Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/5871 E. 2023/287 K. 16.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5871
KARAR NO : 2023/287
KARAR TARİHİ : 16.01.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Esastan ret

Taraflar arasındaki, marka hakkına tecavüzün men’i, maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına tescilli 2014/32484 ve 2013/81520 sayılı Çalıkuşu markasını 35, 29 ve 43 üncü sınıflarda kullandığını, müvekkilinin Samsun’da faaliyet gösterdiğini, davalının da Samsun’da açtığı restorantta işletme adı olarak Çalıkuşu markasını kullandığını ileri sürerek davalının marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemlerinin önlenmesine, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili süresinde cevap dilekçesi sunmamış; ancak duruşmalarda müvekkilinin 23.02.2016 tarihinde marka başvurusunda bulunup markanın 11.05.2017 tarihinde tescile bağlandığını, tecavüzün ve davacının maddi zararın söz konusu olmadığını, müvekkilinin kendi tescili nedeniyle isim hakkını kullandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile davalının davacıya ait “Çalıkuşu” marka hakkına yaptığı tecavüzün önlenmesine ve menine, davacı markasının kullanıldığı, davalıya ait tüm tabelaların sökülmesine, reklam tanıtım vs. içeren tüm baskı ve görsel evrak ve ürünlerin toplatılmasına, 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden, 62,72 TL maddi tazminatın ıslah tarihinden işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsiline, hükmün ilanına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesi uyarınca taraf delillerinin tartışılması, değerlendirilmesi ve sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuçların gerekçede belirtilmesi gerekliliğinden söz edildiğini; ancak Mahkemece salt bilirkişi raporuna atıf yapılarak davanın kabulüne karar verildiği gibi manevi tazminatın nasıl tespit edildiği ve şartlarının oluşup olmadığı belirlenmeden hüküm kurulduğunu, derdestliğe konu uyuşmazlığın mahiyeti tam anlamıyla tespit edilmeden ve anılan dosyanın kesinleşmesi beklenilmeden istinaf aşamasında olduğundan bahisle huzurdaki davaya devam edildiğini, müvekkilinin 27.11.2018 tarihinde dava konusu marka hakkı da dâhil olmak üzere işletmesini dava dışı 3. kişiye devrettiğini, bu durumun gelen yazı cevaplarıyla sabit olmasına rağmen Mahkemece bu husus nazara alınmaksızın istinaf ilamına aykırı şekilde davanın kabulüne karar verildiğini, müvekkilinin kendi adına olan tescile dayanarak söz konusu markayı kullandığını, marka hakkına tecavüzden söz edilemeyeceğini, bilirkişi raporunda sadece markaya tecavüz olgusu üzerinde yoğunlaşıldığını, Türk Patent ve Marka Kurumunun sorumluluğuna ve müvekkilinin kusuru olup olmadığı hususuna hiç temas edilmediğini, üç kere bilirkişi raporu alındığını; ancak iki bilirkişi raporunda davacı tarafın marka hakkına tecavüz dolayısıyla herhangi bir zarar tespit edilemediğini, üçüncü raporda farazi olarak 1.097,24 TL zarar tespiti yapıldığını, İlk Derece Mahkemesince bu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğunu, diğer ilk iki bilirkişi raporuna neden itibar edilmeyerek bu bilirkişi raporuna öncelik tanındığının izah edilmediğini, davacının esasen hiçbir maddi zarara uğramadığını, Mahkemece davacı taraf lehine hükmedilen manevi tazminatın gerekçelendirilmediğini, müvekkili aleyhine “ÇALIKUŞU” markasına tecavüz gerekçesiyle yine Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde ve yine marka hakkına yapılan tecavüzün önlenmesi, maddi-manevi tazminat talepli açılmış bir dava bulunmakta olup söz konusu davanın 2017/224 E. numarası ile derdest olduğunu, aynı anda iki markaya tecavüzün mümkün olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile derdestlik itirazında bulunulan 2017/224 E. sayılı dosyanın taraflarının aynı olmadığı bu nedenle derdestlik itirazlarının yerinde olmadığı, davanın açılış tarihi itibarı ile davalının işyerini kullandığı ve davacının markasına tecavüz eder şekilde markasal kullanım yapıldığı, işyeri devrinin 27.11.2018 tarihinde davadan sonra gerçekleştirildiği, davalının markasının 43 nolu emtia sınıfında geçici konaklama hizmetleri gündüz bakımı kreş bakımı hizmetleri, hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri kapsamında tescilli olduğu halde davalı kullanımının davacının tescilli markasına tecavüz şeklinde oluştuğu, davalının dönerci olarak kullandığı ve bu alanda tescilli olmadığı, davacı adına tescilli olan yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri alanında fiilen markasal kullanımda bulunduğu anlaşıldığından Mahkemece verilen kararın dosyada mevcut deliller kapsamında usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, marka hakkına tecavüzün meni, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup uyuşmazlık, davalı tarafın tescilli markasını kullandığı savunması nedeniyle marka hakkına tecavüzden söz edilip edilemeyeceği, derdestlik itirazı ile maddi ve manevi tazminatın şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 56 ncı maddesi, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 9, 61, 62 nci maddeleri ile 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci maddesinin ikinci fıkrası

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davacı taraf 556 sayılı KHK’nın 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca tazminat talep etmiş, sonucu itibarıyla hükmedilen tazminatın 6098 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenmiş olup uygun bulunmasına göre davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.