıcı olarak nezaret hizmeti vermeyi, davalı acentenin müvekkili de slot sağlayıcı olarak sorumlu tutmayı kabul ve taahhüt ettiği, deniz yolu beyan formlarına bilirkişilerce göz atılmış olsaydı müvekkili şirketin gemi sorumlusu acente olduğunun anlaşılacağı, bilirkişi heyetinin ek raporda akdi düzenlemeleri hiçe sayarak müvekkilinin slot sözleşmesine taraf olmadığı yorumuyla itirazları dahi incelemeden rapor tanzim ettiği, 6102 sayılı Kanun’un 105 inci maddesi kapsamında acente sıfatını haiz müvekkili şirketin anılan slot sözleşmesi kapsamındaki hizmetle ilgili olarak sözleşmenin tarafı olmadığı yorumuyla hukuki korumada yoksun bırakılmasının düşünülemeyeceği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın acentelik hizmetinden değil, davalıya sağlanan “nezaret hizmetinden” doğan alacakları konu edindiği, müvekkili şirket ile davalı arasında davalıya verilen nezaret hizmetinin ifasına ilişkin yazışmaların hizmetin kabul edildiğini tevsik ettiği, Kumport Liman İşletmeleri’nin müzekkere cevabının, müvekkili şirket tarafından verilen hizmetlere ilişkin değil, kendisi tarafından sağlanan hizmetlere ilişkin olduğu, yargılamalar neticesinde hizmetin Kumport Liman İşletmeleri tarafından sağlandığının belirtilmesinin de eksik incelemenin bir uzantısı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı şirkete sağlanan nezaret (gözetim) hizmetine konu faturaya istinaden başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme
Davacı, nezaret (gözetim) hizmeti verdiği, 2015 Mart ayına kadar gönderilen faturalar tahsil edildiği halde bu tarihten sonra davalının ödemelerini durdurduğu ve alacaklarını tahsil edemediği gerekçesiyle İstanbul 32. İcra Müdürlüğünün 2015/22719 E. sayılı takip talebine dayanak 2015 tarihli bilimum faturaların tahsili istemiyle başlattığı icra takibindeki borca itirazın iptalini talep etmiştir. Mahkemece bilirkişi kök ve ek raporuna dayalı olarak davanın reddine karar verilmişse de, mahkemece yapılan araştırma yeterli olmamıştır. Davacı delil listesinde cari hesaba, taraflar arasındaki yazışmalara ve diğer delillere dayanmış, Kumport Liman Hizmetleri ve Loj. San. ve Tic. A.Ş.’nin verdiği cevabi yazıdaki hizmetlerin dava konusu hizmetlerden ayrı olduğunu iddia etmiştir. Temyiz dilekçesinde de taraflar arasındaki yazışmalardan 15 Mayıs 2015 tarihli davalı yazısının nazara alınmadığını belirtmiştir. Davacının tüm delilleri değerlendirilip dava konusu fatura tarihine kadar taraflar arasındaki cari hesabın da incelendiği yeni bir uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacının tüm delilleri incelenmeden eksik inceleme ile tanzim olunan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.