Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/6293 E. 2023/1147 K. 27.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6293
KARAR NO : 2023/1147
KARAR TARİHİ : 27.02.2023

MAHKEMESİ : …. Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Esastan ret

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı TPMK vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin “ZEKİ EMOCAN” ibareli 2016/75246 başvuru numaralı markanın adına tescili istemiyle başvuruda bulunduğunu, marka yayınına davalı şirketin “ZEKİ” ibareli markalarını mesnet göstererek itiraz ettiğini, Marka Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın kısmen kabul edildiğini, bu karara yapılan itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, sonuç olarak 09, 18, 24, 25, 35, 41 ve 42 nci sınıfların başvuru kapsamından çıkarıldığını, ancak Kurul’un yaptığı değerlendirmenin hatalı olduğunu, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında taraf markaları arasında iltibas ihtimalinin bulunmadığını, davacının markasında asli unsurun Zeki ibaresi değil, Emocan ifadesi olduğunu, kaldı ki Zeki ibaresinin ayırt ediciliği düşük bir ibare olduğunu, küçük farklılıkların dahi ayırt edicilik kriterini sağlayacağını ileri sürerek 19.01.2018 tarih ve 2018-M-318 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı TPMK vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde; dava konusu markanın başvurusundan 09, 18, 24, 25, 35, 41 ve 42 nci sınıfların çıkarılmasının yerinde olduğunu, Zeki ibaresinin ilk olarak davalı tarafından esaslı unsur olarak kullanıldığını, başvuru konusu markanın Zeki ibaresini ihtiva etmesi nedeniyle karıştırılma ihtimalinin ortaya çıktığını, markaların aynı mal ve hizmet sınıflarına ilişkin olduğunu, bu ibarenin aynı zamanda davalının ticaret unvanı olarak da kullanıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile markalar arasında iltibas tehlikesi yaratacak benzerliğin bulunduğu, ancak Kurum kararı ile başvurudan çıkarılan bir kısım mal ve hizmetlerin itiraza dayanak markaların mal ve hizmetlerinden farklı olduğu, bu nedenle bu mal ve hizmetler yönünden davanın kabulünün gerektiği, 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarında belirtilen şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, YİDK kararının 35/05 inci sınıfın konusunu oluşturması açısından 08 inci sınıf, 09 uncu sınıfın 01, 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16 ncı alt sınıfları, 11 inci sınıf, 12 nci sınıf, 14 üncü sınıfın 03, 04 üncü alt sınıfları, 15 inci sınıf, 16 ncı sınıf, 18 inci sınıfın 01 ve 04 üncü alt sınıfları, 20, 21, 24 ve 26 ncı sınıf kapsamındaki emtialar yönünden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin itiraza konu markası “ZEKİ EMOCAN” ibaresinden oluşan kelime markası iken Zeki Triko’nun itiraza mesnet markalarının ise özel bir şekilde dizayn edilmiş “ZEKİ” ibaresinden oluştuğunu, görsel anlamda benzerlik bulunmadığını, ilgili markaların telaffuzu ile müvekkili şirketin markasındaki “zeki” ibaresinin telaffuzunun birbirinden farklı olduğunu, müvekkili şirketin markasında tali unsur olarak yer alan “zeki” ibaresinin, müvekkili şirket ile davalı şirketin itirazlarına dayanak yaptığı markalarında benzer olan emtia sınıflarında ayırt edici niteliğinin çok düşük olduğunu, gerekçeli kararda taraf markaları sınıfsal açıdan karşılaştırılırken markalar kapsamındaki farklı mal ve hizmetleri belirlemede hata yapıldığını, müvekkilinin markalarının seri marka olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada hukuki yararın bulunmadığını, taraf markaları arasında işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğunu, Turkcell tarafından yaratılan sanal Emocan’ın bir ürün değil, bilgisayar yazılımı olduğunu, davacı tarafın önce bu yazılımın patent hakkını alması gerektiğini, marka başvurusunun daha sonra yapılması gerektiğini, patent hakkının marka hakkının ön şartı olduğunu, davacının Zeki Triko’nun marka tanınmışlığı imkanlarından yararlanacağını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3.Davalı TPMK vekili istinaf dilekçesinde özetle; tescili talep edilen işaretin kapsamından çıkarılan malların ve hizmetlerin aynıları ya da aynı türde olanların kısmen redde mesnet markaların kapsamında bulunduğunu, ibareler arasında iltibas bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının başvurusuna konu “Zeki+Emocan” ibaresi ile davalı şirketin itirazına mesnet “Zeki” ibareli markaları arasında usul ve yasaya uygun bulunan bilirkişi raporunda belirlenen mal ve hizmet sınıfları yönünden 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında iltibas bulunduğu, ancak yine bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere dava konusu YİDK kararında belirtilen sınıflardan bazıları yönünden markalar arasında sınıf benzerliğinin bulunmaması nedeni ile aynı maddedeki koşulların oluşmadığı, bilirkişi kurulunca markalar arasında yapılan sınıfsal karşılaştırmanın usul ve yasaya uygun bulunduğu, bilirkişi raporunun hükme esas almak için yeterli olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı TPMK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı TPMK vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu marka ile itiraza mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında iltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ve davalı TPMK vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.