YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5710
KARAR NO : 2023/492
KARAR TARİHİ : 24.01.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulüne
Taraflar arasındaki marka ile ilgili Kurum kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının FİT ibareli 29., 30. ve 32. sınıf ürünleri içeren 2007/32835; FİT ibareli 29., 30. ve 32. sınıf ürünleri içeren 2013/60855; FİT İNDEKS ibareli 29., 30. ve 32. sınıf ürünler ile 35. sınıf hizmetleri içeren 2013/29479; FİT İNDEKS ibareli 29., 30. ve 32. sınıf ürünler ile 35. sınıf hizmetleri içeren 2013/29468; FİT X ibareli 29. ve 30. sınıf ürünler ile 35. sınıf hizmetleri içeren 2013/29392; FİT ibareli 29., 30. ve 32. sınıf ürünleri içeren 2000/4524 (Müddet) sayılı tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının 20.12.2016 tarihinde “MACROFİT” ibareli, 16., 29., 30., 31., 35., 41. sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2016/103493 kod numarası verilen başvuruya davacının iltibas, tanınmışlık ve kötü niyet vakıasına dayanarak yaptığı itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından 2017/M-10235 sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kötüniyetli başvurunun tescilinin davacının “FİT” esas ve ayırt edici unsurlu markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceğini ileri sürerek YİDK kararının iptalini ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı TPMK vekili cevap dilekçesinde; davalı Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir
2.Davalı … Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; “FİT” ibaresinin gıda sektöründe yer alan mallar bakımından diyet amaçlı, zindeliği koruyan ve yüksek kalori içermeyen ürünleri tanıtmak amaçlı kullanıldığını, başvuru konusu işarette ise “MACROFİT” ibaresinin yer aldığını, bütün olarak ortalama düzeydeki tüketicilerin davacı markalarıyla başvuru konusu işareti karıştırmasının mümkün olmadığını, davalıya ait “macro” ibareli markların seri markalar olduğu ve tüketici nezdinde tanınmış olduğunu, fit ibaresinin vasıf bildiren tanımlayıcı bir ibare olduğunu, ayırt ediciliğinin düşük olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının markalarının davalının 2016/103493 sayılı başvurusunun kapsamında bulunan 29., 30. ve 35. sınıf ürün ve hizmetlerin, davacının markalarının kapsamında yer alan ürün ve hizmetlerle aynı türden olduğu, davacının “FİT” ibareli markalarının 29., 30., 32., 35. ve 43. sınıftaki gıda ürünleri ve bununla ilgili hizmetlerin sunumu bakımından zayıf bir marka bulunduğu, zayıf markaların ayırt edici gücü yüksek markalar gibi korunmasının mümkün olmadığı, davacının markalarıyla davalının “MACROFİT” ibareli başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak, genel izlenimde ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerliğin bulunmadığı, markaların bir bütün olarak korunabileceği, davalı markasında “FİT” ibaresinin yalnız bulunmadığı, “fit” ibaresi ile özgün biçimde yazılmış “MACRO” ibarelerinin ayrılmaz biçimde birleştirildiği ve yeni, önceki anlamlarından arınmış, tamamen farklı bir görsel, sescil ve anlamsal etki bırakan, yeni bir işaretin oluşturulduğu, davalının kötüniyetli olduğunu gösterir bir delilin bulunmadığı, başvurunun davacının markalarıyla benzer olmadığından davacının markalarının tanınmış olmasının sonuca etkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin “FİT” ibaresinin gıda emtiası bakımından zayıf bir ibare olmayıp, ayırt ediciliğinin yüksek bulunduğunu, zayıf dahi olsa tescilli olduğu sürece asgari korumayı hak ettiğini, “MACROFİT” ibareli başvuru ile müvekkili adına tescilli “fit” ibaresinin esas unsurlarının birebir aynı olmasına rağmen, mahkemece farklı olduğuna karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, “MACRO” ifadesinin davalı şirketin çatı markası bulunduğunun göz önüne alınmadığını, davalının asıl tescil ettirmek istediği ibarenin “FİT” ibaresi olduğunu, “MACRO” kelimesinin hiçbir ayırt ediciliğinin bulunmadığından ve tanımlayıcı bir ibare olduğundan, iltibas değerlendirmesinde de dikkate alınmasının mümkün olmadığını, gıda ürünlerinin tüketim amacı, nispeten daha ucuz olması, erişiminin oldukça kolay olması, tüketim aşamasında gerekli özenin gösterilmesinin beklenmemesi gibi çoğaltılabilir nedenlerle dikkat düzeyi daha düşük ortalama tüketici kitlesi bakımından iltibasın engellenebilmesi adına, markalar arasındaki farklılığın çok daha belirgin olmasının gerektiğini, davalı şirketin başvurusunun kötü niyetli olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin verdiği kararın, daha önce “fit” markası hakkında verilen emsal mahkeme kararlarına da aykırı bulunduğunu belirterek İlk Derece Mahkemenin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
c. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu “MACROFİT” ibareli davalı başvurusunda, “FİT” ibaresinin başına eklenen “MACRO” ibaresi, Türkçe’de “büyük, geniş” anlamlarına geldiğinden, ayırt ediciliği oldukça düşük bir ibare olduğu, bu ibarenin “FİT” ibaresinin başına getirilmesinin, her iki marka arasındaki ayırt ediciliğin sağlanmasında yeterli olmadığı, tam tersine tüketici zihninde doğrudan “Fit” ibaresini hatırlattığı, dolayısıyla davalı markasının davacı markalarının serisi olarak algılanmaya uygun bir işaret olduğu, “MACROFİT” ibareli işaret ile “Fit” ibare ve biçimli markanın, alıcılarının/yararlanıcılarının belleğinde bıraktığı görsel ve işitsel izlenim ve kulağında kalan ses ve iz ile aynı etkiyi doğurduğu, alıcının davalı tarafından sunulan mal/hizmeti almayı veya yararlanmayı düşündüğünde, davacıya ait ürün/hizmet zannedebileceği, hatta malların alıcısı durumundaki kişilerin iki farklı markayla karşı karşıya olduklarını anlamalarına rağmen, bu iki markanın aynı kişiye ait olduğunu sanmaları veya bu malları sunan işletmeler arasında idari-ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu ve bu bağlamda anılan ibareyi davacının vermiş olduğu bir lisansla kullandığı düşüncesine kapılmaları ihtimalinin de yüksek olduğu, davalının dava konusu markayı çekişmeli sınıflar bakımından tescil ettirmesinin, davacının “Fit” ibareli ürün/hizmetler için tüketiciler ve yararlanıcılar nezdinde, markaların aynı işletmeye ait seri markalar olduğu izlenimini yaratacağı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin “Profit” ibaresini davacı markaları ile benzer gören 23.09.2019 tarihli ve 2018/4315 E., 2019/5627 K. sayılı ilamı ile, “Çokofit” ibaresini davacı markaları ile benzer gören 02.12.2019 tarihli ve 2019/1049 E. 2019/7730 K. sayılı ve “COOKFIT” ibaresini davacı markaları ile benzer gören 21.12.2015 tarihli ve 2015/6137 E., 2015/13716 Karar sayılı kararları da gözönünde bulundurulduğunda, benzer mallar açısından taraf markaları arasında, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğu kanaatine ulaşıldığı, 35/5 inci sınıfta 29., 30. ve 31. sınıf malların satışına özgülenmiş mağazacılık hizmetleri, davacının itiraza mesnet markalarının kapsamında aynen yer almakta ise de, başvuru kapsamında yer alan 33 üncü sınıftaki alkollü içecekler (biralar hariç); şaraplar, rakılar, viskiler, likörler, alkol içeren kokteyller mallarının satışına özgülenmiş mağazacılık hizmetlerinin veya müstakilen anılan malların, davacının itiraza mesnet markalarının kapsamında bulunmadığı, davacının markalarının kapsamında, 33 üncü sınıf mallar veya bu malların satışına özgülenmiş mağazacılık hizmetleri ile ilişkilendirilebilecek başka bir emtia da bulunmadığı, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesinin aldığı bilirkişi raporuna, 33 üncü sınıf malların satışına özgülenmiş mağazacılık hizmetlerinin, davacı markalarındaki emtia ile benzer bulunduğu görüşüne itibar edilmediği, diğer yönlerden anılan raporda belirtilen benzerlik değerlendirmesi kabul edildiği 29. ve 30. sınıflardaki tüm mallar ile 35/5 inci sınıfta 31. ve 32. sınıf malların satışına özgülenmiş mağazacılık hizmetleri yönünden taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğu, yine aynı raporda belirtilen, davacı markalarının tanınmışlığının ispatlanamadığı gibi 556 sayılı KHK 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası koşullarının davacı yararına gerçekleştiğinin de ispatlamadığı, ayrıca davalının dava konusu marka tescil başvurusunda kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, YİDK’in 2017/M-10235 sayılı kararının, 29. sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri.” ve 30. sınıftaki “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” malları ile 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden kısmen iptaline, markanın yukarıda belirtilen mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı … Tic. A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde özetle; taraf markalarının ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olma ihtimali bulunmadığını, bütünsel olarak değerlendirildiğinde markalar arasında benzerlik olmadığının açık olduğunu, markalar arasında görsel olarak hiçbir benzerlik bulunmadığını, somut olayda, İlk Derece Mahkemesi kararında ve dosya üzerinden alınan bilirkişi raporundan belirtildiği üzere taraf markaları arasında görsel ve işitsel benzerlik olmaması nedeniyle söz konusu markalar arasında sınıf benzerliğinin değerlendirilmesine gerek bulunmadığı, davalının “macro” ibareli markasının seri ve tanınmış marka olduğunu, tüketicinin dava konusu marka ile redde mesnet markayı karıştırma ihtimali bulunmadığını, davacının “fit” ibareli markasının vasıf bildiren tanımlayıcı bir ibare olduğunu, ayırt edici gücünün düşük olduğunu, piyasada sıklıkla kullanılan bu ibarenin davacının kullanımına hasredilemeyeceğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı TPMK vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını, markların aynı işletmeye ait seri markalar izlenimi yaratmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacıya ait önceki tarihli “fit” esas unsurlu markaların, davalının 2016/103493 numaralı ve “MACROFİT” ibareli başvurusu yönünden, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası ve 35 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre 2017/M-10235 sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığı ve davalı markasının hükümsüz kılınmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, dördüncü fıkrası ile 35 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalılara yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.