Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/5675 E. 2023/62 K. 09.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5675
KARAR NO : 2023/62
KARAR TARİHİ : 09.01.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1368 Esas, 2021/635 Karar
DAVA TARİHİ : 28.05.2018
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/379 E., 2019/569 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilinin davalıdan cari hesaptan kaynaklanan alacağı olduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının alacağının dayanağının belirsiz olduğunu, müvekkiline verilen hizmetin davacı tarafından ispatının gerektiğini, alacağın likit olmadığını savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ticari defterlerinde davalının takip edildiği bir cari hesabın olmadığı, takip dayanağının ise cari hesap olduğu ve takip ekine, cari hesap olarak satış ve alış fatura listelerinin sunulduğu, davaya konu edilen alış faturalarının fatura tarihinde nakit ödeme, satış faturalarının ise fatura tarihinde nakit tahsilat olarak kayıtlı olduğu dolayısıyla takip ve davaya konu alış ve satış faturalarına dayalı borç ve alacak bakiyelerinin olmadığı, davalının defterlerine göre, davacının takibe konu ettiği satış faturalarının (davalı tarafından davacıya tanzim edilen) davacı hesabının borcuna kayıtlı olduğu, davacı şirketin cari hesabının 67.491,00 TL borç bakiyesi verdiği, davacının davalıya 31.12.2017 itibari ile 67.491,00 TL borçlu olduğu, davacı ticari defterlerinde davalıdan teslim aldığı faturaların nakit ödeme olarak kayıtlı olduğu, buna karşılık her bir fatura için ödeme makbuzu ibraz edilmediği, davacının takip talebine dayanak olarak beyan ettiği cari hesaba ticari defterlerinde rastlanmadığı, davacının ayrıca takip dayanağında ve kendi ticari defter kayıtlarında yer almayan ödeme makbuzlarını ibraz ettiği ve avans ödemesi olduğunu beyan ettiği, kendi ticari defterlerinde olmayan ve takip dayanağında yer almayan bu belgelerin huzurdaki dava için dikkate alınması gerekir ise ancak davalıdan teslim alınan faturalara karşılık yapılmış bir ödeme olarak dikkate alınması gerektiği, ayrıca belgelerin bazılarında tarih bölümünde yazılan tarihin anlaşılır bir tarih olmadığı, davacının davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı, davacının davasını yasal deliller ile ispat edemediği dikkate alınarak davacının yemin deliline dayandığı gözetilerek davalı tarafa yemin teklif etme hakları olduğu hatırlatıldığı, davacı vekili kesin süre içinde davalı tarafa yemin teklif ettiklerine ilişkin bir dilekçe sunmadığı, davacının takipte kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın ve davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirket kayıtları üzerinde yeterli inceleme yapılmadığını, yeni bir bilirkişi raporu alınması yönündeki taleplerinin reddedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından icra takibinin kötü niyetli olarak başlatıldığını, dolayısıyla kötü niyet tazminatı taleplerinin reddinin doğru olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine ilişkin kısmının kaldırılmasını ve kötü niyet tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ispat yükü üzerinde olan davacının davasını ispat edemediği, dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklandığı üzere davacı tarafından sunulan listelerde yer alan ve dava konusu edilen alış faturalarının fatura tarihlerinde nakit ödeme, satış faturalarının ise fatura tarihlerinde nakit tahsilat olarak kayıtlı olduğu, İlk Derece Mahkemesince hatırlatılmasına rağmen davalıya yemin de teklif edilmediği, dolayısıyla ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, icra takibinin kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişice müvekkili şirket kayıtları üzerinde gerekli ve yeterli inceleme yapılmadan rapor tanzim edildiğini, bilirkişinin ödeme makbuzlarının kendisine ibraz edilmediğinden bahisle raporu eksik inceleme ve değerlendirme ile tanzim ettiğini, şirket yetkililerinin bilirkişinin istemiş olduğu belgeleri hazırlamak için süre istediğini, ancak bilirkişice belgelerin ibrazı beklenmeksizin kök raporundaki tespit ve değerlendirmeleri üzerine ek raporun hazırlandığını, başka bir bilirkişiden rapor alınması yönündeki itirazlarının reddedilerek eksik inceleme ve değerlendirme ile düzenlenmiş bu rapor dayanak alınarak davanın ve istinaf taleplerinin reddi kararının doğru olmadığını, yemin delilinden vazgeçilmediğini, feragat edilmediği hâlde Bölge Adliye Mahkemesince yemin delilinin hatırlatıldığından bahisle hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı takibinde kötü niyetli olduğundan lehlerine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacının cari hesap alacağını dayanak göstererek alış ve satış faturalarına dair listeleri eklediği ilamsız icra takibine davalının itirazının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Alınmadığı anlaşılan 179,90 TL temyiz ilam harcı ile 886,80 TL temyiz başvuru harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.