Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/5717 E. 2023/556 K. 26.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5717
KARAR NO : 2023/556
KARAR TARİHİ : 26.01.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Esastan ret-kabul

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf talebinin reddine, davalılar vekillerinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin “Pedia İmmun” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın nihai olarak Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından reddedildiğini, oysa başvuru konusu işaretin müvekkilinin itirazına mesnet “PEDİAMİN” ibareli markası ile iltibasa neden olacak düzeyde benzer olduğunu, tescil kapsamında yer alan malların da benzer bulunduğunu, “Pedia” ve “immun” kelimelerinin 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 5 inci maddesine göre tasviri nitelikte olduğundan dava konusu ibarenin marka olarak tescil edilemeyeceğini ileri sürerek 2018-M-2140 YİDK kararının iptalini ve dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili cevap dilekçesinde; taraf markalarının benzer olmadığını, markalarda ortak olarak yer alan “Pedia” ibaresinin “çocuk ile ilgili” anlamını verecek şekilde kullanılan bir ön ek olduğunu, taraf markalarının ilaç emtiasına ilişkin bulunup tüketicisinin hekim ve eczacılar olduğunu, bu nedenle iltibas tehlikesinin bulunmadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının itirazına mesnet markasını 5 yıldır kullanmadığını, “Pedia” ibaresinin çocuk, “Immun” kelimesinin ise bağışıklık sistemi anlamına geldiğini, müvekkili şirketin ürünün içeriği çocukların bağışıklık sistemini güçlendirmeye yönelik olduğundan anılan ibareli markasıyla piyasaya sürülmesinin doğal olduğunu, davacının itirazının 6769 sayılı Kanun ‘un 7 nci maddesinin beşinci fıkrasına aykırı olduğunu, müvekkilinin “pedia” ön ibareli tescilli markalarının bulunduğunu, taraf markalarında ortak olarak yer alan “pedia” kelimesinin sıklıkla kullanılan “çocuk” anlamına gelen evrensel bir kelime olduğunu, taraf markalarının benzer bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının “Pediaİmmun” ibareli başvuru markasıyla davacının “PEDİAMİN” ibareli markası arasında 5 inci sınıfındaki emtialar yönünden görsel ve sescil olarak hedef tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğu, hedef tüketici kitlesince yargılama konusu 5 inci sınıftaki malları yönünden ayırdığı satın alma süresi içinde davalının “Pediaİmmun” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacıya ait “PEDİAMİN” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılamasının mümkün olmadığı, 5 inci sınıf emtialarda hedef tüketicinin doktor,veteriner hekim, eczacı ve kimyasal ilaç satanlar ile diğer sağlık sektöründe yer alanlar olduğu öne çıksa da dikkat düzeyi yüksek olduğu ileri sürülse de hayatın olağan akışına göre eczanelerde ya da kimyasal ilaç satan işyerlerinde ve diğer tıbbı ürün satan yerlerde çalışan yukarıda sayılan meslek mensupları dışında kalfa olarak çalışan yardımcı elemanların “Pediaİmmun” ve “PEDİAMİN” ibareli ürünleri karıştırma ihtimali olduğu, bu tür ürünler ilaç şeklinde reçete edilseler de doktor ve eczacı dışında yaygın olarak diğer yardımcı elemanların da çalıştığı, veteriner hekimlerin yazdığı hayvansal ilaçların da ehil olmayan kalfaların çalıştığı işyerlerinde (hedef tüketici nezdinde) bu ürünlerin karıştırılabileceği, markaların yüksek benzerliği nedeniyle hedef tüketici nazarında başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalar algısı da oluşabileceği, bu açıdan 5. sınıftaki emtialarda 6769 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki iltibas koşulu oluştuğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 282 nci maddesi uyarınca yukarıda belirtilen gerekçelerle bilirkişi raporundaki aksi görüşe itibar edilmediği, 10 uncu sınıftaki emtialarda ise iltibas oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 2018-M-2140 sayılı YİDK kararının dava konusu edilen 2017/35455 sayılı markanın 5 inci sınıftaki emtialar yönünden iptaline, dava konusu 2017/35455 sayılı markanın 5 inci sınıftaki emtialar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece dava konusu marka yönünden mutlak red nedenleri yönünden tescil engeli bulunmadığı bildirilmişse de gerekçesinin belirtilmediğini, dava konusu marka vasıf bildirdiğinden 6769 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereğince marka olarak tescil edilemeyeceği gibi ayırt ediciliğinin de bulunmadığını, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 10 uncu sınıf malların 5 inci sınıf emtia ile benzer olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraf markalarının benzer olmadığını, markalarda ortak olarak yer alan “Pedia” ibaresinin “çocuk ile ilgili” anlamını verecek şekilde kullanılan bir ön ek olduğunu, taraf markalarının ilaç emtiasına ilişkin bulunup tüketicisinin hekim ve eczacılar olduğunu, taraf markları arasında iltibas tehlikesi bulunmadığını, bilirkişi raporu ile de aynı hususların tespit edildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

3.Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; “Pedia” ibaresinin çocuk, “Immun” kelimesinin ise “bağışıklık sistemi” anlamına geldiğini, müvekkili şirketin ürünün içeriğinin çocukların bağışıklık sistemini güçlendirmeye yönelik olduğundan anılan ibareli markasıyla piyasaya sürülmesinin doğal olduğunu, davacının itirazının 6769 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinin beşinci fıkrasına aykırı bulunduğunu, Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/464 E., 2019/265 K. sayılı dosyasında müvekkiline ait Pediamed ve davacının itirazına mesnet markası arasında benzerlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı tarafça açılan davanın reddine karar verildiğini, taraf markalarının benzer olmadığının mahkemece alınan bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, müvekkilinin “pedia” ön ibareli tescilli markalarının bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların markaları arasında dava konusu marka kapsamında yer alan 5 inci sınıf bakımından emtia benzerliği şartı gerçekleşse de marka işaretleri arasında bulunan nispi benzerliğin, hitap ettiği tüketici kitlesi nazara alındığında 6769 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince iltibasa neden olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, davalılar vekillerinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mutlak ret sebeplerinin bulunduğunu, bu durumun mahkemece resen dikkate alınması gerektiğini, davalının markasının sektörde yaygın kullanılan bir ibare olduğunu, ayırt edici nitelikte olmadığını, markaların benzer olmadığına ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu, 10 uncu sınıf mallar davacı markası kapsamında olmasa da 5 inci sınıfla benzer olduğunu, bu nedenle 10 uncu sınıf mallar yönünden de kabul kararı verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, YİDK kararının dava konusu edilen markanın 5 inci sınıfta yer alan emtialar yönünden iptalinin gerekip gerekmediği, hükümsüzlük yönünden ise taraf markaları arasında iltibas iddiası ile birlikte davalı başvurusunun mutlak ret engeli oluşturup oluşturmayacağı, dava konusu markanın tüm emtialar açısından hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6769 sayılı Kanun’un 5 inci, 6 ıncı, 7 nci ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.