YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6300
KARAR NO : 2023/1795
KARAR TARİHİ : 23.03.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/757 Esas, 202021/857 Karar
HÜKÜM : İstinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/254 E., 2020/565 K.
Taraflar arasındaki haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıların dava dışı … Enerji A.Ş.’nin toplamda %45 hissedarı olduğunu, şirketin diğer ortaklarının…, …, … ve … olduğunu,
şirketin kurucu ortaklardan …, …ve …’in yönetim, organizasyon ve mühendisliği ile o dönemde Türkiye pazarında kısıtlı ve yeni olan güneş takip sistemi geliştirildiğini ve bu yolla ticari gelir kazanılmasının hedeflenildiği, ancak aynı zamanda anılan şirketin ortakları olan dava dışı…, …, … Dede’ye ait davalı şirketlerce, aynı sistemin Kahramanmaraş ve Osmaniye’de kurulan güneş enerji üretim santrallerinde, hukuka aykırı olarak bedelsiz kurulum ve kullanımı nedeniyle haksız kazanç sağlandığını, şirket yönetim kurulunda davacıların davalılar aleyhine yasal yollara başvurulması talebinin oy çokluğu ile reddedildiğini, yeni seçilen yönetim kurulu başkanına ihtarlara rağmen şirketin yasal haklarını kullanmadığını, dava dışı…’nin davacıların ortağı olduğu şirkette hem hissedar hem de yönetim kurulu başkanı olmasına rağmen davalı şirketten olan alacaklarını talep etmediğini, davalı şirketlerdeki mevcut konum nedeniyle açık çıkar çatışmasının bulunduğunu, sonrasında gelen yönetim kurulu başkanı tarafından davalılara karşı şirketin yasal yollara başvurmadığından, haksız rekabet oluşturan eylemler nedeniyle davacıların dava hakkının bulunduğunu ileri sürerek davalıların eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, davacıların uğradığı zararın şimdilik 100.000,00 TL’lik kısmının avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıların ortağı olduğu … Enerji A.Ş.’ye ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacıların paydaş sıfatıyla hareket ettiğini, şirket adına dava açma yetkilerinin bulunmadığını, dava dışı … Enerji A.Ş.’nin genel kurulunda davacıların iddialarının görüşülerek karara bağlandığını, yönetim kurulunun genel kurulda alınan kararla çelişemeyeceğini, genel kurul kararının iptali yönünden davacılar tarafından alınmış bir karar olmadığını, şirketin hareketsiz kalmasından dolayı davacıların dava hakkı bulunduğundan bahsedilmeyeceğini, davalı şirketlerin, güneş enerjisi santrallerinde mevcut güneş takip sistemlerinin, davaca dışı şirket çalışmalarıyla icat ettiği ya da kendi kendi geliştirip ürettiği bir takip sisteminin olmadığını, piyasadan temin edilebilir ya da üçüncü firmaların kendi mülkiyetinde bulunan ürünler olduğunu, davacılara ya da dava dışı şirkete ait teknik ve ticari değer bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile … Enerji AŞ. yetkilisince davanın açılmamış olduğu, davacıların aktif dava ehliyetinin olmadığının kabul edildiği, 100.000,00 TL zararın tazmini için bu konuda zorunlu arabuluculuğa gidilmemiş olduğu gerekçesiyle haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine ilişkin taleplerin aktif husumet yokluğu nedeni ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine, 100.000,00 TL zararın tazminine ilişkin talebin ise 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 5/A maddesi uyarınca dava öncesinde arabuluculuğa başvuruda bulunulmamış olması nedeni ile 6100 sayılı Kanun’un 114 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı … Enerji A.Ş.’nin hisse dağılımının %22.5 …, %22.5 …, %11.25…, %22.5 …, %11.25 … Dede ve %10 … şeklinde olduğunu, … Enerji A.Ş.’de toplamda %45 oranında pay sahipliği bulunan Dede ailesinin aynı zamanda davalı şirketlerinde hissedarları bulunduğunu, … Enerji A.