YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6013
KARAR NO : 2023/855
KARAR TARİHİ : 15.02.2023
MAHKEMESİ : …Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Esastan ret
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararına karşı taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuş ise de Bölge Adliye Mahkemesince 12.07.2021 tarihli ek karar ile davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin asıl kararı davacı vekili ve ek kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan 15.02.2017 tarihli sözleşme ile “Ceviziçi Cafe” unvanlı işyerinin toplam 135.000,00 TL bedel karşılığında müvekkiline satılarak devredildiğini, ayrıca aynı tarihli protokol imzalanarak 16 FG 757 plakalı aracın 50.000,00 TL bedel karşılığında davalıya devredildiğini, bakiye 84.000,00 TL karşılığında davalıya 03.03.2017 tanzim tarihli toplam 11 adet senet verildiğini, işyerinin ticari faaliyete başlamasından sonra 21.03.2017 tarihinde de işyeri devrinden önce yapılan haciz nedeniyle işyerindeki malların muhafaza altına alındığını, müvekkili tarafından bedelin ödenmesi sonrası menkullerin geri alındığını ancak işyerinin imajının sarsıldığını ve işlerin olumsuz etkilendiğini, 07.03.2017 tarihinde işyeri açma ve çalışma ruhsatı almak için belediyeye başvurulduğunu, fakat imar mevzuatına aykırılıkların olması nedeniyle taleplerinin reddedildiğini, işyerinin mevcut haliyle ruhsat almasının mümkün olmadığını ve her an işyerinin mühürlenmesi riski bulunduğunu anılan nedenlerle 28.07.2017 tarihli ihtarnameyle müvekkilinin sözleşmeyi feshederek ödemiş olduğu 100.000,00 TL’yi ve senet bedellerinin ticari avans faiziyle birlikte ödenmesini talep ettiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, icra takibine muhatap olmamak için dava tarihi itibariyle vadesi gelen tüm senet bedellerinin ödendiğini ileri sürerek sözleşme gereği ödediği bedelin şimdilik 25.000,00 TL’sinin tahsiline, dava tarihi itibariyle vadesi gelmeyen 03.03.2017, 30.09.2017, 30.10.2017, 30.11.2017, 30.12.2017 ve 30.01.2018 vadeli her biri 5.000,00 TL olan senetlerin iptaline ve sözleşme gereğince mahkemece belirlenecek zarar miktarı kadar ifaya eklenen cezai şartın ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 13.06.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 110.000 TL ödenmiş sözleşme bedelinin ve 135.000,00 TL cezai şartın tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davalının iş yeri devir bedeli olarak 15.000,00 TL depozito bedeli düşüldükten sonra 135.000,00 TL üzerinden anlaşıldığını, işyerinin tek parça dükkan olduğuna dair bir beyanının olmadığını, davacının iki dükkan için ayrı ayrı dükkan sahipleriyle kira sözleşmesi yaptığını, kısa bir süre sonra davacının eşinin müvekkilini arayarak işyerinde haciz yapıldığını ve bir takım eşyaların haczedildiğini söylediğini, iyi niyetli olarak davacının eşinin hesabına 10.000,00 TL gönderdiğini, iki ay sonra yine telefonla arandığını ve gönderdikleri paranın yetmediğini söylemeleri üzerine ek 5.000,00 TL daha davacının eşine havale gönderdiğini, bu olaylardan müvekkilinin kusuru bulunmamasına rağmen iyiniyet ve dürüstlük kuralına uygun şekilde hareket ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında düzenlenen 15.02.2017 tarihli devir sözleşmesiyle işyerinin, işyerinde bulunan tüm malzemeleriyle birlikte davacıya devri konusunda anlaşıldığını, davalının sözleşme konusu işyerini ve malzemeleri her türlü mülkiyet hakkını kısıtlayıcı takyidattan ari olarak 16.02.2017 tarihinde davacıya teslim etmeyi ve işyerinin çalışma ruhsatı almaya engel bir durumu bulunmadığını taahhüt ettiğini, dosyaya sunulan Bandırma Belediye Başkanlığı ile yapılan yazışmalardan işyerinde imar mevzuatına aykırılıklar olduğu, davacıya devredilen işyerinin ruhsatının alınamadığının anlaşıldığı, ayrıca İstanbul 23. İcra Dairesinin 2016/36343 E. sayılı icra dosyasında dava dışı… hakkında icra takibi yapıldığı ve taraflar arasındaki sözleşme konusu işyerine 21.03.2017 tarihinde hacze gelinerek tutanak düzenlendiği, davalının taraflar arasında düzenlenen devir sözleşmesine aykırı davrandığı, bu nedenle davacının devir sözleşmesini feshinde haklı olduğu, ödediği bedelin iadesi ile vadesi gelmeyen senetlerin iptalini talep hakkına sahip bulunduğu, davacının taraflar arasında düzenlenen 15.02.2017 tarihli devir sözleşmesinde, zarar miktarı kadar cezai şart ödeneceği yönünde düzenleme bulunması nedeniyle ifaya eklenen cezai şart talebinde bulunduğu, devir sözleşmesinde cezai şart miktarının açıkça belirlenmediği, davacı tarafça zarar miktarının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı tarafından ödenen sözleşme bedeli 110.000,00 TL’nin 25.000,00 TL’sinin 21.08.2017 tarihinden itibaren, bakiye kısmının 13.