YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6389
KARAR NO : 2023/1010
KARAR TARİHİ : 21.02.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki ticaret sicil memurunun kararına itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince itirazın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde Universal Müzik Yapım Org. San. Tic. A.Ş.’ne tasfiye memuru olarak atandığını, şirketin mahkeme kararıyla ihya edildiğini, müvekkilinin mernis adresinin değişmesi üzerine tasfiye işlemlerinin yerleşim yeri olan “Sultan Selim Mahallesi…İstanbul” adresinden yürütülmesi amacıyla İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yapılan başvurunun reddedildiğini oysa ortakların kararıyla iradi veya mahkeme kararıyla hükmen sona erme ve tasfiyeye girme gibi bir hal olmadığını, olaya uygulanacak hükümlerin “Ek Tasfiye” başlıklı Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 89 uncu maddesinin (ç) ve (d) bentleri olduğunu, bu kapsamda Yönetmeliğin 89 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 547 nci maddesi gereği mahkemenin, şirketin yeniden tescili ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atanmasına karar verebileceğini, buna göre mahkemenin, şirketin ek tasfiye halinde olduğuna, ek tasfiye işlemlerinin yürütüleceği adresin neresi olacağına, şirketin unvanına “Tasfiye Halinde” ibaresi eklenmesine ayrıca hükmetmesi gerekmediğini, bu hususların işin niteliğinden kaynaklandığını, Yönetmeliğin bu görevi ticaret siciline yüklediğini, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün red gerekçesinin 6102 sayılı Kanun ve Ticaret Sicil Yönetmeliği hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek tasfiye işlemlerinin yürütüleceği adresin tesciline yönelik talebin reddine dair 24.02.2020 tarihli ret kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesi gereği mahkemece şirketin yeniden tescili ve tasfiye işlemlerinin yürütülmesi amacıyla tasfiye memuru atanmasına karar verilebileceği, bunun dışında tasfiye adresinin belirlenmesine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı, davalı tarafın kararına dayanak yaptığı düzenlemenin, 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesi gereğince verilen ek tasfiye kararında uygulanması gerekmeyeceği, dolayısıyla adres değişikliği talebinin Ticaret Sicil Müdürlüğünce talep doğrultusunda yapılması gerektiğinden davacının itirazının kabulüyle İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 24.02.2020 tarihli kararındaki “tasfiye işlemlerini yürüteceği adresin tesciline yönelik talebin reddi” yönündeki kararın iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu şirketin tasfiye işlemlerinin yürütüleceği merkezi değiştirme yetkisinin, tasfiye kararını veren mahkemeye ait olduğunu, ek tasfiye kararında tescil edilecek hususlar arasında şirket tasfiye işlemlerinin yürütüleceği adresin de bulunduğunu, davacı tasfiye memurunun şirket tasfiye işlemlerinin yürütüleceği adresi, ihya kararını veren mahkemeden farklı şekilde değiştirmesinin, mevzuat gereğince mümkün olmadığını, bu bakımdan müvekkillinin mevzuata uygun işlem yaptığını, ayrıca yargı gideri ve vekalet ücretinden de sorumlu tutulamayacağını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafça, tasfiye işlemlerinin şirket merkezi dışında yürütülmesine mahkemece karar verilmesi gerektiğinden davacı tarafın talebinin reddine karar verilmiş ise de 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesi gereği mahkemece şirketin yeniden tescili ve tasfiye işlemlerinin yürütülmesi amacıyla tasfiye memuru atanmasına karar verilebileceği, bunun dışında mahkemenin kararında tasfiye adresinin belirlenmesine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı, Yönetmeliğin bahsi geçen hükmünün 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesi gereğince verilen ek tasfiye kararında uygulanması gerekmeyeceği, davacının şirket merkezinin değiştirilmesine yönelik bir talebinin bulunmadığı, dolayısıyla tasfiye adresinin değiştirilmesine ilişkin talebin kabul edilmesi gerektiğinden mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 24.02.2020 tarihli kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (d) bentleri, 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davalı tarafça temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.