Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/6101 E. 2023/817 K. 13.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6101
KARAR NO : 2023/817
KARAR TARİHİ : 13.02.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/824 Esas, 2021/760 Karar
HÜKÜM : Esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/64 E., 2020/543 K.

Taraflar arasındaki, itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı Acarağa Day…Ltd. Şti. arasında 26.11.2010 tarihli “BOSCH” münhasır Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, dava dışı bayinin o dönem hissedarları olan davalıların 27.05.2011 tarihli kefaletnameyi imzaladıklarını, davalıların anılan kefaletnameden dolayı 100.000,00 TL’ ye kadar müteselsil kefil olduklarını, bu kefaletname ile çek ve senetlerden veya diğer bir alacağın herhangi birinin ödenmemesi halinde vadesi gelmemiş diğer borçların da muaccel olacağının kabul edildiğini, dava dışı bayinin müvekkili şirketin alacaklı olduğu bonoları vadesinde ödememesi üzerine İstanbul 10. İcra Dairesinin 2017/3892 E. sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi ile İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2017/23399 E. sayılı dosyası ile davalılar aleyhinde icra takibi açıldığını, davalıların başta yetkiye, asıl borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, davalıların itirazlarının haksız olduğunu ileri sürerek davalıların İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2017/23399 E. sayılı dosyaya yaptığı itirazların iptaline, davalıların inkar olunan alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; 2011 yılındaki kefaletin müvekkillerinin şirket ortaklıklarının devam ettiği dönemi kapsaması gerektiğini, 2014 yılında ortaklıktan ayrıldıkları, süresiz olarak bir kişinin bir hukuki ilişkiye kefil olmasının düşünülemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde;yetkiye itiraz ettiklerini, hukuken geçerli bir kefalet sözleşmesinin bulunmadığını, davacı şirketin müvekkili ile asıl borçlu şirketin ilişkisi bittikten sonra, asıl borçlu ile başkaca sözleşmelerin imzaladığını, ticari ilişkisini devam ettirdiğini, davacı şirketin gerçek ticari ilişkide bulunduğu şirket ve ortakları ile yeni sözleşmeler yaptığını ve teminatlar aldığını, müvekkilinin şirketle bir bağlantısı kalmamasına rağmen müvekkilinin kefaletinin devam ettirilerek sorumluluğuna gidilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl borçlu şirketin cari hesaptan doğan borçlarını davacı alacaklı şirkete ödeyemediği, davalıların asıl borçlu şirket için 100.000,00TL’ye kadar müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil oldukları, bu yüzden asıl borçlu şirket gibi 100.000,00 TL’ye kadar borçtan hukuken sorumlu oldukları, bilirkişi incelemesi sonucunda asıl borçlu şirketten tahsilat sağlanamadığı gibi kefalet tutarının asıl borç tutarı içinde kaldığı, davacının müteselsil kefil olan davalıları tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ayrıca takip etme hakkının bulunduğu, şirket ortaklığından ayrılmanın kefalet sorumluluğunu kendiliğinden sona erdiren yasal bir sebep olmadığı, davalı müteselsil kefillerin alacaklı davacı şirkete karşı kefalet tutarı kadar borçtan hukuken sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulü ile (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla), davalıların İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2017/23399 E. sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile, takibin kaldığı yerden aynı koşullarla devamına, alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla, asıl alacağın (100.000,00 TL) %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2011 yılında ortak olduğu ancak 2013 yılında ortaklıktan ayrıldığı asıl borçlu şirket için verilmiş olan kefaletnameye dayandığını, davacı şirketin alacağını müvekkilinin ortaklıktan ayrılmasından sonra aldığı rehinlerle teminat altına almış olmasına rağmen kötü niyetli olarak müvekkiline başvurduğunu, müvekkilinden alınan kefalette ortaklıktan ayrılmasına rağmen tüm borçlarda sorumluluğunun geçersiz olduğunu, kefaletin geçersiz olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı hiçbir itirazlarının değerlendirilmediğini, uyuşmazlıkla birebir bağlantılı olan İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/62 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesi talebinin değerlendirilmediğini, delillerinin toplanmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı BSH.. A.