Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/5656 E. 2022/7261 K. 20.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5656
KARAR NO : 2022/7261
KARAR TARİHİ : 20.10.2022

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26.11.2020 tarih ve 2018/1135 E. – 2020/783 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili, taraflar arasında imzalanan 25/02/2013 tarihli sözleşmede satılamayan ve bozuk olan ürünlerin davalı tarafından değiştirileceğinin kararlaştırıldığını, buna istinaden müvekkilinin iade faturası ile malların iade alınmasını, çeklerin iade edilmesini talep ettiğini, davalının malları iade almadığını, çekleri de iade etmediğini, …’in davalı şirketin yetkilisi gibi hareket ettiğini, sözleşmede imzası bulunan …’ın davalı adına tahsilat makbuzlarını imzaladığını ve çekleri teslim aldığını ileri sürerek müvekkilinin çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, 5.000,00 TL manevi tazminatın ve 1.000,00 TL depo masrafının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, satılan ürünlerin bozuk ve ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini istemiş, müvekkilinin davacı-karşı davalıdan 21.251,00 TL alacağı olduğunu ileri sürerek alacağının tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin 54.064,25 TL’lik ürünü iade alması gerektiği, davacı 90.000,00 TL için menfi tespit davası açmış ise de davacının davalı şirkete dava tarihi itibarı ile 57.186,75 TL borcu bulunduğu, davacının davalıya toplam 90.000,00 TL’lik dava konusu çek verdiği, söz konusu çeklerin borçtan tenzili neticesi davacının 32.813,25 TL borçlu olmadığı, 1.000,00 TL depo masrafı talep edilmişse de 21/05/2019 tarihli celsede bu talebin konusuz kaldığının beyan edildiği, manevi tazminat koşulları oluşmadığı, davadan önce 70.000,00 TL’lik iki adet çekle ilgili tedbir kararı alındığından ve dava 32.813,25 TL için kabul edildiğinden (70.000,00 TL-32.813,25 TL=37.186,75 TL’nin %20’si tutarında) tazminatın taktiri gerektiği kanaatiyle asıl davada davacının dava konusu çekler yönünden 32.813,25 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, 7.437,35 TL tazminatın davacı-karşı davalıdan tahsiline, dava açıldıktan sonra ödenen 28/02/2014 vadeli ve 20.000,00 TL bedelli çek ile 15/03/2014 vadeli ve 30.000,00 TL bedelli çeklerin ödeme tarihleri itibariyle infazda nazara alınmasına, manevi tazminat talebinin reddine, depo masrafı talebinin konusu kalmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı-karşı davalı … vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı … vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 13/1. maddesinde, konusu para veya para ile değerlendirilebilen hukuki yardımlarda vekalet ücretinin, tarifenin 3. kısmına göre “nisbi” olarak belirleneceği hüküm altına alınmıştır. Ancak 30971 sayılı ve 07.12.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarife” ile anılan tarifenin 13. maddesine eklenen 3. fıkrada “maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez” hükmüne yer verilmiştir.
Karar tarihi olan 26/11/2020 itibariyle yürürlükte olan tarife değişikliği gereğince, reddolunan miktar üzerinden davalı yararına hükmedilecek red vekalet ücretinin, davacı taraf yararına belirlenen vekalet ücretini geçemeyeceği gözetilmeden, davacı-karşı davalı … aleyhine fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmayıp bu husus bozma sebebi ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi delaletiyle mülga 1086 sayılı HUMK’nın 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 8. bendindeki “8.234,28 TL” ibaresi hükümden çıkartılarak, yerine “4.921,99 TL” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacı-karşı davalıya iadesine, 20.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.