Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/5586 E. 2023/745 K. 09.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5586
KARAR NO : 2023/745
KARAR TARİHİ : 09.02.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Esastan ret

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin M/V “ ST. ANDREW” gemisinin kiracısı olduğunu, gemiyi 31 Ağustos 2016 tarihli Gencon 94 Charter Party sözleşmesi kapsamında “… (ASIA) CO. LTD” şirketine tahsis ettiğini, 31 Ağustos 2016 tarihli navlun sözleşmesi uyarınca; müvekkili ile dava dışı alt kiracı ile alt kiracının muhtelif demir yükünün …’den… ve Diliskelesi Limanlarına taşınması konusunda mutabakata vardıklarını, tarafların taşıma bedeli olan navlunun ilgili yüklerin gemiye yüklenmesinden itibaren 15 gün içerisinde ödeneceği hususunu da karara bağladıklarını, ancak 15 gün geçmesine rağmen navlunun müvekkiline ödenmediğini, navlun ödendiğinde konşimento düzenleneceğini, bu nedenle herhangi bir konşimento düzenlenmediğini, davalının elindeki konşimentoların orijinal olmadığının anlaşıldığını, geminin ödenmeyen navlun alacağı ve ayrıca orijinal konşimentoların bulunmaması nedeniyle açıkta demirde beklemek zorunda kaldığını, müvekkilinin geminin ve yükün muhafazası da dahil olmak üzere, yakıt, acente, liman gibi zaruri masraflar ödemek zorunda kaldığını, yüklerin tahliye edilmemesi nedeniyle toplam 660.669,83 ABD doları tutarındaki zararını teminat altına almak amacıyla, Gebze İcra Müdürlüğüne başvurularak müvekkilinin üzerinde kanunen hapis hakkı bulunan yüklere ilişkin defter tutulmasının talep edildiğini, Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2016/6337 E. sayılı dosyası tahtında taşınır rehininin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini, hapis hakkına açıkça itiraz edilmemiş olması nedeniyle artık taraflar arasında hapis hakkının tartışmasız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili … San. ve Tic. A.Ş.’nin sözleşmenin tarafı olmadığı gibi davacıya navlun ödeme yükümlülüğü de bulunmadığını, müvekkilinin Çin’den aldığı demir çelik yükünün… ve Gebze limanlarına taşınması konusunda dava dışı Tianjin Qiancheng International… Co.Ltd. isimli firma ile anlaştığını ve navlun bedellerini ödediğini, müvekkilinin ne davacı şirketle ne de dava dışı … (Asıa) Co.Ltd isimli şirketle yapmış olduğu bir taşıma sözleşmesi veya herhangi bir sözleşme bulunmadığını, rehin hakkına, ödeme emrine, borca, faizine, diğer tüm ferilerine ve takibe itiraz ettiklerini, hapis hakkının kanuni rehin hakkı olduğunu, rehin hakkına itiraz etmenin hapis hakkına itiraz anlamına geldiğini belirterek haksız davanın reddine, %20’den az olmamak üzere icra ve inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 31.08.2016 tarihli sözleşme kapsamında davacının taşıyan, dava dışı takip borçlusu …(Asia) Co.Ltd.’nin ise taşıtan, davacının ise akdi taşıyan olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 1200 üncü maddesi uyarınca navlun ücretinin borçlusunun taşıtan olduğu, gönderilenin malın teslimini talep halinde, navlun borçlusu olabilmesi için sözleşmenin veya konşimentonun veya bir denizde taşıma senedinin hükümlerine göre ödemeye yetkili kılınmış olması gerektiği, ancak dava dosyası kapsamında gönderilenin, navlun borcunu ödemeye yetkili kılındığına dair bir belgenin bulunmadığı, davalının navlun borçlusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacı tarafın takip yapmakta kötü niyeti ispat edilemediğinden, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; navlun ödemesinin on beş gün geçmesine rağmen yapılmadığı, kanuni hapis hakkının kullanıldığı, davalının navlun borçlusu ve yük ilgilisi olduğu, davalının hapis hakkına itiraz etmediğini, alıcı ödemeli navlun ibaresi olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kötü niyetli davrandığını, kötü niyet tazminatı yönünden kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarlamıştır.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ödenmediğini ileri sürdüğü navlun alacağından davalının sorumlu olup olmadığı, bu alacağı nedeniyle hapis hakkını ileri sürüp süremeyeceği hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk
6102 sayılı Kanun’un 1200 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.