Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/6246 E. 2023/736 K. 09.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6246
KARAR NO : 2023/736
KARAR TARİHİ : 09.02.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Esastan ret

Taraflar arasındaki Yeniden inceleme Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve hükümsüzlük davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 2012/47719, 2011/61877, 2001/19455 sayılı “PİNKAR KİMYA SANAYİİ VE TİCARET A.Ş.”, “PASTEL PİNKAR”, “PİNKAR” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “PİNKARCADIA” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, başvuruya yapılan itirazının, 2018-M-6751 sayılı YİDK kararı ile yerinde görülmeyerek reddedildiğini, davacının 1989 yılından bu yana ağırlıklı ve yoğun olarak “PASTEL” markası adı altında kozmetik sektöründe faaliyet gösterdiğini, markanın tanınmış olarak tescil edildiğini, “PİNKAR” esas unsurlu markaların tüketici nezdinde meşhur ve maruf hale geldiğini, “PİNKAR” ibaresinin davacının ticaret unvanının esas unsuru olduğunu, 22.01.1968 yılından bu yana aynı ticaret unvanı altında faaliyetini sürdürdüğünü, markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu ve davalının kötüniyetli olduğunu, davalı markasının “ARCADIA” ibaresinin genel ibare niteliğinde ve ayırt ediciliğinin olmadığını ileri sürerek YİDK kararının iptalini ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili cevap dilekçesinde; davalı Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın istemiştir.

2.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davalının faaliyet alanının davacıdan çok farklı olduğunu, markalar arasında iltibas tehlikesi bir yana benzerlik dahi bulunmadığını, “PINKARCADIA” ibaresindeki hakim unsurun “ARCADIA” olduğunu, bu ibarenin davalının yoğun olarak müşteri çevresinin bulunduğu Ukrayna’nın Odessa şehrinde plajı ve eğlence hayatıyla dünyaca ünlü bir tatil yöresinin ismi olduğu için kullanıldığını, aynı zamanda “PINK” ibaresinin İngilizcede pembe anlamına geldiğini, markaların benzerliğinden kesinlikle söz edilemeyeceğinden, kötü niyet iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu marka kapsamındaki 25 ve 35 inci sınıflardaki mal ve hizmetlerin, davacının markaları kapsamındaki 25 ve 35 inci sınıftaki mal/hizmetler ile aynı/aynı tür ve ilişkili olmadığı, bir marka kapsamında 35/6 ncı sınıfta genel ifadeyle “çeşitli malların” bir araya getirilmesi şeklinde tanımlanmış mağazacılık hizmetlerinin, spesifik bir şekilde belirlenmiş ve böylece sınırlı mal ya da sektöre özgülenmiş mağazacılık hizmetleri ile doğrudan benzer olarak nitelendirilemeyeceği ve önceki marka sahibinin, fiilen gerçekleştirdiği mağazacılık hizmetlerinin hangi emtia ve sektöre ilişkin olduğunu ispatlaması gerektiği, taraf markalarının hizmet listelerinin 35/05 inci alt grubunda yer alan “perakende satış hizmetleri” itibariyle farklı ve ilişkisiz hizmetlerden oluştuğunun tespit ve kabul edildiği, işaretlerin de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirilmesinin gerektiği, buna göre markalar karşılaştırıldığında, işitsel olarak kısmen benzerlik olsa da, görsel ve anlamsal olarak benzerliğin bulunmadığı, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin beşinci fıkrasında yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası anlamında karıştırılma tehlikesi de olmadığından, tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı, somut olayda davalı şirketin kötü niyetli bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının gerek marka sahibi olarak, gerek şirket ticaret unvanı, gerekse de internet sitesi nedeni ile “pinkar” ibaresinin tek ve gerçek hak sahibi olduğunu, bilirkişilerce davacının ticaret unvanı ve internet alan adı bakımından inceleme yapılmadığından, raporun eksik inceleme ile tanzim edildiğini, davacının dayandığı 3 adet “pinkar” esas unsurlu tescilli markanın seri marka niteliğinde olduğu göz önüne alındığında, “pinkar” ibaresinin davacı tarafından nihai tüketici nezdinde meşhur ve maruf hale getirildiğinin açık olduğunu, davalıya ait markada yer alan ibarenin, aynı zamanda davacının ticaret unvanının esas unsuru bulunduğunu, davalı başvurusunun konusu olan işaret ile davacı markalarının, söz konusu marka ve işaret altında sunulan emtiaların hitap ettiği kişilerin üzerinde bıraktığı iz itibariyle işitsel, anlamsal, görsel ve biçimsel olarak birbirlerinin benzeri olduğunu, bilirkişilerce “arcadıa” kelimesinin anlamı bakımından da herhangi bir değerlendirmenin yapılmadığını, oysa bu ibarenin “eski Yunanistan’da sade ve mesut bir ırkın oturduğu rivayet edilen dağlık bir ülke; cennet hayatı yaşatan kırlar” anlamlarına geldiğini, ayrıca iltibas değerlendirmeleri bakımından markaların tek kelimeden oluşması halinde başlangıç bölümünün, iki kelimeden oluşması halinde ise ilk kelimenin daha fazla tüketicinin aklında kaldığını, davalıya ait marka ile müvekkiline ait tescilli markanın ilk 6 harfinin aynı olup, davacıya ait “pinkar” markası ile birebir aynı olduğunu, ayrıca davacıya ait tanınmış “pastel” markasının, tüketiciler önünde tanınırlığının tartışılmadığını, bilirkişiler tarafından davacıya ait markanın kozmetik sektöründe, davalıya ait markanın tekstil sınıflarında kullanılacağının ve emtiaların farklı olduğunun bildirildiğini, oysa günümüzde kozmetik ve tekstil sınıflarının Yargıtay içtihatları önünde benzer sınıf olarak algılanacağını ve tüketicilerin iltibas tehlikesi altında olduğunu, davacıya ait 35 inci sınıf tescilinin de yok sayıldığını, nitekim davacıya ait 2012/47719 başvuru numaralı tescilli markanın 35 inci sınıf bakımından, ilk 34 sınıfta yer alan tüm mal sınıfları bakımından tescil edildiğini, davalı tarafın ise marka başvurusunda 35 inci sınıfın tekstille ilgili malları üzerinde tescil ettirdiğini, hal böyle iken davacıya ait markanın sınıflarının, karşı yana ait marka başvurusunda yer alan sınıfları kapsamakta olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı ve dava konusu başvurunun 25 inci sınıf mallar ile bu malların satışına özgülenmiş mağazacılık hizmetleri için yapıldığı, davacının itiraza mesnet markalarının ise 25 inci sınıftaki malları kapsamadığı gibi, davacının markalarından sadece 2011/61877 numaralı “Pastel Pinkar” markasının 35/5 inci sınıf genel mağazacılık hizmetlerinde tescilli olduğu, her ne kadar davacı vekilince, müvekkiline ait 2012/47719 numaralı markanın 35 inci sınıf bakımından, ilk 34 sınıfta yer alan tüm mal sınıfları bakımından tescil edildiği ileri sürülmüşse de, anılan markanın sadece 35/5 inci sınıfta 3 ve 5 inci sınıf malların satışına özgülenmiş mağazacılık hizmetlerinde tescilli bulunduğu, bu durumda mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacının markasını 35/5 inci sınıf mağazacılık hizmetlerinde, 25 inci sınıf malların satışına özgülenmiş şekilde kullandığını ispat etmesi gerekli ise de, esasen yine İlk Derece Mahkemesince kabul edildiği gibi, tarafların marka olarak kullandığı ibareler arasında bir benzerliğin olmadığı, zira markaların bütünü itibariyle oluşturduğu genel izlenim bakımından davalının başvurusunun bitişik şekilde yazılmış “PINKARCADIA” ibaresinden oluştuğu, dolayısıyla davacının “Pinkar” asıl unsurlu markaları ile arasında bir benzerliğin bulunmadığı gibi, bir an için parçalara bölünerek inceleme yapılması gerektiği düşünüldüğünde dahi, davacı da dahil her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere, davalının başvurusunun “Pinkar” ve “Cadia” şeklinde değil, aynı ayrı sahip oldukları anlamları gözetilerek, “Pink” ve “Arcadia” şeklinde ayrılmasının gerektiği, bu durumda dahi yine taraf markalarını oluşturan ibareler arasında bir benzerlik bulunduğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacıya ait markaların, davalının 2017/73447 sayılı ve “PİNKARCADIA” ibareli başvurusu yönünden 6769 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinin birinci, beşinci ve dokuzuncu fıkrası hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre 2018-M-6751 sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6769 sayılı Kanun’un 6 ıncı maddesinin birinci, beşinci ve dokuzuncu fıkrası.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki 3 numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir

