Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/6384 E. 2023/1606 K. 16.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6384
KARAR NO : 2023/1606
KARAR TARİHİ : 16.03.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1659 Esas, 2021/875 Karar
DAVA TARİHİ : 13.10.2015
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/187 E., 2019/395 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 14.03.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 20.09.2010 tarihli bayilik sözleşmesi ve ekinde bu sözleşme ile ilişkilendirilen protokol bulunduğunu, buna göre akaryakıt satışında İzmir rafineri fiyatlarının esas alınması gerekirken davalının Mersin rafineri fiyatlarını esas alarak fatura düzenlediğini, bu nedenle müvekkilinin payına düşen kâr miktarının eksik hesaplandığını, ayrıca 5 yıllık sözleşme sonunda ariyetlerin müvekkilinde kalacağına dair anlaşma varken protokolün bu maddesinin üzerinin davalı tarafça tek taraflı olarak çizildiğini ve davalının anlaşmaya aykırı davrandığını ileri sürerek şimdilik 50.000,00 TL’nin ihtarname tarihi olan 20.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya ödenmesini, ariyet malzemenin mülkiyetinin müvekkiline aidiyetinin tespitini, bunun talepleri kabul görmez ise ariyet malzemenin bedeli olan 10.000,00 TL’nin sonradan bakiye harçları ikmal edilmek şartı ile artırılmak üzere ticari faizi ile beraber tahsili ile müvekkile ödenmesine karar verilmesini, protokolün 3. 2. 2 nci maddesinde belirtilen ariyet ve demirbaş eşyaların dava sonuna kadar müvekkilin kullanımında kalması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; işbu davanın taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, protokol hükmünün sonradan çizildiği konusundaki iddianın gerçek dışı olduğunu, protokolün zaten bu şekilde imzalandığını, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin 27 nci maddesinde ariyet konusu ürünlerin davacıya yediemin olarak bırakıldığı ve talep edildiği an müvekkiline iade edilmesi gerektiğinin de açıkça hüküm altına alındığını, davacının sözleşme süresince hiçbir itirazda bulunmayarak müvekkilinden mal alımına devam ettiğini, faturalara itiraz etmediğini ve ticari ilişkiyi ve fiyatları benimsediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında akdedilen ve çekişmesiz olan bayilik sözleşmesi ve eki protokolün 3.2.3 üncü maddesi uyarınca İzmir Tüpraş depo satış fiyatlarının uygulanmasının gerektiğine dair anlaşmaya varıldığı, bayilik sözleşmesi ve eki protokolün 3.2.2. nci maddesi uyarınca taraflar arasında ariyete ilişkin 5 yıllık sözleşme sonunda ariyet olarak verilen demirbaşların davacı bayinin mülkiyetine geçeceği hususunun taraflarca serbest iradeleri ile kararlaştırıldığı, bu madde metninin paraflanmadan üzerinin çizildiği, bu haliyle çizilen maddenin kimin tarafından çizildiğinin anlaşılamaması karşısında hükmün geçerliliğinin devam ettiği, aksinin dürüstlük ilkesi ve hukukun genel ilkelerine aykırı olacağı gerekçesiyle davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tek taraflı değişiklik yapma hakkı bulunmakla beraber, davacı yan bu değişiklik yapma hakkını kabul ettiği gibi, müvekkilince yapılan uygulamaya sessiz kalarak zımnen benimsediği, ayrıca itiraz edilmeyen satış faturaları kesinleştiğini, 5 yıl boyunca da bu şekilde devam ettiğini, üstü çizilen bir hükmün çizeni belirli olmaması sebebiyle geçerli kılınmasının kabulü mümkün olmadığını, kararın gerekçesinin noksan olduğunu, protokolün işbu maddesinin son cümlesi üstü çizilmek sureti ile taraflarca imzalandığı, bilirkişi raporuna itirazlarının karşılanmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafından, satış karşılığında kesilen faturalardan, protokolde kararlaştırılan birim fiyattan yüksek bedel uygulanarak fazla tahsilat yapılmış ise de, davacının bu faturaları ticari defterlerine kaydettiği, ihtirazi kayıt koymadan davalıya ödediği, faturalara 8 gün içerisinde itiraz etmediği, bu durumda davalıdan fazla ödemenin iadesini isteyemeyeceği, mahkemece, bu talep yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ariyet konusu mallarla ilgili Protokolün 3. 2. 2 nci maddesindeki ”5 Yıllık sözleşme sonunda ariyet olarak verilen demirbaşlar bayinin mülkiyetine geçecektir.” ibaresinin üzerinin bilgi ve rızaları dışında sonradan çizildiğini iddia eden davacı tarafça yazılı delil mahiyetindeki bu delilin aksinin aynı kuvvette yazılı delille ispatlanması gerektiği, çizilen yazının aynı yazıyla yazılıp bilgisayarda çizildiği, sonradan elle çizilmediği, çizilen kısmın hemen altında tarafların imzalarının olduğu, mevcut delil durumuna göre davacının iddiasını ispatlayamadığı, mahkemece ariyet olarak verilen demirbaşların mülkiyetinin davacıya ait olduğuna yönelik talebin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin bayilik sözleşmesini ve eki protokolü imzalayıp davalı tarafa gönderildiğini, davalının ise protokolün imzalı halini yaklaşık beş yıl sonra gönderdiğini, böylelikle ariyete ilişkin maddenin üzerinin çizilmiş olduğunu gördüklerini, çizilen maddenin yanında paraf bulunmadığını, bu sebeple geçersiz olduğunu, protokolün 3. 2. 2 nci maddesine göre ariyet konusu malların mülkiyetinin 5 yılın sonunda müvekkiline geçmiş olduğunu, aksini ispat yükünün davalıda olduğunu, davalının sözleşmeye uygun fiyatlar üzerinden fatura düzenlemediğinin anlaşıldığını, bu durumda fatura içeriğini kabul etmiş sayılamayacaklarını, davalının iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı davrandığını, sözleşme hükümlerinde değişiklik yapmış ise bunu bildirmesi gerektiğini, istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan akaryakıt bayilik sözleşmesi ve eki protokolden kaynaklı alacağın ve ariyet malzemelerinin mülkiyetinin kime ait olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21 inci maddesinin 2 nci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 200 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.