YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6197
KARAR NO : 2023/732
KARAR TARİHİ : 09.02.2023
MAHKEMESİ :Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Esastan ret
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı iş ortaklığı ile davalı arasında 1.150.000,00 TL karşılığı, 5.155 m2 dış cephe kaplaması alımına ilişkin anlaşmaya varıldığını, davacı iş ortaklığın davalıya ödeme yapmasına karşılık 420 m2 ürünü teslim edilmediğini, davacının 03.01.2017 tarihinde davalının temerrüde düşmesi nedeniyle edimin ifasından vazgeçildiğini ve fazladan ödenen tutarın iadesinin noter ihtarıyla davalıdan talep edildiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ticari defterlerinin tek başına alacağın varlığını ve taraflar arasında davacının iddia ettiği şekilde bir akdi ilişki olduğunu ispat için yeterli olmadığı, defter ibraz tarihinde değişikliğe uğramamış olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 222 nci maddesi gereği davalının defterlerini ibraz etmemiş olması davacı lehine sonuç doğurmayacağı, davacının davalı ile arasında iddia ettiği şekilde mal alımına ilişkin akdi ilişki olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ile arasında iddia ettiği şekilde mal alımına ilişkin akdi ilişki olduğunu ispat edememiş gerekçesiyle davanın reddedilmesi hatalı olduğu, zira davalı taraf davaya cevap vermediğini, icra dosyasına yapmış olduğu itirazda da taraflar arasında mevcut sözleşmeye itiraz etmediğini, ticari defterler üzerinde yapılan incelemede müvekkili şirketin davalıdan alacaklı olduğu açıkça tespit edildiğini, davalı yan ticari defterlerini ibraz etmediği gibi, tanzim edilen bilirkişi raporuna da herhangi bir itirazda bulunmadığını, dolayısıyla taraflar arasında imzalanan sözleşmenin varlığı hususunda herhangi bir tartışma bulunmadığını, dava dilekçesinde taraflar arasında imzalanan sözleşmeye delil olarak dayanıldığı, müvekkili şirketin davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğu ve müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, müvekkilinin ticari defterlerinde yapılan incelemede bilirkişi tarafından bu hukuki ilişkinin ve alacağın görülmemiş olması mümkün olmadığını, kaldı ki sözleşme ve sair hususlarda bir eksiklik olduğu düşünülüyor ise öncelikle İlk Derece Mahkemece bu eksiklik tamamlattırılması gerektiğini, ancak Mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmadığını eksik incelemeye dayalı olarak davanın reddi yönünde karar verildiğini ileri sürerek kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı Alke İnş. San. ve Tic. A.Ş. – Alkataş İnş ve Taah. Aş. İş Ortaklığının adi ortaklık statüsünde olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620 vd. maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti de olmasa da davacı iş ortaklığında iş ortaklığını oluşturan her iki şirketin ünvanının da yazılı olduğu, davacıya ait vekaletin de iş ortaklığını oluşturan her iki şirket tarafından verildiği gözetildiğinde davacının taraf sıfatının ve aktif dava ehliyetinin olduğu, davacı delil listesinde delil olarak, taraflar arasında akdedilen sözleşme, icra dosyası, kat ihtarı ve sair deliller olarak delil bildidiği, dava dilekçesi ekinde bildirdiği sözleşmeyi ibraz etmediği, icra dosyasında da sözleşmenin ibraz edilmediği, İlk Derece Mahkemesince 19.09.2018 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasının 2 no.lu ara kararı ile taraflara dayandıkları ve ibraz etmedikleri delillerini ibraz etmeleri için 2 haftalık kesin süre verildiği halde davacı tarafça verilen süre içerisinde delil ibraz etmediği, bilirkişi raporunda da dosyaya sunulmadığı belirtilen taraflar arasındaki sözleşmenin yargılama aşamasında dosyaya ibraz edilmediği anlaşıldığı, davacı vekili istinaf dilekçesi ekinde taraflar arasındaki ürün satış sözleşmesi başlıklı sözleşmeyi ve davalı tarafından kesilen irsaliye faturalarını ibraz etmiş ise de, 6100 sayılı Kanun’un 357 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesine yargılama aşamasında ibraz etmediği sözleşme ve faturalar istinaf aşamasında değerlendirilmediği, davacı tarafın ödeme yapıldığı halde mal teslimi yapılmadığı iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü gerekçeler ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun mülga 140 ıncı maddesinin beşinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava, ticari alım satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan icra talebine itirazın iptali davasıdır. İlk Derece Mahkemesince, davacı tarafın taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki, davacı vekili dava dilekçesiyle birlikte delillerini ibraz etmemiş ise de, dava dilekçesinde taraflar arasındaki sözleşmeye açıkça dayanmıştır. İlk Derece Mahkemesince, 19.09.2018 tarihli ön inceleme duruşma aşamasında yürürlükte bulunan 6100 sayılı Kanun’un mülga 140 ıncı maddesinin beşinci fıkrasındaki “Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir.” hükmüne uygun şekilde ihtarat içeren kesin süre verilmemiştir. Bu durumda, davacı tarafın delillerinin ibrazını sağlamaya yönelik sonuçlarını da ihtar eden kesin süre verilmeksizin tüm deliller birlikte değerlendirilmeden mevcut delil durumuna göre davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.