Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/6047 E. 2022/4599 K. 08.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6047
KARAR NO : 2022/4599
KARAR TARİHİ : 08.06.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08.10.2020 tarih ve 2019/82 E. – 2020/415 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 10.06.2021 tarih ve 2020/2038 E. – 2021/763 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 07.06.2022 günü hazır bulunan davacı vekilleri Av. … ile Av. …, davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin %50 oranında hissedarı olduğunu, şirketin 05/10/2016 tarihli olağan genel kurul toplantısının yapıldığını, yapılan toplantıda alınan 7 nolu karar gereğince, şirketin müştereken şirket ortakları ve yönetim kurulu üyesi olan … ile … tarafından temsil edileceğini, toplantı tutanağının oy toplayıcısı ve katip tarafından imzalandıktan sonra divan başkanının imzasının tamamlanacağı aşamada kendisinin acil işi olması nedeniyle toplantı yerinden ayrıldığını, alınan karar gereğince toplantı tutanağının fotokopisinin kendisine verildiğini, ancak diğer ortağın kendisinin yokluğunda yeni bir genel kurul toplantı tutanağı düzenlediğini, söz konusu tutanağın 7 nolu kararında şirketin münferiden kendisi tarafından temsil edileceğinin yazıldığını, işbu tutanak kapsamındaki kararın Ticaret Sicil Müdürlüğünce tescil edildiğini, tescil edilen karara göre diğer ortağın şirketin tüm varlığını oluşturan taşınmazlarla ilgili tasarrufta bulunduğunu ileri sürerek şirketin münferiden temsiline ilişkin 7 nolu kararın yok hükmünde sayılmasının tespitine, aksi halde iptaline ve …’in şirketi temsil yetkisi kaldırılarak şirkete kayyım atanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, davacının kendisine verildiğini iddia ettiği genel kurul toplantı tutanağının fotokopiden ibaret olduğunu, bu nedenlerle söz konusu tutanağa itibar edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin müştereken şirket ortakları tarafından temsil edilirken ve ortaklar arasında önemli ihtilaflar bulunduğu aşamada yapılan 05/10/2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 7 nolu kararın gerçekte şirketin müştereken temsiline yönelik olduğu, bu bağlamda davacı tarafın dosyaya fotokopisini sunmuş olduğu tutanağın şirket ortaklarının almış olduğu ve gerçek iradelerini yansıtan karar olduğu, imzası bulunan divan heyetinin de imzalarının tevil yoluyla ikrar ettikleri, davacı tarafa fotokopisi verilen belge aslının davacı tarafından dosyaya sunulma imkan ve ihtimalinin olmadığı, davalı şirket temsilcisi olan …’in, davacının iddia ettiği gibi toplantıdan ayrıldıktan sonra kendisini münferiden temsilci gösteren aynı tarihli genel kurul toplantı tutanağı düzenlediği ve söz konusu tutanağı Ticaret Sicil Memurluğunda tescil ettirdiği, yoklukla sakat olan kararın iptalinin menfaati olan herkes tarafından istenebileceği gibi bu yöndeki istemin herhangi bir süreye tabi olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 05.10.2016 tarihli olağan genel kurul toplantısının 7 nolu kararının yoklukla malul olduğunun tespitine ve ihtiyati tedbire karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davacının toplantıdan haberdar olduğu ve katıldığı, davacının delil olarak dayandığı ve kendisinin de dava dışı …ile birlikte şirketi müştereken temsile ilişkin kararın yer aldığını iddia ettiği ve delil olarak dayandığı tutanakta, toplantı başkanı …’in imzası bulunmadığı gibi, işbu tutanak aslının sunulamadığı, fotokopi belge olduğu, toplantı başkanlığı ve Bakanlık temsilcisi tarafından imzalanmayan tutanakların geçersiz olduğu, tanıkların toplantı sonunda düzenlenen tutanağın tüm yetkililer tarafından imzalandığını ve imzalı bir örneğin davacıya da verildiğini söylediği, tanıkların beyanlarından, toplantıda alınan kararların değiştirildiğine ve alınan kararlardan farklı yeni bir tutanak düzenlendiğine dair bir sonuç çıkarmanın mümkün olmadığı, aynı zamanda yönetim kurulu üyesi de olan davacının, yaklaşık üç yıl önce tescil ve ilan edilmiş bir genel kurul kararından haberdar olmaması da hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada da kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespiti talebinin ve batıl olduğunun tespiti talebinin reddine, terditli olarak ileri sürülen genel kurul kararının iptali talebinin, hak düşürücü süre yönünden reddine, şirkete ait taşınmazlar üzerine konulan ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına, şirketin temsiliyle ilgili olarak konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.