YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6054
KARAR NO : 2023/1452
KARAR TARİHİ : 09.03.2023
MAHKEMESİ :…Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Ret-Esastan ret
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine, karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 07.03.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat… ile davalı vekili Avukat …dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; asıl davadaki dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın müvekkili şirketin maliki olduğu taşınmazlar üzerinde 44.500.000,00 USD bedelli 2. dereceden yabancı para ipoteği tesisi için 11.03.2015 tarih 2516 yevmiye numaralı ipotek resmi senedi imzalandığını ve ipoteğin tescil edildiğini, davalı banka ile dava dışı üçüncü kişi Unit Invesment N.V. arasında ipotekle teminat altına alınacak herhangi bir kredi sözleşmesi akdedilmediğini, resmi senette hangi kredi sözleşesinden doğan alacağın yabancı para ipoteği ile teminat altına alınmak istendiğinin belirtilmediğini ve akdedilen kredi sözleşmesin tarihine veya numarasına dahi atıf yapılmadığını, resmi senedin yabancı para ipoteğinin kurulmasına ilişkin prensiplere aykırı olarak düzenlendiği gibi tamamen gerçek dışı ve hiçbir somut kanıta dayanmayan ifadeler ile resmi senedin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 851 inci maddesi ikinci fıkrasında aranan şartlara aykırı düzenlendiğini, ipotek tesis tarihinde taşınmazın maliki olan Güney Turizm A.Ş. tarafından … …‘a yabancı para ipoteği kurma yetkisi verilmemiş olduğunu, düzenleme şeklinde vekaletnamede geçen “dilediği bedel” kelimesinin yabancı para ipoteğini kapsamayacağını, bu nedenle resmi senedin davacı şirket açısından hükümsüz olduğunu, … …’nun düzenleme şeklinde vekaletnamede vekil eden sıfatı ile imzasının bulunduğunu, … …’nun böyle bir iradeyi açığa vurabilmesi için temsilcisi olduğu davacı şirket yönetim kurulu üyesi European Energy System S.A.’nın bu doğrultuda bir karar almış olması gerektiğini, yönetim kurulu tarafından bu yönde bir karar alınmadığından … …’nun somut olayda yetkisiz temsilci sıfatı ile imza attığını belirterek,11.03.2015 tarih 2516 yevmiye numaralı resmi senedin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 106 ncı maddesi uyarınca hukuka aykırı olduğunun ve yabancı para ipoteği tescilinin 6100 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesi uyarınca yolsuz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, birleşen davadaki dava dilekçesinde, dava dışı Unit Investment N.V.’nin davalı bankadan kullanmış olduğu kredi borcunun teminatını oluşturmak adına davalı bankanın davacı müvekkili şirketin maliki olduğu taşınmazlar üzerinde 145.000.000,00 USD bedelli 1. dereceden yabancı para ipotek tesis etmek istediğini ve bu doğrultuda 31.07.2014 tarih 8270 yevmiye numaralı ipotek resmi senedi imzalandığını ve tescil edildiğini belirterek 31.07.2014 tarih 8270 yevmiye numaralı resmi senedin 6100 sayılı kanunun 106 ncı maddesi uyarınca hukuka aykırı olduğunun tespiti ile tapuda davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulan yabancı para ipoteği tescilinin 6100 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesi uyarınca yolsuz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili banka ile davacı arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerine istinaden dava dışı Unit Invesment N.V.’ye USD cinsinden krediler kullandırıldığını, bu kredilerin teminatı olarak mülkiyeti davacıya ait bulunan taşınmaz üzerine 31.07.2014 tarihinde davalı … lehine 1. derece 145.000.000,00 USD ve 11.03.2015 tarihinde 2. derece 44.500.000,00 USD limitli ipoteklerin tesis edildiğini, davacının müvekkili banka ile dava dışı üçüncü kişi Unit.. N.V. arasında ipotek ile teminat altına alınacak herhangi bir kredi sözleşmesi akdedilmediği yönündeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, anılan ipotek resmi senedinin eski maliki Güney Turizm A.Ş. adına vekaletname ile … Tolga Altundaş tarafından akdedildiğini, anılan vekaletnamenin ise hem Güney Turizm A.Ş. temsilcisi hem de European Energy Systems S.A. temsilcisi … … tarafından akdedildiğini, ipotek tesis tarihinin 31.07.2014 olduğunu, bu tarihe kadar hem Güney Turizm A.