Ş. ile dava dışı asıl borçlu Acarağa Day… Ltd. Şti arasında 26.11.2010 tarihinde “Bosch” marka beyaz eşya ürünlerine ilişkin bayilik sözleşmesinin akdedildiği, davalılar …, … ile …’ın 27.05.2011 tarihli kefalet sözleşmesi ile asıl borçlu şirketin alacağı her türlü emtiaya karşılık oluşacak borçları ve her ne sebepten olursa olsun borçlandığı, borçlanacağı, ödemekle yükümlü olduğu veya olacağı, gerek senetlerle, çeklerle gerekse cari hesap sözleşmeleri, defter kayıtları, temliknamelerle veya diğer her türlü belgelerle sabit olan borçlardan dolayı 100.000,00TL limitle davacı şirkete karşı müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil olmayı üstlendikleri, yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde asıl borçlu şirketin davalıların kefalet limitini aşan tutarda borcu bulunduğu, kefalet sözleşmesinin geçerlilik koşullarını taşıdığı, her ne kadar davalı taraf, asıl borçlu şirketin ortaklıktan ayrıldığını borçtan dolayı sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmüş ise de; kefil olan ortak, ortaklıktan ayrılsa bile, onun ortak olduğu zamanda yüklendiği kefaletlerden dolayı sorumluluğunun devam edeceği, kefaletin sona erme sebepleri arasında ortağın ortaklıktan ayrılma, kefaleti sona erdiren bir neden olarak düzenlenmediği, davalı vekilinin birleştirme talebinin incelenmediğine yönelik istinaf sebebinin yerinde görülmediği, ayrıca birleştirme kararı verilmesi gereken hukuki bir zorunluğun da olmadığı, davaya konu icra takibi İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2017/23399 E. sayılı takip dosyası olup, takip talebi ve ödeme emrinin incelenmesinde asıl borçlu hakkında devam eden icra takip dosyalarının numaraları bildirilerek tahsilde tekerrür etmeme kaydının konulmadığı, icra dosyasında tahsilde tekerrür etmeme koşulu yazılmadığı ve ilk derece mahkemesince bu kayıt konulmuş ise de dosya numaraları yazılmadığı gerekçesiyle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile; (İstanbul 14. İcra Müdürlüğü’nün 2017/23569 E., İstanbul 10. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3892 E. sayılı dosyalar ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davalıların İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2017/23399 E. sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile, takibin kaldığı yerden aynı koşullarla devamına, asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 20.000,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kefalet sözleşmesine dayanılarak yapılan icra takibine vaki itirazin iptali istemine ilişkin olup, 27.05.2011 tarihli Kefalet Sözleşmesinin şekil şartlarının bulunup bulunmadığı, kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, şirket ortaklığından ayrılmanın kefalet sorumluluğunu kendiliğinden sona erdiren bir sebep olup olmadığı, teminat alınmasının borcun yenilenmesi anlamına gelip gelmediği, bu kapsamda kefillerin takip edilip edilmeyeceği hususları uyuşmazlık konusudur.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun(2004 sayılı Kanun) 67 nci maddesi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun(6102 sayılı Kanun) 23 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun ) 586 ncı ve 598 inci maddesinin üçüncü maddeleri, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun(6101 sayılı Kanun) 5 inci maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunun (818 sayılı Kanun) 484 ve 487 nci maddeleri.

3.Değerlendirme
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 08.12.2022 tarihli dilekçesinde, davaya konu İstanbul 14. İcra Müdürlüğü’nün 2017/23399 Esas sayılı dosya borcunun, davalı … tarafından ödendiğini ve icra dosyasının 08.12.2022 tarihinde kapatıldığını, bu nedenle davanın konusuz kaldığını beyan etmiştir. Mahkemece davacı vekili tarafından sunulan dilekçe değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmek gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Bozma sebebine göre davalı … vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine, Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.