Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/5564 E. 2023/2862 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5564
KARAR NO : 2023/2862
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/459 Esas, 2021/378 Karar
HÜKÜM : … yönünden davanın reddi, …
yönünden husumet yokluğundan reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; … yönünden davanın reddi, … yönünden husumet yokluğundan reddi karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 09.05.2023 günü hazır bulunan davacı vekilleri Av. ….. ve Av. … ile davalılar vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin bilgisayar ve elektronik eşya ithalatı alanında faaliyet gösteren dava dışı Bekom Bilgisayar Sistemleri San. A.Ş. ile TNB Bilgisayar Sistemleri A.Ş.’de 11.05.2004-18.11.2004 tarihleri arasında davalılar ile birlikte ortak olarak yer aldığını, müvekkilinin ortaklarla uyuşmazlıklar yaşadığını, ortaklıktan ayrılması yolunda davalılar tarafından yapılan baskılara direnemeyerek hisselerini devretmek zorunda bırakıldığını, hisse devir bedelinin 1.900.000,00 USD belirlendiğini, 18.11.2004 tarihli iki adet sözleşmenin hazırlanarak müvekkiline imzalatıldığını, Hisse Devir Protokolü’ne yazılmayan gerçek hisse devir bedelinin “Müşavirlik Sözleşmesi” başlığı altında düzenlenen diğer sözleşmeye geçirildiğini, müvekkilli tarafından davalılara keşide edilen 27.04.2005 tarihli noter ihtarnamesi ile hisse devri karşılığında kararlaştırılan 1.900.000,00 USD bedelin ödenmesinin istenildiğini, ancak davalılar tarafından haksız açılan davalara maruz kaldığını ileri sürerek hisse devri karşılığında ödenmesi taahhüt edilen 1.900.000,00 USD tutarındaki ayrılma payının 950.000,00 USD tutarındaki kısmın 31.12.2008 tarihinden, kalan 950.000,00 USD kısmının ise 31.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek döviz mevduat faiz oranları üzerinden hesaplanacak faizleri ile birlikte ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının bir dönem müvekkillerinin şirketlerine mali müşavirlik hizmeti verdiğini, bu dönemde dava dışı şirketlere bazı ortakların hisselerini satın alarak ortak olduğunu, sonrasında şirketlerdeki hisselerini devrettiğini, hisse bedellerine dair hiç bir hak ve alacağının kalmadığını, ayrıca 2001-2004 arası vergi dönemlerine ilişkin gerek doğmuş gerekse doğabilecek her türlü amme borcundan müşavirlik sözleşmesi kapsamında davacının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29.09.2017 tarih ve 2017/202 E. 2017/657 K. sayılı kararıyla; davalılardan …’in dava dışı TNB..A.Ş.’deki hissesini 08.12.2003 tarihinde yani dava konusu hisse devir sözleşmesinden bir yıl önce dava dışı Bekom..A.Ş.’ye 675.000,00 USD’ye satmış olduğu, buna göre bu devirden bir yıl önce davacının adı geçen şirketteki hissesini davalı …’e 8.150.00 TL’ye satmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, hisse devir sözleşmesi ile aynı tarihte imzalanan müşavirlik sözleşmesinde müşavirlik hizmeti karşılığı belirlenen 1.900.000,00 USD’nin de hayatın olağan akışına uygun olmadığı, müşavirlik sözleşmesi içeriği ve tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde gerçek hisse devir bedelinin müşavirlik sözleşmesi adı altında belirlendiği gerekçesiyle 1.900.000,00 USD’nin dava tarihinden itibaren devlet bankalarının dolara uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.06.2018 tarih ve 2017/1102 E. 2018/614 K. sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun görülmekle her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 04.02.2020 tarih, 2018/3764 E. 2020/900 K. sayılı kararıyla davacının bedelde muvazaa iddiasına dayalı davasını ispat edemediğinin kabulü ile davalılardan …’e açılan tahsil istemli davanın esastan reddi, diğer davalıya yöneltilen davanın ise pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf muvazaasının varlığının yazılı delille ispatlanması gerektiği, davacı tarafından ispata yarar yazılı delil sunmadığı, müşavirlik sözleşmesi başlıklı belgenin ise hisse devri sözleşmesine ilişkin hiçbir düzenleme içermediğinden dolayı hisse devir sözleşmesindeki bedelin muvazaa ürünü olduğunu ispata elverişli bir yazılı delil olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davalı …’e karşı açılan davanın esastan reddine, davalı …’e davacı tarafından her hangi bir hisse devri yapılmadığından bu davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; son celsede savunma haklarının kısıtlandığını, sözlü yargılamada son sözlerinin sorulmadığını, tahkikatın sona erdiğinin bildirilmediğini, ayrıca bozma ilâmının maddi hataya dayalı olduğunu, usulî müktesep hak doğurmayacağını, müşavirlik sözleşmesinin aslında hisse devir bedelini içerdiğini, bu kadar yüksek müşavirlik ücretinin olmayacağını, muvazaa konusundaki yaklaşımın hatalı olduğunu, dosyaya yazılı delillerin sunulduğunu, özellikle Av. Orhan …’ın mektubunun yazılı delil olarak durumu ortaya koyduğunu, aksi kanaat halinde dahi delil başlangıcı niteliğinde belge olarak kabul edilmesi gerektiğini, davalının bedelin uyarlanması için ayrıca dava açtığını, bunun bir ikrar mahiyetinde olduğunu, davalı … yönünden husumetten red kararının da hatalı olduğunu, sözleşmede imzasının bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava hisse devir bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, uyuşmazlık hisse devir bedeline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.