YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5686
KARAR NO : 2023/542
KARAR TARİHİ : 25.01.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun (YİDK) iptali ve markanın hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Kurum vekilinin başvurusunun reddine, davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1842 yılında kurulmuş, bünyesinde Omega, Longlines, Tissot, CalvinCIein, Rado gibi bir çok saat ve mücevher markasını barındıran, dünyanın çok tanınan ve bilinen saat ve mücevher kuruluşu olduğunu, müvekkili adına tescilli “SWATCH” ibareli markanın özel/00242 sayı ile tanınmış marka olarak sicile kaydedildiğini, müvekkilinin “SWATCH” ibaresinin ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, en çok tercih edilen, yaygın satış, pazarlama ve servis ağıyla sadece hitap edilen tüketici kitlesi üzerinde değil, tüm tüketici gruplarınca bilinen ve tanınan bir marka bulunduğunu, davalının 2015/29103 sayılı “İN WATCH” ibaresinin 9 ve 14. sınıfta tescili için yaptığı başvuruya müvekkilinin itirazlarının, YİDK’nın 2016-M-4830 sayılı kararı ile reddedildiğini, oysa başvurunun tescilinin 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüne aykırılık teşkil edeceğini, bu ibarenin seri marka izlenimi yaratacak bir ibare olduğunu ayrıca 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası şartlarının müvekkili yararına oluştuğunu, davalının başvurusunun kötü niyet ihtiva ettiğini ileri sürerek YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve kanuna uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Diğer davalı … cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf markalarının kapsamlarının, davalı marka başvurusunda yer alan 14 üncü sınıftaki tüm mallar ile 09 uncu sınıfta yer alan “Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrikli ziller, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil),” malları ile aynı tür olduğu, taraf markalarında ortak unsur olarak bulunan İngilizce “WATCH” kelimesinin Türkçe’de “saat” anlamına geldiğinin ortalama tüketicilerce bilindiği, bu nedenle “watch” sözcüğüne bir başka sözcük ya da harf eklenerek saat ve zaman ölçer cihazlar bakımından, yeni mal ve/veya hizmet adları yahut markaları türetilmesinin yaygın bir uygulama olduğu, bu ibarenin yoğun, yaygın ve eylemli kullanım sonucu, ilgili mal ve hizmetler bakımından, ticaret hayatında herkesin kullanımına açık hale geldiği, dolayısıyla saat ve zaman ölçme cihazları açısından “Watch” sözcüğü, malın adından ibaret olduğundan, ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, her ne kadar davacının “SWATCH”, “ISWATCH” ibareli markalarına dayanarak “İNWATCH” ibareli marka başvurusunun kapsadığı tüm mal ve hizmetler için reddini istemiş ise de 12 nci madde kapsamında haklı kullanım içeren mal ve hizmetler bakımından hakkının bulunmadığı, “Watch” ibaresinin 14 ve 9 uncu sınıfta yer alan “saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil)” malları açısından tanımlayıcı olduğu, bu nedenle bu ürünler açısından “S”, “IS” ve “İN” harflerinin esas unsur konumunda ve iltibası engelleyecek güçte olduğu, diğer mal ve hizmetler bakımından ise “watch” kelimesinin ayırt edici bir marka işareti bulunduğu, bu emtia yönünden markaların aynı esaslı unsuru içermeleri sebebiyle aralarında benzerlik ve iltibas ihtimalinin oluştuğu, somut olayda farklı mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin dördüncü fıkrasının davacı yararına oluştuğunun söylenebilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile YİDK kararının 09 uncu sınıfta yer alan ve hükümde tek tek sayılan mallar yönünden iptaline, davalı şirket adına tescilli 2015/29103 sayılı “İN WATCH” ibareli markanın tescilli olduğu 09 uncu sınıfta yer alan ve hükümde tek tek sayılan ve 14 üncü sınıfta “kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil) altınlar mücevherler kıymetli taşlar ve bunlardan mamül takılar kol düğmeleri kravat iğneleri ve heykeller biblolar” malları yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; “SWATCH” ibaresinin sonradan oluşturulma/türetme bir ibare olduğunu, özellikle saat