Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/5803 E. 2023/698 K. 08.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5803
KARAR NO : 2023/698
KARAR TARİHİ : 08.02.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Kabul, ret

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı …Ş vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalı Emir … Ltd.Şti. yönünden davanın kabulüne davalı …Ş. yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalı Emir İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti.’ne keşide ettiği 25.07.2011 keşide tarihli 150.000,00 TL bedelli çekin ödendiğini, bu ödemeye ilişkin olarak davalı şirket tarafından belge verildiğini, davalı Emir … Ltd. Şti.’nin çekin keşide tarihinde tahrifat yaparak 25.07.2011 olan keşide tarihini, 25.07.2012 olarak değiştirerek çeki diğer davalı … şirketine ciro ettiğini, değiştirilen keşide tarihinde bankadan provizyon istendiğinde çekin üzerinde tahrifat yapıldığı anlaşıldığından işlem yapılamadığına ilişkin şerh düşüldüğünü, tahrifatla ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu, çekin keşide tarihinin 25.07.2012 değil de 25.07.2011 olduğu nazara alındığında çekin ibraz süresi içerisinde bankaya sunulmadığı ve bu nedenle de kambiyo vasfını yitirdiğini belirterek müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, dava konusu çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı Emir İthalat İhracat ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili arasında uzun yıllardır süren ticari ilişki kapsamında davaya konu çek dışında birden fazla çek alışverişi olduğunu, bu çeklerin çoğunun da paraflı haliyle bankalarda müvekkili tarafından kredi teminatı olarak kullanıldığını, davaya konu çekin keşide tarihinin 25.07.2012 olduğunu, davacının bu çekten bilgisinin olmaması ya da rızası hilafına bankalara kredi teminatı olarak verilmesinin mümkün olmadığını, çek bedelinin elden tahsil edildiğine dair belgenin müvekkilinden aldatma yoluyla alındığını, aradaki güven ilişkisine dayanarak belgenin verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin alacağı faturaya bağlı bir alacak olduğundan davacının iddialarının kabul edilemeyeceğini, ödemeye ilişkin olduğu iddia edilen belgenin her zaman düzenlenebileceğini, çekte tahrifat bulunmadığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olup müvekkiline karşı kişisel defilerin ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu çekin keşide tarihi ve faktoring sözleşmesi dikkate alındığında uygulanması gereken Finansal Kiralama ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik hükümleri gereğince faktoring şirketinin, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura ve benzeri belgelerle tevsik edilen alacakları temlik alabileceği, bu hususun ilgili Yönetmeliğin 22 nci maddesinin ikinci fıkrasında hüküm altına alındığı, davacı keşidecinin, lehdar Emir… Ltd. Şti.’ne karşı ileri sürebileceği şahsi defileri faktoring şirketine karşı da ileri sürülebileceği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 687 nci (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 599 uncu) maddesinin olayda uygulama yeri bulunmadığı, davalı Emir… Ltd. Şti.’nin ibra belgesi tanzim ettiği çeki, savunmasında yer verdiği üzere yaşadığı ödeme güçlüğü sonucunda davalı … şirketine temlik ettiği, davacıya akdi ilişki kapsamında borçlu olmasına karşın davacıdan alınan çekleri Faktoring şirketine devrettiği, temlike konu çek bedelinin davacıdan tahsil edildiğine dair belge tanzim ederek davacıya teslim ettiği, bu belgenin aldatma yolu ile alındığı savunması bakımından da bir delil ibraz edilmediği ve ticari defterleri dahi ibrazdan kaçındığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı …Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı …Ş vekili, müvekkilinin dava konusu çeki 15.02.2012 tarihinde ciro yoluyla temlik alarak çekin yetkili hamili olduğunu, davacının dayandığı ibraname 25.07.2012 tarihli olup çekin temlik alınmasından 5 ay sonra kurmaca bir ibraname ile davacının çekin yazılmasını önlemeye çalıştığını, böyle bir belgenin sonradan düzenlenmesinin mümkün olduğunu, davacının önce çekte tahrifat iddiasına sonra da ödeme iddiasına dayandığını, Factoring