Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/5889 E. 2023/475 K. 24.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5889
KARAR NO : 2023/475
KARAR TARİHİ : 24.01.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1649 Esas, 2021/680 Karar
DAVA TARİHİ : 19.09.2019
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/698 E., 2020/399 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından müvekkilleri aleyhine bonoya dayalı olarak 2 ayrı icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket ile davalının inşaat malzemesi alım satımı hususunda anlaştığını, inşaat malzemesi satım bedeli karşılığında bir takım senetlerin keşide edilerek davalıya teslim edildiğini; ancak davalının senetleri teslim almasına rağmen satım konusu ürünleri müvekkili şirkete teslim etmediğini, davalı tarafından teslimin mümkün olmaması nedeni ile senetlerin iade edileceği bilgisinin verildiğini fakat davalının senetleri iade etmeyerek müvekkillerini oyaladığını, davaya konu senetlerin bedelsiz kaldığını ileri sürerek müvekkillerinin dava konusu takip dosyalarına konu edilen senetler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; icra takiplerinin dayanağının davacı şirket tarafından tanzim edilen bonolar olduğunu, müvekkilinin bonoları lehdardan ciro ile aldığını, müvekkili ile davacılar arasında herhangi bir ticari ilişki veya sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin bonolar yönünden iyi niyetli üçüncü kişi olarak meşru hamil konumunda olduğundan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacıların iddiasının aksine bonolarda malen veya nakden kaydı bulunmadığını, soyut borç ikrarı olan bonolarda müvekkilinin ihdas nedenini talil etmemesi nedeniyle ispat yükünün davacılarda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ispat yükünün davacı üzerinde olup davacının delil olarak münhasıran davalının ticari defterlerine dayandığını beyan ettiği, bu kapsamda yapılan bilirkişi incelemesi için verilen inceleme gününde tarafların ticari defterlerini dosyaya sunmadıkları, yapılan araştırma neticesi davalının tacir olmadığının tespit edildiği, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin satın almak istediği inşaat malzemesi karşılığında bonoların düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, satım konusu emtianın teslim edilmediği gibi bonoların da iade edilmediğini, bedelsiz bonoların verilen söze rağmen iade edilmeyerek takibe konu edildiğini, İlk Derece Mahkemesince oluşturulan gerekçenin yerinde olmadığını, itiraza konu davada münhasıran davalının ticari defterlerine dayanıldığını, Mahkeme gerekçesinin aksine davalının tacir olduğunu, davalının defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle davanın kabulü gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tacir olmaması nedeniyle ticari defter tutma yükümlülüğü bulunmayan davalının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 222 nci maddesinin beşinci fıkrası kapsamında ticari defterlerini ibrazdan kaçındığının kabul edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesinin kararında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bonoya dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 222 nci maddesinin beşinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.