Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/569 E. 2022/4914 K. 15.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/569
KARAR NO : 2022/4914
KARAR TARİHİ : 15.06.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14.HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12.04.2018 tarih ve 2015/548 E- 2018/424 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 05.11.2020 tarih ve 2018/2274 E- 2020/1152 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili banka ile davalı … arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, diğer davalı …’ın sözleşmeleri kefil olarak imzaladığını, kredinin geri dönüşünün gerçekleşmemesi nedeniyle … 19. Noterliğinin 31/03/2015 tarih 7679 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin borçlulara gönderildiğini, borç ödenmeyince nakdi ve gayri nakdi kredi alacağının (teminat mektupları bedellerinin ve çek sorumluluk bedellerinin depo edilmesi) tahsili için ilamsız icra takibine geçildiğini, davalılar tarafından borca ve ferilerine itiraz edildiğini, yapılan itirazların haksız olduğunu ileri sürerek davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkilinin borcunun bulunmadığını, uygulanan faizin yüksek olduğunu, icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğunu, gayri nakit alacak talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile, davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığı, davalı …’in kefil sıfatıyla 02/03/2006 – 06/12/2006 – 15/03/2010 – 04/11/2010 – 26/05/2005 – 05/12/2005 tarihli genel kredi sözleşmelerini imzaladığı, teminat mektubu bedellerinin deposunun kefilden de talep edildiği, tüm sözleşmeler tek tek incelendiğinde, sözleşmelerin kefille ilgili maddelerinde teminat mektuplarının deposunun kefilden talep edilebileceğine ilişkin açık düzenleme bulunmadığı bu nedenle kefil açısından teminat mektubu bedellerinin deposuna yönelik talebin reddedildiği, takip talebinde kefil yönünden çek sorumluluk bedellerinin deposu talep edilmiş ise de dava dilekçesinde kefil yönünden çek sorumluluk bedellerinin deposu ile ilgili itirazın iptali talep edilmediğinden sözleşmelerde kefille ilgili olarak çek sorumluluk bedelinin deposu ile ilgili düzenleme bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmasına gerek görülmediği gerekçesiyle nakdi krediler yönünden davanın asıl borçlu ve kefil yönünden kısmen kabulüne, gayri nakdi krediler yönünden davalı kefil … hakkında açılmış olan teminat mektubu bedellerinin deposu ile ilgili itirazın iptali davasının reddine, asıl borçlu hakkında açmış olduğu itirazın iptali talebinin kabulüne, dava dilekçesinde kefil açısından çek sorumluluk bedelinin deposu talep edilmediğinden kefil yönünden bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; muhtelif tarihlere ilişkin kredi sözleşmelerinde kefalete ilişkin hükümlerde kefilin gayri nakdi kredilerin deposuna ilişkin sorumluluğuna yönelik açık bir hüküm bulunmadığı, takip talebinde gayrinakdi krediler açısından kefiller yönünden depo talebinde bulunulduğu, davalı kefilin itirazı açısından eldeki davanın açıldığı, davacının davalı kefile karşı açmış olduğu itirazın iptali davasının gayrinakit krediler yönünden reddine dair ilk derece mahkemesi kararının isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 15/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.