şirketinin, alacağın temlikinden farklı olarak borçluya bir bildirimde bulunması zorunluluğunun bulunmadığını, ödemenin yapıldığı iddia olunan tarihte alacak hakkı müvekkiline ait olduğundan ödeme definin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, Mahkemece ibranameye değer verilmiş ise de bilirkişi tespitlerine göre ödemenin kayıtlarda yer almadığı hususunun gözden kaçırıldığını, usûlüne uygun tutulmayan davacı defterlerinin; ancak aleyhine delil teşkil edebileceğini, 6102 sayılı Kanun’un 646 ncı maddesine göre kıymetli evrak borçlusunun; ancak senedin teslimi karşılığında ödeme yapması gerektiğini, somut olayda ödemeye rağmen senedin teslim alınmadığını, çekin bankaya ibraz edildiği gün, aynı tarihi taşıyan bir ibranamenin düzenlendiğini, çekin bankaya ibrazıyla birlikte hamilin de kim olduğunun bilindiğini ileri sürerek Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla dava konusu çekin iki adet faturaya dayalı olarak faktoring şirketine temlik edildiği, 14.11.2011 tarihli faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, 08.12.2011 tarihli faturanın ise kayıtlı olmadığı, davacının dava konusu çek bedelini davalı Emir … Ltd. Şti.’ne ödediğini iddia edip dayanak olarak 25.07.2012 tarihli belgeyi göstermesine rağmen dava konusu çekin davacı defterlerinde kaydının bulunmadığı, ödemeye ilişkin bir kayda da rastlanmadığı, davalı Emir…Ltd. Şti.’nin ticari defterlerinin ibraz edilmemesi nedeniyle inceleme yapılamadığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 222 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca çek kaydının bulunmadığı davacı defterlerinin sahibi aleyhine delil teşkil edeceği, çekin davalı … firmasına temlik edildiği tarihin 15.02.2012 olduğu, davacının dayanak ibranamesinin ise temlik tarihinden sonra 25.07.2012 tarihinde düzenlendiği, bu belgenin doğruluğunun tarafların ticari defter ve kayıtları ile doğrulanamadığı, ödeme iddiasına ilişkin başkaca destekleyici delil bulunmadığı, davacının, çekin bankaya faktoring firması tarafından ibraz edilerek kayda sokulduğu tarihte, hamil olmayan diğer davalı firmaya ödemede bulunmasının basiretli bir tacir gibi davranma yükümlüğüne aykırı olduğu, yine ödemeye rağmen çek aslını almamasının da 6102 sayılı Kanun’un 646 ncı maddesi hükmüne aykırı olduğu, davalı … şirketinin temlik alırken bilerek borçlu davacının zararına hareket ettiğinin dosyadaki delillere göre ispatlanamadığı, söz konusu ibranameye itibar edilemeyeceği, davalı … AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı tarafından davalı Emir … Ltd. Şti.’ne aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulü ile takibe konu çekten dolayı davacının davalı Emir… Ltd. Şti.’ne borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından davalı … AŞ. aleyhine açılan istirdat davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu işlemlerin 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansal Şirketler Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 13.12.2012 tarihinden önce gerçekleştiğini, uygulanacak hükmün 2006 tarihli Finansal Kiralama ve Finasman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik olduğunu, alınan bilirkişi raporunda 08.12.2011 tarihli 126.835,80 TL’lik faturanın davacı şirketin kayıtlarında bulunmadığının tespit edildiğini, kayıtlarında olmayan bir faturadan dolayı faktoring şirketi açısından bir bedelsizlik durumu da söz konusu olacağından faturanın ticari kayıtlarda işlenmemiş olmasının ayrıca malın teslim alınmamış olduğunu gösterdiğini, bedelsizliğe ilişkin şahsi definin çeki temlik almış olan Deniz Faktoring şirketine karşı da ileri sürülebileceğini, davacı defterlerinde kayıtlı olmayan fatura açısından dahi kısmi kabul kararı verilebileceğini, her iki fatura nedeniyle davalı Emir … Tic. Ltd. Şti. tarafından verilen ibraname olduğu için ödeme definin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca işbu ödeme/bedelsizlik definin temellük eden Deniz Faktoring A.Ş.’ye karşı ileri sürülebileceğini belirterek Faktoring şirketi yönünden davanın reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Faktoring şirketine ciro yoluyla devredilen çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.