YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5547
KARAR NO : 2022/5298
KARAR TARİHİ : 27.06.2022
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27.01.2021 tarih ve 2019/119 E. – 2021/92 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı banka nezdinde açtığı hesaplara değişik zamanlarda döviz, TL ve menkul kıymet yatırdığını, bir kısmını çekmek istediğinde hesaplarının kapatılmış olduğunun bildirildiğini, müvekkilinin fazlaya ilişkin istemlerini saklı tutarak davalı aleyhine açtığı Kadıköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın Yargıtay aşamasından da geçerek kesinleştiğini ve bu davada müvekkilinin hisse senetlerinin toplam adedinin tespit edildiğini ileri sürerek, şimdilik 13.641,00 TL ve 10.076,00 DM’nin temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, muhtelif hisse senetlerinin 24.02.1998 ilk dava tarihinden itibaren yapılan bedelli bedelsiz sermaye artırımları göz önünde bulundurularak iadesini, anılan hisse senetlerine 24.02.1998 ilk dava tarihine kadar verilen temettü bedellerinin her birine ayrı ayrı yürütülecek en yüksek banka faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.04.2008 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 957.937,54 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; uyuşmazlığın davacı ile arkadaşı ve aynı zamanda müvekkili bankanın eski müdürü olan… arasındaki ilişkiden kaynaklandığını, davacının ilk davada fazlaya dair haklarını saklı tutmadığını ve davanın zamanaşımına uğradığını, davacının otoparkta bilet gişesinde çalıştığını, maddi durumunun iyi olmadığını ve bu hesaplardaki işlemlerin kaynaklarını açıklayacak durumda bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı vekilinin taleplerinin dava dilekçesi çerçevesinde ve aynen iadesi talep edilen hisselere ilişkin hisse adedinin, ıslah dilekçesi ile azaltılmış olduğu gözetilerek hüküm kurulduğu,Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2005/2787 esas ve 2006/2492 karar sayılı onama kararı ile kesinleşen Kadıköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/1108 esas sayılı dosyasında tespit edilen, davacının TL cinsinden ve Mark cinsinden mevduat alacakları ile doğmuş temettü alacakları yönünden davacının hesabında bulunan 13.641,00 TL ve 10.076,00 DEM alacağının tahsiline karar verilmesi gerektiği, davacının 10.076 DEM olarak tahsilini talep ettiği alacak kalemi yönünden, Mahkememizin önceki kararlarında TL cinsinden tahsile ilişkin kararlarının davacı tarafça temyiz edilmemiş olduğunun gözetildiği, 10.076 DEM alacağın dava tarihindeki Euro kuru üzerinden TL karşılığının, 10.349,41 TL olarak tahsiline dair karar verilmesi gerektiği, davacının dava dilekçesinde 4. maddede açıkladığı ve 24/02/1998 tarihine değin doğmuş temettü alacakları yönünden, doğmuş temettü tutarlarına ilişkin tespit edilen toplamda 3.661,52 TL temettü alacağının tahsiline dair karar verilmesi gerektiği, davacı vekilince dava dilekçesinde 5. maddede açıklanan ve 24/02/1998 ile dava tarihi arasında doğmuş temettü alacağı istemi bakımından, dava tarihinde somut bir değerin talep olunmadığı, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan HUMK hükümleri gereğince istemin belirsiz alacak olarak da değerlendirilemeyeceği, bu alacak kalemi yönünden talebin ilk defa ıslah dilekçesinde somutlaştırıldığı, ne var ki ıslah tarihi itibariyle bu istemin zamanaşımına uğradığı belirlenmekle; 24/02/1998 ile dava tarihi arasında doğmuş temettü alacağına yönelik istemin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 35.723,22 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.