Ş.’yi temsil eden Cem Şirin’in hem de European.. S.A.’yı temsil eden … …’nun bu yetkiler çerçevesindeki temsile yönelik yetkilerini aynen koruduklarının ticaret sicil kayıtlarından anlaşıldığını, ipotek veren şirketin esas sözleşmesinin ”Amaç ve Konu” başlıklı kısmının 3.5. maddesinde, şirketin taşınmazları üzerine her türlü ipotek tesis edilebileceğine yönelik açık hüküm bulunduğunu belirterek, öncelikle davanın usulden reddine, davanın kötü niyetle açılmış olduğu ve hukuki dayanaktan yoksun olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın 31.07.2014 tarih ve 8270 yevmiye numaralı resmi senedin kendi açısından hükümsüz olduğu iddiasının geçersiz olduğunu, vekil … Tolga Altundaş tarafından imzalanan resmi senedin vekile verilen yetkiler kapsamında belirtilen “dilediği bedel” ifadesi kapsamında geçerli olduğunu, anılan ifadenin TL ya da USD cinsinden ipotek tesis edebilme yetkisini içerdiğini, davacının … …’nun temsil yetkisini aştığı, yetkisiz temsilci sıfatı ile hareket ettiği iddiasına karşılık davacının yetkisiz temsil ile alakalı 2014 yılından bu yana hiçbir iddianın bulunmadığını, aksine taşınmaz malikinin yetkisiz hareket edildiği taşınmaz üzerine 1. derece ipotek kurulduktan sonra tekrar ipotek tesis ettirildiğini, bu sebeple yetkisiz temsil gibi bir durumun bulunmadığını, davacının yönetim kurulu kararı, genel kurul kararı olmaması sebebi ile ipoteğin geçersiz olduğuna ilişkin yönelik iddialarının geçersiz olduğunu, ipotek veren şirketin esas sözleşmesinin Amaç ve Konu başlıklı kısmının 3.5. maddesinde şirketin taşınmazları üzerine her türlü ipotek tesis edilebileceğine yönelik açık hüküm bulunduğunu, davacının işbu davayı açmakta kötü niyeti bulunduğunu, icra takibinin durdurulmasını amaç edindiğini belirterek davanın öncelikle usulden reddine, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleşen davada ipotek resmî senedinin hukuka aykırılığının/geçersizliğinin ve hukuka aykırı/geçersiz resmî senede istinaden yapılan tescilin yolsuzluğunun tespiti için eda davası [ipoteğin kaldırılması (ipoteğin fekki)] açılması mümkün olduğu, tespit istemine konu hukuksal durumun varlığı eda davası içerisinde zaten zorunlu olarak değerlendirilip sonuçlandırılacağı, dava ile erişilmek istenilen amaç aynı güvenle fakat daha basit bir yol ile gerçekleşebilecek ise o konuda dava açılmasında hukuki bir yarar bulunmadığı, aynı şekilde eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılmasında da hukuki yarar bulunmadığı, hukuki yarar 6100 sayılı Kanun’un 114 üncü maddesi gereği dava şartı olduğu, hakimin önüne gelen bir davada dava şartlarının mevcut olup olmadığını re’sen gözeteceği, tüm bu sebeplerden dolayı davacının eda davası açabilecek iken tespit davası açmakta hukuki yararının olmadığı, davada ve birleşen davada dava şartlarından olan hukuki yararın bulunmaması sebebiyle 6100 sayılı Kanun’un 115 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca davanın ve birleşen davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bir güven kurumu olan davalı banka tarafından yabancı para ipoteği kurulabilmesi için kanun koyucunun aradığı resmi şekil şartlarına uyulmadığını, yine kanun koyucunun yabancı para ipoteği için aradığı belirlilik ve somutluk ilkesi göz ardı edilerek tapuda yolsuz tescil işlemleri yapılarak ipotek tesis edildiğini, yolsuz tescil hukuken yok hükmünde olmadığını, bu yokluğun ise tespit davasına konu olacağının da izahtan vareste olduğunu, davaya konu yolsuz yabancı para ipoteğine ait resmi senetler ve sözleşme incelendiğinde, usule uygun işlem yapılmaksızın tapuya ipotek tescil işlemleri yapıldığının, davalı yanca 44.500.000,00 USD ipotek işlemi için herhangi bir sözleşme akdedilmemiş olup bu durumun da başlı başına bir yolsuzluk ve yokluk sebebi olduğunun anlaşılacağını, davacı müvekkili şirketin yönetim kurulu tarafından yabancı para ipoteği ile üçüncü kişinin borcuna teminat verebileceğine ilişkin bir karar bulunmadığını, yolsuz tescil edilen ipoteğin niteliği ve miktarı dikkate alındığında, resmi senetin imzalanabilmesinin genel kurul kararının varlığına bağlı olduğunu, bu yönde bir genel kurul kararı bulunmadığını, iki ayrı resmi senedin de davacı müvekkili şirket yönünden hükümsüz olduğunu, müvekkili şirket tarafından yabancı para ipoteği tesis edilmesine ilişkin bir icazet bulunmadığını veyahut yetkilendirme yapılmadığını, … …’nun da temsil yetkisini aştığını ve yetkisiz temsilci sıfatı ile hareket ettiğini, davacı müvekkili şirkete ait esas sözleşmesinde üçüncü kişi lehine teminat verebileceği, ipotek tesis edebileceğine ilişkin hüküm bulunmadığını, eldeki davanın açılmasında müvekkili şirketin korunmaya değer ve tehlikeye pek yakın hukuki yararının olduğunu ve bu halde de tespit davası ikame edilebileceğini, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda salt tespit hükmü alınmasının, davacıya istediği hukuki korumayı sağlamayacağı, tespit hükmü alsa bile davacının, ayrıca ipoteğin fekki davası da açması gerekeceği, davacının yolsuz tescilin terkini talepli inşai dava, diğer bir deyişle ipoteğin fekki davası olanağı varken ilk derece mahkemesi kararında da isabetle belirtildiği üzere, tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve kararı isabetli olup davcı tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davalara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ipotek resmî senedinin hukuka aykırılığının, geçersizliğinin ve hukuka aykırı, geçersiz resmî senede istinaden yapılan tescilin yolsuzluğunun 6100 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesi kapsamında tespiti talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.