YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5744
KARAR NO : 2022/7590
KARAR TARİHİ : 31.10.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06.11.2019 tarih ve 2018/453 E. – 2019/793 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin yapılmamış sayılmasına dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 10.03.2021 tarih ve 2020/1049 E. – 2021/375 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı Bilginoğulları Maden. A.Ş.’nin asıl borçlu, diğer davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları 13.05.2015 ve 30.07.2017 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan ticari kredilerin vadesinde ödenmemesi üzerine… 48.Noterliğinin 02.01.2018 tarih 00019 yevmiye no’lu kat ihtarının keşide edildiğini, kat ihtarında verilen süre içerisinde kredi alacağının tahsil edilememesi üzerine dava konusu ilamsız icra takibinin başlatıldığını ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili; tebligatların usulsüz olarak yapıldığını, kat ihtarının tebliğinden itibaren 1 gün içinde ödeme talep edildiğini, müvekkillerinin usule uygun şekilde temerrüde düşürülmediğini, kefil olarak aleyhlerinde icra takibine başlanmış müvekkilleri yönünden de kefaletin geçersizliği nedeni ile icra takibinin haksız olduğunu, müvekkillerinin davacı tarafça talep edilen miktarda borçlarının bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin genel işlem koşullarına aykırılık teşkil ettiğini, kefillerin geçerli kefaletlerinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile Eskişehir 3. İcra Dairesi’nin 2018/1484 E. sayılı dosyasında; Bilginoğulları Maden İnşaat ve İnşaat Malz. Tur. Otom. San. ve Tic. A.Ş.’den olan alacak yönünden 1.687.874,23 TL toplam alacağın, Bilginoğulları Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. ve …’den olan alacak yönünden 1.623.772,64 TL toplam alacağın, Kumsan Asfalt Beton Mıcır ve İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden olan alacak yönünden 1.679.861,53 TL toplam alacağın, …’den olan alacak yönünden 1.675.855,18 TL toplam alacağın, …’den olan alacak yönünden 1.605.200,15 TL toplam alacağa davalıların yaptığı itirazlarının iptali ile takibin bu bedeller üzerinden devamına, devamına karar verilen nakit asıl alacağın %20’si oranındaki 317.601,70 TL (…’in 290.000,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davalılar tarafından istinaf başvuru dilekçesindeki adli yardım talebi 09/10/2020 tarih ve 2020/1049 Esas sayılı ara kararı ile HMK’nın 334. maddesi gereği reddedilmiş, davalılar tarafından yapılan itiraz Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 30/11/2020 tarih ve 2020/7 D.İş-2020/6 Karar sayılı kararıyla kesin olarak reddedilmiş, davalılar vekiline istinaf maktu ve nispi harçlarının ödenmesi amacıyla gönderilen müzekkere üzerine verilen bir haftalık kesin sürede 1/4 nispi karar harcı ile istinaf kanun yoluna başvurma harcı yatırılmamış olup, usulüne uygun düzenlenen ve tebliğ edilen muhtıra ile belirlenen eksik istinaf nispi karar harcı ve istinaf kanun yoluna başvurma harcı davalılar vekili tarafından tamamlanmadığı gerekçesiyle HMK’nın 344/1. ve 352. maddeleri gereğince davalılar vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde istinaf harcına ilişkin yapılan değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 31/10/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlık, nispi değere tabi bulunan ve kabulüne karar verilen davada, kararın davalıca istinaf edilmesi durumunda alınması gerekli istinaf peşin harcının maktu mu yoksa nispi mi olacağına ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesince, verilecek kararlardan istinafa başvuran davalının en fazla aleyhine sonuç doğuran karar, HMK 353/b-1 maddesinde ifade edilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararıdır.
İstinaf başvurusu üzerine alınacak peşin harcın, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilebileceği ihtimaline göre alınması gerekir.
Bu halde Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi durumunda alınacak istinaf red harcı maktu mu yoksa nispi mi olmalıdır?
T.C. Anayasasının 73/3 maddesinde “Vergi, resim, harç vb. mali yükümlülüklerin Kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı”,
492 sayılı Harçlar Yasası’nın 2. maddesinde “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı”,
(1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı”,
1/e maddesinde “yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı”
2.a maddesinde de “1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlarla, davanın reddi kararı ve icra tetkik merciilerinin 1. fıkra dışında kalan kararlarında” maktu harç alınacağı düzenlenmiştir.
Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen “istinaf başvurusunun esastan reddi” kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen “esas hakkında” karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.
Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, İlk Derece Mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki “esastan” ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)
Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir. (Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)
1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır. Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası’nın 73/3 maddesindeki “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına” ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalıca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, HMK 344 maddesi gereğince, muhtıraya rağmen davalıların nisbi oranda hesaplanan istinaf harçlarını süresinde yatırmamaları nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesinin 10.03.2021 tarihli temyize konu kararı ile davalılar vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, karar yönelik davalılar vekilinin vaki temyiz istemi sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda red edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.
Sayın çoğunluğun onama gerekçesine katılamıyorum.
Yasal dayanakları yukarıda açıklandığı üzere somut uyuşmazlık yönünden, davalıların İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmelerinde alınması gereken istinaf peşin harcı nisbi olmayıp, maktudur.
HMK 344 maddesi gereğince muhtıra ile davalılardan maktu istinaf peşin harcı istenmesi gerekirken nisbi oranda istenmesi yasal düzenlemelere aykırı olup, bu nedenle muhtıra usulsüz olduğundan, usulsüz muhtıraya dayalı sayın çoğunluk görüşünde de isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken istinaf peşin harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağı konusunda hiçbir yasal değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.