ve zaman ölçme aletleri alanında dünyaca tanınmış bir marka olup gerek ülkemizde ve gerekse dünyada aralıksız ve fasılasız olarak gerçekleştirdiği ticari faaliyetleri neticesinde, tüketiciler nezdinde “SWATCH” ibaresi ile “tek ve bitişik bir marka” olarak algılandığını, hiçbir şekilde markanın “S – WATCH” ibaresi ile algılanmadığını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/15582 E., 2013/22186 K. sayılı kararında, davalının başına “İ” harfi ekleyerek oluşturduğu “i_WATCH” işaretinin, müvekkilinin tanınmış markalarının serisi şeklinde algılanacağının ve iltibas tehlikesi yaratacağının hükme bağlandığını, Ankara 20. Bölge Adliye Mahkemesinin 2017/444 E., 2017/330 K. sayılı kararının da aynı yönde olduğunu, dolayısıyla benzerlik/iltibas değerlendirmesinde “SWATCH” ibaresinin bir bütün olarak yapılması gerektiğini ve “SWATCH” ile “İNWATCH” ibaresinin benzer olduğunu, kısmen reddedilen 14. sınıfa dahil alanlarda da “saatler, zaman ölçme cihazları (kronometrelet ve parçaları, saat kordonları dahil)” iltibasın oluştuğunu, seri marka gibi algılanma riskinin bulunduğunu ileri sürerek Mahkemenin kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; markalar arasındaki benzerlik değerlendirilmesinin, markada yer alan kelime ya da şekil unsurlarının birbirlerinden bağımsız olarak tek tek ele alınması yoluyla değil, markada yer alan tüm unsurların birlikte yarattığı bütüncül izlenime göre yapılmasının gerektiğini, dava konusu 2015/29103 sayılı ve “IN Watch” ibareli markanın, kendine özgü tek tip bir yazı karakteriyle, siyah renkte harfler kullanılarak yazıldığını, iki kelimeden oluşan markada “İN” ibaresinin ve “W” harfinin büyük, diğerlerinin küçük olduğunu, davacı markalarında yer almayan ibarelere, davalı markasında esas unsur olarak yer verildiğini, bunun yanı sıra “İN” ibaresinin markadaki kullanımının ve konumlandırılışının ve okumanın soldan sağa doğru yapılacağı da göz önüne alındığında, markanın başında yer alan, fonetik açıdan vurguyu üzerinde taşıyan kelimelerin her iki markada da farklı olmasının, markaların kulakta bıraktığı izi tamamen değiştirdiğini, bu durumun markaları sadece görsel olarak değil, işitsel ve anlamsal düzeyde de yeterince farklılaştırdığını, öte yandan davalı markasında yer alan kelimelerin bir araya getirilmesiyle tek başına içerdikleri anlamdan farklı olarak bütünsel bir anlam ve birlik oluşturulduğunu, ifadenin parçalara ayrılarak salt tasviri nitelikteki “watch” ibaresi üzerinden inceleme yapılmasının ve benzerlik kurulmasının isabetli olmayacağını ayrıca Mahkemece iltibas ihtimalinin bulunduğu kabul edilen 09 ve 14. sınıfta yer alan bir kısım mallar yönünden, ortalama tüketici kitlesinin dikkat ve algı düzeyinin yüksek olduğunu, dava konusu mallar kapsamında ortalama tüketicilerin markaları karıştırma ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek Mahkemenin kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince taraf markalarının tescil kapsamındaki emtianın 9 ve 14. sınıflardaki bir kısım mallar yönünden iltibas tehlikesi yaratmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği; ancak “Swatch” ibareli markanın türetme bir marka olduğu, davalının başına “İN” hecesi ekleyerek oluşturduğu “İN WATCH” işareti, davacının tanınmış markaları ile 9. ve 14 üncü sınıfta yer alan “saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil)” malları açısından da davacı markalarının serisi şeklinde algılanacak olup iltibas tehlikesi oluşturacağı, Mahkemece 9. sınıf mallar açısından da bir ayrıma gidilmediği ve bir kısım malların, davacının markalarının kapsamındaki 9. sınıf mallarla benzer olmadığının kabul edildiği ve özellikle davacı markalarının tanınmış olduğunun gözetildiği gerekçesiyle davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
2. 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve dördüncü fıkrası.
3. Dairemizin 03.04.2019 tarihli 2018/443 E. ve 2019/2596 K. sayılı ilamı
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Kurum vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı TPMK’ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.