Ş. bünyesinde bir araya getirilip üretilen, ticari bir değer ifade edecek şekilde kullanılabilen güneş takip sisteminin, … Enerji A.Ş.’de de ortaklık payları bulunan…, …, Burçin Noyan Dede’nin hissedarları olduğu davalı şirketlerce haksız kullanıldığını, ancak müvekkillerin bu yöndeki başvurusu üzerine verilen mahkeme kararı ile gerçekleştirilebilinen … Enerji A.Ş.’nin 02.12.2019 tarihli genel kurulunda, söz konusu güneş takip sisteminin haksız bir şekilde bedelsiz kurulum ve kullanımının sağlandığı davalı şirketlere karşı yasal yollara başvurulması talebinin, müvekkillerin olumlu oyuna karşın, şirketin diğer ortaklarının olumsuz oyları ve oy çokluğu ile reddedildiğini, bunun üzerine aynı genel kurulda seçilen yönetim kurulu yeni başkanlığına hitaben, şirketin uğramış olduğu zararın giderilmesi bakımından davalı şirketler hakkında yasal yollara başvurulmasının talep edildiğini, bu talebin de sonuçsuz kaldığını, 6102 sayılı Kanun’un 555 inci maddesi gereği, şirket ortağının münferit dava açma hakkının bulunduğunu, açık kanun hükmü ve bu yönde ilke kararı haline gelen yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince, menfaatin şirket adına talep edildiği huzurdaki davanın, şirket ortağı sıfatı ile müvekkilleri tarafından münferiden ikame edebileceği kuşkusuzken, müvekkillerinin … Enerji A.Ş.’yi temsilen dava açamayacağı yönündeki kararın haksız ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca huzurdaki davanın haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, haksız rekabete konu malların imhası ile haksız rekabet neticesinde oluşan zararın tazmini talep edilmek suretiyle ikame edildiğini, söz konusu dava ile sadece alacak veya tazminat talep edilmeyip, aynı davalılara karşı, birbirinden bağımsız, birden fazla talep ileri sürüldüğünü, huzurdaki dava kapsamında haksız rekabete ilişkin taleplerin, zorunlu arabuluculuk şartına tabi olmadığını, somut olaydaki gibi davaların yığılması halinde arabuluculuğa tabi olmayan dava ile birlikte açılan davanın da arabuluculuk dava şartına tabi olmayacağının Yargıtay yerleşik uygulaması haline geldiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemenin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 31.10.2016 tarih, 2016/9938 E. ve 2016/8528 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 6100 sayılı Kanun ile dava açma hakkı, ekonomik çıkarları yönünden zarara uğrayan ya da zarar görme tehlikesine maruz kalan kimselere tanınmış olduğundan, tüzel kişilerde doğrudan zarara uğraması söz konusu olmayan ortakların ve yönetim kurulu üyelerinin şahsen dava açmaya hakkı olmadığı, somut uyuşmazlıkta da davacıların, dava dışı … Enerji A.Ş.’nin ortağı olmaktan başka, örneğin herhangi bir tescilli sınai mülkiyet haklarının olduğu da ileri sürülmediği, bu durum karşısında İlk Derece Mahkemesince davacı ortakların, dava dışı … Enerji A.Ş.’nin haksız rekabet iddiasına dayalı olan işbu davada, aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı, aralarında bağlantı bulunan ve miktara tabi olan ve olmayan talepleri bir arada içeren, talep yığılmasının söz konusu olduğu davaların, ticari arabuluculuğa tabi olmaksızın mahkemece çözüme kavuşturulması gerekeceği, İlk Derece Mahkemesince uyuşmazlığın bir kısmının zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu gerekçesiyle maddi tazminat davasının usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve davacıların hak arama hürriyetinin ihlal edildiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, şirket ortağı olan davacıların haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve tazminat davasında aktif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.