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tarafları davalı ve davacı olan 30.03.2017 tanzim tarihli, 30.09.2017, 30.10.2017, 30.11.2017, 30.12.2017 ve 30.01.2018 tarihli senetlerin iptaline, davacının cezai şart alacağına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada sözleşme bedeli talebi kabul edildiğine göre vekil edenin zararının da sözleşme bedeli kadar olduğunu, sözleşmenin 5 inci maddesi gereği ihtarname ile anılan sözleşmeyi feshederek sözleşmenin bedelini bu bedel tutarındaki cezai şartın ödenmesini talep ettiği, zararın sözleşme bedeli kadar olduğunu belirterek cezai şart talebinin de kabulünü istemiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; devredilen işletmenin iki ayrı mesken olduğunun bilinmemesi ve müvekkilinin işyerinin tek parça olduğuna dair bir beyanı olmadığının beyan edilmesi kötüniyet olarak nitelendirildiğini, iki ayrı kira sözleşmesi yapıldığı, haciz yüzünden zararın giderildiği, davalının iyiniyet ve dürüstlük kuralına uygun hareket ettiği halde haksız olarak hakkında dava açıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının söz konusu taşınmazı kafe işletmek amacı ile devraldığı halde bu işletmenin ruhsatını alamadığı gibi işletmeye devredene ait borç sebebi ile hacze gelindiği, bu şekilde davacının sözleşmeyi feshetmesinde haklı olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5 inci maddesinde satıcının sözleşme hükümlerine aykırı davranması halinde alıcının sözleşmeden dönme veya fesih ile bundan doğan zararın tazminini isteyebileceği gibi sözleşmeyi ayakta tutarak uğradığı zararın tazminini de talep ve dava edebileceği, her halde satıcı zarar miktarı kadar ifaya eklenen cezai şart ödeyeceği açıkça düzenlenmiş olduğu, ancak davacının zarar ve miktarına ilişkin bir bilgi ve belge sunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, davalı vekilinin bu karara ilişkin olarak yaptığı temyiz başvurusu ise temyiz talebinde bulunan davalı vekiline 29.06.2021 tarihinde tebliğ edilen muhtırada verilen 7 günlük kesin süreye rağmen muhtırada belirtilen, nispi temyiz harcı, temyiz yoluna başvurma harcı ve gider avansının yatırılmadığı gerekçesi ile 12.07.2021 tarihli ek kararı ile reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl kararına karşı davacı vekili, asıl ve ek kararlarına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereğince müvekkilinin cezai şart talep etmekte haklı olduğunu, zararının da sözleşme bedeli kadar olduğunu, davacının sözleşmeyi feshederek sözleşme bedelini bu bedel tutarındaki cezai şartın ödenmesini talep ettiğini, mahkemenin zarar miktarının belli olamadığı yönündeki gerekçesinin taraflar arasındaki sözleşmeye ve dosya içeriğine aykırı olduğunu, zira davacının sözleşmeye aykırı hareketi nedeniyle, vekil edenin iş yerini çalıştırma imkanı bulunmadığını, bu nedenle zararın sözleşme bedeli kadar olduğunu belirterek kararın cezai şart alacağının reddi yönünden bozulmasını istemiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle;
a-Dava konusu iş yerinin kafe olarak işletilmeye başlanmadan önce müvekkilin müşterisi olan… tarafından
bujiteri dükkanı olarak işletilmekte olduğunu, dosya kapsamında her ne kadar…’nun müvekkilin iş ortağı olduğu söylenmiş olsa da bu beyanların gerçeği yansıtmadığı, bahse konu haciz dosyasının muhatabı olan…’nun, kafe işinin oturması sürecinde müvekkile destek vermesi amaçlanarak müvekkilin yanında bir süre sigortalı olarak çalıştığını, daha sonra müvekkil ile arasındaki ilişkinin ortadan kalktığını, çalıştığı süre zarfında muhatap olduğu icra takibinde işyeri kendisininmiş gibi hacze müsade edip kötü niyetli olarak bunu müvekkilinden gizlediğini, davacının işyerinin alt katı ve üst katı için ayrı ayrı kira sözleşmesi yaptığını, buna rağmen davacı yanın tek parça bir işyeri olarak aldığını iddia edebildiğini, borçlusu işyerini devraldığı… olan ve tamamen bilgisi dışındaki haciz işlemini öğrenen müvekkilinin hiçbir sorumluluğu olmamasına rağmen iyi niyetle zararın giderilmesi için davacının eşi … hesabına fazlasıyla 10.000,00 TL havale edildiğini, bu havalenin üzerinden yaklaşık iki ay geçtikten sonra tekrar aranan müvekkilinin bu sefer 5.000,00 TL daha …’a havale ettiğini, davacının maddi manevi bütün zararlarının kendi kusuru olmamasına rağmen fazlasıyla giderildiğini, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek kararın kabul edilen kısımları yönünden bozulmasını istemiş,
b-Ek karara yönelik temyizinde ise; temyiz harç ve giderlerinin yatırılması için kesin süre verilen tarih aralığında ofis çalışanlarından birinin Covid-19 testinin pozitif çıkması dolayısıyla ofisin tedbir amaçlı karantinaya girdiğini ve bir süre ofis içerisinde çalışma imkanı bulunamadığını, vekil olarak trafik kazası geçirmesi nedeniyle verilen süre içinde harç ödemesinin gerçekleştirilemediğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 95 inci maddesi uyarınca eski hale getirme prosedüründen yararlanarak temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin kararın bozulması ve temyiz harcının tamamlanması için tarafına ek süre verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan sözleşme gereğinin davalı tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi, vadesi gelmemiş senetlerin iptali ve cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf edilmesi üzerine başvurunun esastan reddine dair verilen kararın davalının temyiz yoluna başvurma harcı, nispi harç ve gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle 12.07.2021 tarihli ek karar ile davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesinin 12.07.2021 tarihli ek kararının onanmasına karar verilmiştir.
2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile 12.07.2021 tarihli ek kararın ONANMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.