Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/6356 E. 2023/1149 K. 27.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6356
KARAR NO : 2023/1149
KARAR TARİHİ : 27.02.2023

MAHKEMESİ : …. Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Yeniden esas hakkında hüküm kurulması

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili ve Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne, dava konusu meblağ 117.960,00 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalının arasında imzalanan 09.06.2014 tarihli sözleşme kapsamında davalıdan 40 adet barkod okuyucunun satın alındığını, ancak belediyenin parkomat işletmeciliği sırasında kullanılan cihazların bataryalarının yetersiz geldiğini, yedek bataryalarının olmadığı belirtilen cihazlar nedeniyle yedek olarak kullanılmak üzere 10.000,00 TL değerinde 5 adet cihazın daha satın alındığını, kamera özelliğinin bulunduğu zannedilen cihazların kamerasının olmadığının personele eğitim sırasında anlaşıldığını, cihazlardan veri aktarımında sorun yaşandığını, davalının bu durumun yazılımla ilgili olduğu, kendileri ile ilgili olmadığını belirttiğini, bu durumun davalıya bildirildiğini, ancak sonuç alınamadığını ileri sürerek cihazların iadesi ile bedel olarak ödenen 94.593,75 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tahsiline, uğranılan zarar nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının, davacıya satın alınan ürünlerle ilgili yedek batarya, şarj ünitesi ve kameranın olacağıyla ilgili bir vaatte bulunmadığını, ürünlerin donanımının aşikar olduğunu, davacının süresi içerisinde ihbarda bulunmadığını, davacının ürünlerini vergi dairesine kaydettirmediğini, bu nedenle kendi kusurundan yararlanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sözleşme konusu 40 adet ürünün satış bedelinin 79.430,00 TL olarak belirlendiği, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) onayı alınmadan ve mali hafıza yüklenmeden davacı tarafa tesliminin yapıldığı, her ne kadar davalı tarafından daha sonradan GİB onayı alınsa da mali hafızanın yüklenmediği ve faturaların kesilmediği, söz konusu cihazların kullanımı için bunların gerekli olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle davalı tarafın edimini gereği gibi yerine getirmediği ve ayıplı mal sattığının sabit olduğu, cihazdan kaynaklı arıza ve eksiklik sebebiyle uğranılan zarar hususunda ise her hangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, dolayısıyla bu kısım zararın ispat edilemediği, ayrıca alınan 5 ayrı cihaz ve bataryaya ilişkin sunulan cari hesap ekstresinin de bu yöndeki iddiayı ispata yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 40 adet cihazın davalıya iadesine, 79.430,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, yapılan ödemelerin infaz aşamasında değerlendirilmesine, zarar tazmini isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece davacının zararının eksik hesaplandığını, reddedilen kısmın kabulünün gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece müvekkili tarafından satılan ürünlerin ayıplı olduğuna ilişkin değerlendirmenin yerinde olmadığını, kök rapor ile ek raporun birbiri ile çelişkili olduğunu, mali onayı alınmayan yazılımın el terminalinde kullanılmasında davacı tarafından müvekkiline atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığını, Mahkemece taraflar arasındaki 25.03.2017 tarihli protokolde davacının müvekkiline atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığının kabul edildiğini, protokolün taraflarca uygulandığını, protokol hükümlerinden sadece davadan feragatin yerine getirilmediğini, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında imzalanan protokol aslının dosyaya kazandırıldığı, ancak tüm tarafların imzalamaması nedeniyle geçerli olmadığı iddiasında bulunulduğu, ancak dosyaya sunulan belgelerden protokol gereklerinin yerine getirildiği, bu nedenle protokolün geçerli olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sulh protokolü uyarınca konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dışı yazılım şirketinin protokolü imzalamadığını, imzalamama sebebinin davalının tüm sorumluluğu bu şirkete yüklemeye çalışmasından kaynaklandığını, protokolün gereklerinin yerine getirildiğine ilişkin kanaatin oluşmadığını, davanın kabulünün gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; sunulan protokole göre davanın reddinin gerektiğini, davalı tarafından satılan ürünlerin ayıplı olmadığını, bilirkişi raporlarının yetersiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dosyaya sunulan protokolün hükme esas alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 227 nci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 313, 314 ve 315 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden taraflara ayrı ayrı yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.