YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6183
KARAR NO : 2023/972
KARAR TARİHİ : 20.02.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı kredi borçlusu Bulut İnşaat Ltd. Şti.’nin kullandığı krediler nedeniyle müvekkiline borcu bulunduğunu, bu firma tarafından borca karşılık olarak davalının keşidecisi olduğu 150.000,00 TL bedelli çekin tahsil için ciro edildiğini, kredi borcunun zamanında ödenmemesi nedeniyle çeke ilişkin olarak İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün 2014/14465 E. sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itirazı üzerine İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/354 E., 2014/717 K. sayılı ilamı ile takibin iptaline karar verildiğini, bu nedenle alacaklarını tahsil edemediklerini ve davalının çek bedeli kadar sebepsiz zenginleştiğini belirterek, çek bedeli olan 150.000,00 TL’nin keşide tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çekin bir borcun tasfiyesi için verilmediğini, aksine dava dışı kredi borçlusu lehdarın kendilerine borçlu olduğunu, çekin müvekkiline iadesinin keşideci tarafından taahhüt edildiğini, davacının çekin tahsili için ibraz etmediğini ve kendilerine karşı müracaat hakkını yitirdiğini, çekin verilmesine neden olan temel ilişkiden dolayı da herhangi bir borcunun bulunmadığını, çekin avans çeki olduğunu, çek nedeniyle herhangi bir borcu bulunmamasından dolayı çekten dolayı sebepsiz zenginleşmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu çekin süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediği, bu nedenle hamil olan davacı tarafından keşideci olan davalıya karşı sebepsiz zenginleşme nedeniyle dava açılabileceği, sebepsiz zenginleşmediğini ispat yükünün davalıda olduğu, bununla birlikte davalı tarafından sunulan belgeler ve alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında, dava konusu çekin avans çeki olarak verildiği, dava dışı şirketin çekin muamelesiz iadesini istediği ve söz konusu çeke karşılık başka bir çeki davacıya verdiği, bir kısım nakit ödeme de yapıldığı, ancak çekin dava dışı şirkete iade edilmediği, keşideci ile lehdar bakımından yapılan inceleme neticesinde davalının çek nedeniyle borçlu değil aksine alacaklı olduğu, davalının sebepsiz zenginleşmediği gerekçesiyle davanın reddine, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne (AAÜT) göre belirlenen 14.750,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, davanın yetkisizlik kararı ile gelmesi nedeniyle davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yetkisizlik karar tarihi itibari ile yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı kredi borçlusunun 165.450,00 TL borcunun bulunduğunu, çekin de kredi borçlusu tarafından ciro edildiğini, davacı kayıtlarında çekin iadesine yönelik bir bildirim bulunmadığını, müşteriye iade edilmeyen çeklerin kredinin teminatını teşkil etmeye devam ettiğini, asıl kredi borçlusundan yapılan kısmi tahsilatların kredi borcuna istinaden yapıldığını, iyi niyetli müvekkilinin davalı ile dava dışı şirket arasındaki ticari ilişkiyi bilmesinin beklenemeyeceğini, ayrıca mahkemece yetkisizlik kararı nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesinin usule aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, yetkisizlik kararından sonra yetkili mahkemede yargılamaya devam edilip nihai kararla birlikte de davalı yararına vekalet ücretine hükmedildiği, bu nedenle davalı yararına yetkisizlik kararı nedeniyle ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine, davalı vekili için hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca takdir olunan 14.750,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, süresi içinde ibraz edilmemiş çekin sebepsiz zenginleşme nedeniyle keşideciden bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 732 nci maddesinin birinci fıkrası.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.