YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6200
KARAR NO : 2023/752
KARAR TARİHİ : 09.02.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Esastan ret
Taraflar arasındaki, itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Yamanlar Petrol Nak. Gıda Teks. Oto Alım Satım Orm. Ürün. Mob. İnş. ve San. Tic. Ltd. Şti. hakkında Düzce 2. İcra Müdürlüğünün 2013/2403 E. sayılı dosyası ile iflas yoluyla takip başlatıldığını, davalılardan … ve …’ın iflasına karar verilen şirketin ortakları olduğunu, diğer davalılar … ve …’ın vefat eden şirket ortağı …’ın mirasçıları olduğunu, şirket ortağı …’ın aynı zamanda vefat eden diğer şirket ortağı …’ın mirasçısı olduğunu, takibin kesinleştiğini, müflis şirket hakkında iflasın açılması davasının ikame edildiğini, müflis şirketin iflasına karar verildiğini, borç ödenmediğinden iflas dosyası üzerinden ödenmesi gereken sermaye bedeli ile sınırlı olmak üzere icra takibi yapılması amacıyla yetki alındığını ve bu yetkiye istinaden davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalıların itirazlarının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; icra takibine konu borçtan şirketin sorumlu olmadığını, bu nedenle şirket ortağı ve yetkilisi … mirasçılarının da borçtan sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 593 üncü maddesi uyarınca “Esas sermaye payının şirketçe iktisabına ilişkin 612 nci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen hâller dışında, esas sermaye payı, ortaklar arasındaki devirler de dâhil olmak üzere sadece aşağıdaki hükümler uyarınca devredilebilir ve miras yoluyla geçer.” yine 596 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca, “Esas sermaye payının, miras, eşler arasındaki mal rejimine ilişkin hükümler veya icra yoluyla geçmesi hâllerinde, tüm haklar ve borçlar, genel kurulun onayına gerek olmaksızın, esas sermaye payını iktisap eden kişiye geçer.” belirtilen bu yasal düzenlemelere göre, davalı tarafın mirasçının sermaye borcundan sorumluluğuna ilişkin itirazlarında uyarlık bulunmadığını, zira şirket ortağının mirasçıları, belirtilen yasal düzenlemelere göre şirket payını miras yoluyla iktisap ettiği gibi borçlarından da sorumlu olması gerektiği, 6102 sayılı Kanun’un 573 üncü maddesinin ikinci fıkrası “Ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler.” kural olarak sermaye payının ödendiğini ispat yükünün ortak olduğu, ancak müflis şirketin defter ve belgeleri bulunmadığından, şirket defterleri üzerinden bu konuda bir tespitin söz konusu olmadığı, vergi beyanname kayıtlarına göre ise şirket sermayesinin ödendiğinin görüldüğü, bu durumda, davacı tarafın sermaye payının ödenmediğini ispat etmesi gerektiği, vergi beyanname kayıtlarına göre dava konusu sermaye borçlarının ödendiği görülmekle birlikte davacı tarafın aksi yönde delil sunup ispat sağlamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müflis şirketin artırılmış sermaye bedelinin 50.000,00 olduğunun tartışma konusu olmadığını, 2011 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde müflis şirketin sermayesinin 100.000,00 TL olarak gösterildiğini, bu bedelinde ödendiğine dair beyan olması karşısında öncelikle bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, zira müflis şirketin 2011 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde yer alan sermaye tutarı ile müflis şirketin ticari sicil kayıtlarının örtüşmediğinin anlaşıldığını, yerel mahkemenin ödenmiş ya da ödenmemiş sermaye tutarı bakımından kurumlar vergisi beyannamesine hukuki değer atfederek hüküm tesisi yoluna gitmesi iş bu davadaki ispat bakımından yargılama sistematiğine aykırı olduğunu, yerel mahkemenin, müflis şirketin artırılan sermaye tutarının ödendiğini ispata yarayan hiç bir belge olmaksızın 2011 yılı kurumlar vergisi beyannamesini esas alarak davanın reddine karar vermesinin mümkün olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek ve resen gözetilecek sebeplerle kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacılara yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.