3. Dava, marka başvurusuna yapılan itirazın reddine dair YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğüne ilişkindir.

Olaya uygulanacak 6769 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca karıştırılma ihtimalinin tespitinde markaların bir bütün olarak dikkate alınmak suretiyle karşılaştırılması gerekmektedir. Davacı şirkete ait markalar “PİNKAR” asıl unsurlu olup ortalama tüketicinin genel bakışı dikkate alındığında Türkçe’de bilinen bir anlamı olmayıp ayırt edici bir markadır. Davalının marka başvurusuna konu “PİNKARCADIA” ibaresinin bilinen bir anlamı olmayıp, markanın bölümlerine ayrılarak anlam yüklenmesi doğru değildir. Bu kapsamda davalı markasının davacıya ait markalarla benzer kaligrafi kullanılarak aynı harf sırasıyla yazılması nedeniyle markalar arasında yüksek düzeyde görsel ve işitsel benzerlik olduğu, aynı tür mal ve hizmetler ile ilişkilendirebilecek mal ve hizmetler yönünden markalar arasında iltibas bulunduğunun kabulü gerekir. Davacının itiraza gerekçe gösterdiği markalarının 03 ve 05 inci sınıf mallar yönünden tescilli olduğu, 03 üncü sınıftaki “Ağartma ve temizlik amaçlı maddeler. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler. Sabunlar. Diş bakımı ürünleri. Parlatma ve bakım ürünleri (deri, vinil, metal, ahşap v.b.için ).” ve 05 inci sınıftaki “Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç). Hijyen sağlayıcı ürünler ( pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri dahil).” mal ve hizmetler yönünden ilişkilendirilebilecek düzeyde benzerlik olduğu, bu mallar ile bu malların 35 inci sınıftaki perakendeciliği yönünden davanın kabulüne karar verilmesi yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesinin davaya kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.